8 entry daha
  • editörlük tecrübesi olan birisi olarak, yazmayı seven genç arkadaşlara bazı tavsiyelerim olacak... yukarıdaki örnekte de aynı durum olduğundan yazmak istedim.

    - olay akışınızı bu kadar hızlandırmayın, akış kısa cümlelerle ta ta ta, şunu yaptı, onu aldı, bunu yaptı, şuraya gitti, şunu gördü... gibi olunca cümleler hem okuyanı yorar, hem de sizin henüz yazın alanında çok da bir yol alamadığınız düşüncesine yöneltir okuru.. unutmayın günlük yazmıyorsunuz, bugün şunu yaptım, arkadaşım geldi, oyun oynadık vesaire gibi. başkalarının okuyacağı hikâye veya roman yazıyorsunuz, öncelikle bunu hiç unutmayın... okurunuza bir günlüğü okuyor hissi verirseniz aranızdaki ip kopar, ona keyifle içine girebileceği, teknik açıdan da sorunlu olmayan bir evren yaratmalısınız. o yüzden metinleriniz üzerinde daha fazla zaman harcamalısınız, mükemmelleştirmek için uğraşmalısınız, çala kalem yazıp geçmekle olmaz...

    biraz daha gözlem yapın, iyi yazar olarak tanınmış edebiyatçıların hikâye ve romanlarını okuyup gözlem yapın, onların eserlerinde bu tarz bir anlatımın olmadığını göreceksiniz. amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yok, o yazarların eserleri neden seviliyor, okunuyor, önce onu anlamaya çalışın. o eserleri okuyup gözlem yapmadan, yani sizden öncekileri okumadan, iyi ve seçici bir okur olmadan, kendi yazılarınızı geliştirmeniz zor açıkçası...

    tasvir yapmanız gereken yerde tasvir de yapmalısınız, okura çevreyi gösterip, anlatımı da süslemelisiniz. ayrıca kahramanların her düşündüğünü de söylememeniz gerekir, şunu düşündü bunu hayal etti gibi. bırakın okur kendi anlasın, siz karakterin ne düşündüğünü, karakterin yapacağı davranışlar ile okura aktarın. mark twain'in yazınla ilgili şu tavsiyesini unutmayın: show don't tell- göster, anlatma!
18 entry daha
hesabın var mı? giriş yap