4766 entry daha
  • yine hakikatin ne olduğunu aradığım vakitlerden bir vakitte "dur ulan şu kitap gerçekten allah'tan mı?" düşüncesiyle kuran çevirisi okuduğum zamanlarda karşılaştığım 2 ayet çok ilgimi çekmişti;

    1. si araf-148: "musa’nın kavmi onun ardından ziynet eşyalarından böğüren bir buzağı heykeli edindiler. onun kendileriyle konuşmadığını ve kendilerine bir yol göstermediğini görmediler mi? onu ilah edinmekle zalimlerden oldular."

    2. si enbiya 63: "dedi ki: "hayır, bu yapmıştır, bu onların büyükleridir; eğer konuşabiliyorsa, siz onlara soruverin."

    bu iki ayette de ilahın konuşması gerektiği ve yol göstermesi gerektiği söyleniyordu. ilah iletişim kurmalıydı yani kurana göre. tam bu noktada insan şunu düşünüyor; " ee allah'ta konuşmuyor, iletişim kurmuyor, kuran kendi söylediğiyle çelişmiyor mu?"

    sonra ne mi oldu? (bunu insanlara söylesen sana şizofren muamelesi yapıyorlar ama ben yine de söyleyeceğim.) ilah konuştu! daha önce de konuşmuştu!

    18 yaşındaydım. aynı yaştaki kuzenimle evlerinde mutfakta gecenin bir yarısı allah hakkında konuşuyoruz. dinleri falan değil sadece allah'ı konuşuyoruz. ben cahilim, kuzenim benden daha cahil. dolayısıyla saçmalıyoruz, atıp tutuyoruz maksat konuşmak olsun işte. yarım saat kadar böyle konuşup oturma odasına geçtik. sonra ben tekrar mutfağa su içmeye geçtim. o sırada duvardaki takvim sayfasını gözüm takıldı ve okudum. (eskiden duvar takvimlerinin sayfalarında kuran ayetleri, hadisler vs. olurdu) okuduğum ayet şuydu ;
    hac suresi 3. ayet: "insanlardan kimi de vardır ki ne bir bilgiye, ne bir delile, ne de aydınlatıcı bir kitaba dayanmaksızın allah hakkında tartışır."
    bir anlık şaşkınlık ve korku oluştuysada tesadüf diye düşünüp unuttum bu olayı.

    türlü bela ve sıkıntılarla geçen bir 10 yıl sonunda dine yönelmeye karar verdim. kuran meali okumaya başladım. gece ve sabah namazlarından sonra okuyordum. ama okurken içimden türlü türlü düşünceler geçiyordu. iç sesim sürekli konuşuyordu, şüpheler, yorumlar vb. yaratıcının iletişim kurduğunu ilk bu zamanlarda
    farkettim evet yaratıcı kuran üzerinden konuşuyordu.
    aklımdan geçen düşüncelere cevap niteliğinde cümleler çıkıyordu önüme sürekli.
    birkaç örnek verecek olursam mesela bir keresinde cehennem ile ilgili ayetleri okurken içimden şöyle dediğimi çok net hatırlıyorum: "bu nasıl bir iş böyle? bu anlatılan azaba kimse dayanamaz." sonra şu ayet karşıma çıktı; tur suresi 16. ayet: "girin oraya. ister dayanın, ister dayanmayın, sizin için birdir. size ancak yapmakta olduğunuzun karşılığı veriliyor."

    yine ya ahirette hesap görülürken bana "tamam sen tövbe ettin ama bir sürü günahın var o yüzden sen affolunmayacaksın" denirse? diye defalarca geçirdim bu düşünceyi kafamdan. sonra kuran okurken ve tam o anda bunu düşünürken cevap geldi kuran'dan; nur suresi 50. ayet: "kalplerinde bir hastalık mı var? yoksa şüphe ve tereddüd içinde midirler? yoksa allah ve resulünün kendilerine zulüm ve haksızlık edeceğinden mi korkuyorlar? hayır, asıl zalimler kendileridir!"

    içimden geçirdiğim saniyelik düşüncelere kuranda hemen karşılık gelmesini defalarca yaşadım.
    kaf 16: "andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz ve biz ona şah damarından daha yakınız."

    tüm bunlara rağmen ben ne yaptım? sırtımı döndüm ve pisliğe bulaştım.
    şimdi yine dertlerim var ve yine tövbe kapısını çalıyorum. kendime hiç güvenmiyorum. sıkıntım geçerse yine sırt çeviririm diye. yunus 12: "insana bir zarar geldiği zaman, yan yatarak, oturarak veya ayakta durarak (o zararın giderilmesi için) bize dua eder; fakat biz ondan sıkıntısını kaldırınca, sanki kendisine dokunan bir sıkıntıdan ötürü bize dua etmemiş gibi geçip gider. işte böylece haddi aşanlara yapmakta oldukları şeyler güzel gösterildi."
    o yüzden "rabbim beni doğru yola hidayet et ve o yoldan ayrılmama izin verme diyorum."

    edit: bugün bu videoya denk geldim. yaşadığım şey tam olarak buydu benim de. (5 ve 9. dk arası) youtube linki
1402 entry daha
hesabın var mı? giriş yap