• 12 eylül referandumu'ndan sonra türkiye'nin daha demokratik olacağını söyleyen, hatta bu anayasanın işçiler lehine iyi düzenlemeler sağlayacağını bile iddia eden, "12 eylül'de 'hayır' çıksaydı kürt sorununda savaş rüzgarları eserdi, ama şimdi barış konuşacak" gibi tarihi gaflara da imza atan, başbakandan teşekkür alan malum çevrenin, elinde yalnızca kenan evren'in yargılanması kaldığından, bu yargılanmanın aslında akp'nin kendini demokrat gösterme çabası ve tarihi tersyüz etme girişimi olduğunu düşünen yarınlar dergisine saydırması oldukça doğal.

    elinden oyuncağı alınan çocuk gibi zırlıyorlar... ne kadar zırlarsa zırlasınlar, yarınlar varolmaya ve gerçekleri yazmaya devam edecek. kudurun lan.
  • bir elinde cımbız bir elinde ayna ile laf dalaşına girmeye davranan liberal çakalların cımbızladığı yazıya bir bakalım:

    "12 eylül rejiminin türkiye’yi sokmuş olduğu kulvarda büyüyüp serpilen tarikatlar, mevcut sermaye gruplarını domine edecek kadar güçlenen yeşil sermaye ve türk-islam sentezi olarak özetlenen resmi ideoloji, refah partisi’nin 1991 seçimleriyle meclis’e girmesine ve 1995’de de iktidara gelmesine neden olan toplumsal konjonktürün yaratılmasında hayati rol oynamıştır. önceleri soğuk savaş koşullarında abd emperyalizmi tarafından müslüman ülkelere biçilen islamcı devlet modeli, refah partisi’nin geleneksel kadrolarının esas çizgisini oluşturuyordu. soğuk savaş sonrası koşullara uymayan ve abd’nin kontrolünden (özellikle afganistan ve diğer müslüman ülkelerde yaşanan deneylerle kanıtlanan) çıkma eğilimi gösteren bu strateji, daha ılımlı ve daha amerikancı olan bir yenisiyle idame ettirilmiştir. günümüzde iktidar partisinin ideolojik çizgisini ifade eden “ılımlı islam” kavramı, özetlenen tarihsel süreç içinde olgunlaşmıştır. bu bağlamda, hali hazırda abd emperyalizminin ortadoğu için yürürlülüğe koyduğu bir stratejinin ürünü olan akp, bizzat abd menşeli 12 eylül darbesinin bir ürünüdür. tarikatların ve yeşil sermayenin, pek sevdikleri evren paşa’nın 12 eylül’de açtığı yolla başlayan serüveni, akp hükümetinin yakaladığı toplumsal ve ekonomik gücü yaratmıştır.

    ...akp’nin 12 eylül’le belli çerçevelerde hesaplaşmaya gittiğini söylemek ahmaklıkla eşdeğerdir. 12 eylül’le hesaplaşma söylemi, basit bir politik söylem olarak, hem akp’nin güncel politik hamlelerine meşruluk kazandırma gayreti içinde oluşturulmuştur hem de 12 eylül’le gerçek bir hesaplaşmanın önünü kesecek şark kurnazlığının eseridir. darbenin gerçek mağdurları olan emekçi kitleler kaderlerine razı olsunlar, 12 eylül’ü sorgulama onuru en büyük demokrat gülen şürekası ve evren’gillere mahsus olacaktır, öyle mi? ayrıca söz konusu değişiklikle evren’e yargı yolunun açılacağı iddiası bir fanteziden ibarettir. darbecilerin yargılanmasını engelleyen 12 eylül anayasası’ndaki geçici 15. maddenin “geçiciliği” zaman aşımına kadardır!

    ...kısaca özetlenen bu çerçeve gereğince, akp’nin 12 eylül ruhunu aynen taşıyan, esas olarak kendi politik stratejisi çerçevesinde oluşturulmuş, ülkenin temel hak ve özgürlükler sorununu görmezden gelip, üstüne üstlük onları kullanan bir anayasa önerisiyle karşımıza çıktığını rahatlıkla söyleyebiliriz."

    yani yarınlar te 2010 ağustos ayında demiş ki, anayasa değişikliği teranesi akp'nin mavi boncuk dağıtacağı(dağıtmak zorunda olduğu), yırtılmaya başlayan demokrat maskesini sağlamlaştıracağı bir tiyatrodur. akp bu çerçevede, mutlak muktedir olmasının verdiği güçle, farklı hamleler yapabilir, bir "düzen kurma aracı" olarak kullandığı davalarda kamuoyuna farklı havuçlar gösterebilir, yemler atabilir. bütün bunlar bekelenbilir, fakat yarınlar te 2010 ağustosunda demiş ki, 12 eylül'ün meşru çocuğu olan akp, anasını-babasını yargılayamaz!

    bitti.

    2010 ağustosundan bu yana ne mi oldu? "12 eylül'ü yargılayan şanlı akp"nin defterinde yazanlara bir bakalım: hopa davası mı diyeyim, dink cinayeti davası mı, sivas davası mı, kck mı, devrimci karargah mı, ergenekon mu, balyoz mu, şike mi... saymaya kalksam altında kalırım ama goygoycu dsiplinin derdi ortalığı bulandırmak, o da işini yapıyor neticede... fakat ufak aklıyla, verdiği linke tıklanıp yazının tamamının okunabileceğini düşünemiyor.

    tanım: öngörüleri doğru çıkan devrimci yayın faaliyetidir.

    not: ökkeş kenger mağdurmuş la, ben de çok güldüm.
  • müneccim boku yemiş gibi davranan dsipliler hala anlamadı. yarınlar'ın 12 eylül referandumu hakkında, yeni anayasa meselesi hakkında yazıp çizdiği şeylerin esası "bunlar akp'nin kendi düzenini tesis etmesi sürecindeki hamleleridir, aynı zamanda demokrat maskesini kurtarmak için elinde tuttuğu kozlardır". "söz konusu değişiklikle evren’e yargı yolunun açılacağı iddiası bir fanteziden ibarettir." demiş yarınlar ve yanlış bir öngörüde bulunmuş. eyvallah, eyvallah da apolitizme delalet ettiğini söylediği şey bu değil ki. yarınlar'ın çizdiği çerçevede "apolitizm = akp'nin 12 eylül'ü yargılayabileceğini ummak, düşünmek" vs.

    "zamanaşımı var, dava yalan" akp açısından bir seçenekti, isteseydi zart diye zamanaşımına bırakırdı. fakat yine bu havuca atlayan tavşanlar olduğu müddetçe aynı 12 eylül davası aynı şekilde bir koz olarak elindeydi. akp bunu kullanmayı tercih etti (yeni anayasa, suriye muriye bir olaylar var hani) bugün pörsümüş iki tane faşist eskisini sanık koltuğuna oturtarak, iddianamesinde solu suçlayarak "12 eylül yargılanıyor"a inanmamızı felan bekliyorlar galiba?

    şimdiiii adama sorarlar, 12 eylül'de yetmez ama evet dedin, yok demokrasi, yok sendikalara grev hakkı şimdi geliyor, yok kürtlere özgürlük, yok darbelerle hesaplaşma bilmemne... hani fantazya aleminin kralı?
  • dinle yetmez ama evetçi. yarınlar "darbecileri yargılamak" ile değil 12 eylül'ü yargılamaktan bahsediyor elbette. 15. maddeyi, zamanaşımını diline doladığı da yok, yalnızca bir yazıda meselenin özünden kopmadan dile getirilmiş bu olasılıktan dem vuruluyor. yarınlar'ın bütün sayılarına internetten erişilebiliyor ve sağ üste bir arama sekmesi konulmuş kolaylık olsun diye, kimsenin buna bel bağladığı yok. solun meslesi de kenan evren'in şahsıyla ilgili değil, elbette kaçak dövüşeceksin anlıyorum başka çaren yok. ama "yalan" demeye başlarsan üzülürsün (demokrasi, özgürlük, grev mrev saydım bak yukarda). "akp'nin davalarına soldan basınç yapalım"ı da yarınlar uydurmadı, buradan havlamaya başlama bence yine üzülürsün. akp'nin yargıladığı, işlevini tamamlamış, derin devlet çöplerini de veli küçük'ten başlayarak sayabilirim, yine üzülürsün, belki de ağlarsın. ha indirgemiş bir de. akp derin devlet eskilerini, düşmanı olan her türden siyasi projeyi tıkacak bir çuval buluyor; bunları ensesinde polis, karşısında savcı teşhir edince indirgemeci yarınlar oluyor öyle mi? akp-cemaat leb dese leblebi demek de siyaset öyle mi?

    kışt.

    tanım: yetmez ama evetçilerin abdest almadan dokunmamaları gereken bir neşriyat.
  • 364 gün boyunca söyleyecek sözü olmayanlar, bir günlüğüne dünyayı kurtarmayı denemişler.

    referandumda "yetmez ama..." günahıyla akp'nin gemisine su taşıyanlar, bu çevreyi "yarınsızlık"la suçluyor. ciddiye alınabilir mi, mümkün değil! solculuk dersi verenin asgari düzeyde solcu olması bir gerekliliktir.

    yarınlar ise 2010 yılında "akp evren'i ya da 12 eylül'ü yargılayamaz" tahlilini yapmış. bunda hala ısrar ediyor. zira bugün 12 eylül'ün yargılandığını düşünen üç-beş kişi varsa, bunlar hala akp'nin yelkenine üfleme derdi içindeki insanlar. ısrar ediyorum, kenan evren'in kağıt üstünde yargılanıyor oluşu ancak 12 eylül kurumları, değerleri ve ideolojisi kamuoyu önünde yargılanıyorsa değerlidir.

    bunun dışında, etiyle kemiğiyle kenan paşa'nın bir kenara atılması, düzenin bugün onu mahkeme koltuğuna oturtması, susurluk'ta ortadan kaldırılan çatlı'dan başka bir anlam ifade etmez.

    düzen bugün yürüyüşüne kenan evren'i sanık koltuğuna oturtarak devam ediyorsa, meşruluğunu böyle sağlıyorsa, 12 eylül yoluna devam ediyordur hala! demektir...hiçbir şeyi göremiyorsanız bunu görün bari.

    364 gün 12 eylül çocuklarının yelkenine üfleyenler, bırakınız 1 gün "devrimcilik" oynasınlar...

    tatanım: memlekette çıkan en sağlam kültür ve politika dergilerinden...
  • piiiiiiiiiiiii iktidarın kaba etiyle haşır neşir olmadıkları için "apolitik perspektife sahip politika dergisi" gibi dsip patentli bir karalamaya maruz kalmışlar. bunlara kalsa akp'nin donundaki boka ya da cemaat'in sümüğüne "yetmez!" demeyen kişi ve kurumlar zaten kafadan apolitik.

    yarınlar'a emek verenler ekseriyetle gençler, zavallı dsipli, bak orası doğru!
  • siyasi hattı çok doğru olsa da dergicilik anlamında çok eksikleri bulunan bir yayın. zaman içinde daha iyi olacağını umuyor, yolları açık olsun diyorum.
  • intro

    ozgurluk ve baris,
    tum insanlarin ozlemi olacak yarinlarda.
    anam bacim kardesim,
    esim dostum yanda$im
    daha da mutluyuz yarinlarda

    chorus:

    aglamak yook, gulmek var
    dusmanlik yok, dostluk var
    yarinlarda, seni sevmek var
    yarinlarda, mutlu gunler var
    yarinlar benim, yarinlar senin
    yarinlar uzun, yarinlar bizim

    mutluluk sarkisi tum insanlarin,
    gonlune dolacak yarinlarda

    canim gulum sevgilim
    balim dalim birtanem
    daha da mutluyuz yarinlarda

    chorus
    outro

    bu sarkidaki yoook kismi anlatilmaz, tarifi yok bulbul gidaklamasi yapabildigim en yakin tanim. sozlerin ilk kismina bakinca once illegal sol orgut mar$i zannetmek mumkun.
  • ali rıza binboğa'nın meşhur şarkısının adı "yarın"dır.
    nakarat kısmı olan "yarında" veya "yarınlarda" diye de bilinir.
    1970'lerde geleceğe olan umudu yansıtan inanılmaz kötü bir şarkıdır.
    insanlar o zamanlar yarınlarından o kadar umutluymuşlar ki kimsenin aklına bu adamı dövmek gelmemiş.
hesabın var mı? giriş yap