67 entry daha
  • konuyla ilgili kafamda net bir fikir zaten var, ama üşenmedim ve tek tek entryleri okudum, okudukça gülümsedim, bir yandan da üzüldüm, kıyamam ya
    kestirmeden ifade edeyim, tek tük istisnalar dışında evli ve çocukluların çoğu içine düştükleri ve çıkmalarının da artık imkansızlaştığı sefaletle baş etme yöntemi olarak önce alışma, sonra içselleştirme en sonda da bunun azılı bir savunucusu olma dergahından geçiyor ve uğruna terk ettikleri ruhlarını birileri hatırlattığında agresifleşiyorlar. buna isyan eden bir azınlık var, kendi hayatları için kurtuluş savaşı verenler, geri kalanı ise bununla yaşamayı öğrenmeye ve bu sefalete alışmaya çalışan çaresizler. kanıksamaktan başka çözümleri yok. böyle yaşamayı ve böyle yaşamaktan mutlu olmayı en azından mutlu görünmeyi öğrenmek zorundalar. alternatif yok.
    yapmayın etmeyin işlerini zorlaştırmayın yazık günahtır. unutmaya görmemeye duymamaya hissetmemeye çalıştıkları şeyleri dillendirmeyin, hatırlatmayın, deşmeyin yaralarını. küçümseme, hakaret, ne kadar mutlu ve kutsal bir oluşum içerisinde olduklarını azılı şekilde ispat etme kaygısı, biz mutluyuz asıl sen sefilsin şovları şeklinde reaksiyonlar alırsınız. şaşmaz bu.
610 entry daha
hesabın var mı? giriş yap