38587 entry daha
  • (bkz: #148710153) 9.bölüm

    10. bölüm

    -ekşi tarzında hz. muhammed'in hayatı-

    *en son yesrib'in nasıl medine'leştiğini anlatıyorduk. toplam nüfusun onda birini oluşturan müslümanların nasıl yönetimi ele aldığını anlatıyorduk.

    *peygamberimizin tarihin ilk anayasasını yazdırmıştı ve medine'de ki bütün kabileler imzalamıştı.

    • peki yahudiler niye imzaladı? zaten medine’ye hakim değiller mi?

    *çünkü çok adil bir antlaşma yazdırdı peygamberimiz. karşı çıkacak bir gerekçe bulamadılar. çünkü düşmanı çok iyi tanıyor resulullah.

    *mesela bir yahudi kabilesi ile diğer yahudi kabilesi arasında şöyle bir kural var, sizden biri bizi öldürürse 1 diyet öder eğer bizden biri sizden birini öldürürse yarım diyet öder. peygamberimizi buna isyan ediyor ve anayasaya "hangi kabile olursa olsun 1 e 1" diye yazdırıyor. buna kim karşı çıkabilir? işte bunun gibi onlarca örneklerle karşı çıkılamaz bir antlaşma hazırlattı peygamberimiz.

    • 3 yahudi kabilesi medine'nin bütün ticaretine hakim. biri tarıma hakim, diğeri altın faiz, öte ki deri işleri çizme falan. en güzel pazar yerleri yahudilerin elinde, kıyıda köşede tezgah açandan da yüksek kiralar alıyorlar ve fiyatları da yahudiler belirliyor.

    • peygamberimiz ve muhacirler önce bir gözledi bu düzeni ve sonra buyurdu ki “bunların pazarında ticaret yaparak bunlarla başa çıkılamaz”,
    “ne yapalım ya resulullah”,
    “kendi pazarımızı kuracağız”
    “nasıl yapacağız ya resulullah”
    falanca yerde büyük bir pazar kuracağız orada satacağız buyurdu.

    • ve müslümanlar peygamberlerinin emri gereği yeni bir pazar yeri kurdu ve o pazar yeri işlemeye başladı.
    yahudiler endişelendiler. kab bin eşref diye bir yahudi çete lideri var. karanlık işler yapan biri yanına alıyor adamlarını gece vakti gidiyor müslümanların pazarına yakıyor pazarı.

    • müslümanlar sabah bir geliyorlar ki pazar yeri yok. sonra peygamberimiz geliyor görüyor manzarayı yüzünde tebessüm var “yaptığımız iş yahudileri kızdırdıysa demek ki biz doğru yoldayız” buyuruyor
    “ne yapalım ya resulullah” başka bir yere yeni bir pazar kurduruyor peygamberimiz.
    ama kalıcı bir pazar ve pazara kurallar koyduruyor.

    • kurallardan bazıları ne mesela?
    güçlü olan avantaj elde etmesin diye “kim erken gelirse istediği tezgah onundur”,
    “pazar yerinden de vergi alınmayacaktır” gibi mesela. pazara giden yolları bile düzenliyor peygamberimiz “iki tane yüklü deve yan yana geçtiğinde birbirine değmeyecek” şeklinde diye.

    • sonra peygamberimiz medine'de nüfus sayımı yaptırıyor. medine'nin sınırlarını çizdiriyor. medine'yi harem ilan ediyor. ve birkaç yıl sonra ticaret hakimiyeti müslümanların eline geçiyor.

    • bir gün mescidi nebevinin yeni kurulduğu bir dönemde peygamberimiz buyuruyor ki “kim cennet karşılığında su kuyusu satın alacak?”
    peki neden?
    su kuyuları yahudilerin ellerinde müslümanlar para ile su alıyor. peygamberimizin müslümanların bir başkasına bağımlı yaşamasına tahammülü yok. hz. osman ben demeye haya ediyor, kalkıyor gidiyor su kuyusun sahibi yahudinin yanına satın almak istiyorum diyor, kaç lira? 50 bin dirhem.

    • pazarlık ediyor. bakıyor yahudi pazarlığa yanaşmıyor. şöyle bir teklifte bulunuyor “hepsini satma bana bir gün senin olsun bir gün benim olsun”
    yahudi “tamam” diyor. kaç lira? 25 bin direm.
    hz. osman pazarlık yapa yapa bunu 12 bin dinara alıyor. sonra gidiyor mescide diyor ki müslümanlara “ben şu su kuyusunu satın aldım bir gün bizim bir gün yahudinin, siz bizim olduğu gün gidin su alın sakın diğer gün gidip para ile su almayın” tabi bu olay yahudinin ticaretini bitiriyor.

    • hz. osman kuyunun sahibi olduğu halde kendi de sıra beklermiş.

    • peki peygamberimiz ekonomiye, ticarete böyle hayati dokunuşlar yaparken askeri güç olarak ne yaptı? müthiş bir istihbarat kurdu. aşereyi mübeşşiredeb 2 kişi talha ibni ubeydullah ve said ibni zeyde bu görevleri verdi.

    • peygamberimiz yaptırdığı nüfus sayımının sonuçu 10 bin medinelinin bin beş yüzü müslüman, 500 muhacir 1000 ensar. 4000 yahudi var geri kalan müşrik ve diğer dinlerden. ama hakem olarak medine’de lider resulullah :)

    • bedre kadar peygamberimiz bir çok serriye gönderdi, kendi katılmadığı askeri hareketlere serriye denir.
    gazve ise bizatihi kendi komutanlığını yaptığı harekettir.

    • peygamberimizin hayatı boyunca 28 gazvesi 55 serriyesi olmuştur. bu serriyelerde hep peygamberiz kendine en yakınlardan komutan tayin etmiştir, daha öncede dediğimiz gibi bir bedel ödenecekse önce aile ödeyecek. benden olanlara zarar gelmesin diye bir şey yok.

    *kronolojik sıraya göre ezana geldi sıra;

    •bir gün insanları namaza nasıl çağıralım diye peygamberimiz topladı müslümanları, istişare yaptı.
    ateş, borazan, çan, insan bağırması, bayrak sallama gibi gibi öneriler sunuldu peygamberimiz hiç birini kabul etmedi, çıkın gidin bakalım allah ne kapı açacak dedi.

    • abdullah ibni zeyd kendine bunu çok dert edindi, bir çözüm bulamadık diye. bir rüya gördü
    “rüyamda yeşil elbiseli bir zat vardı. benim elimde bir çan vardı"
    "ne yapacaksın" diye sordu
    "insanları namaza çağıracağım" dedim
    "hayır" dedi o şahıs şunları şunları oku dedi ezanın bütün cümlelerini öğretti” zeyd bunu peygamberimize bunu anlatınca, peygamberimiz buyurdu ki “bana bilal’i çağırın”

    • neden bilal, halbuki sesi de güzel değil, dili de peltek, ama o 13 sene boyunca “ehad ehad” dediği için

    • hz. bilal ezanı okuyunca hz. ömer koşarak geldi “aynı rüyayı bende gördüm ama benden önce davranmışlar” dedi.

    *birazcık hz.bilal'i anlatalım;

    • bilal’in unutulmaz 5 ezanı vardır. biri ilk ezanı, biri fetih ezanı, biri resulullah’ın vefat ezanı, biri mısırda okuduğu ezan, biri son ezanı. peygamberimiz vefat edince ezan okuyor bilal, muhammedin resulullah diyemiyor çünkü resulullah yok. ben muhammedsiz medine’de kalmam diyor mısıra gidiyor.

    • bir gün peygamberimiz sabah namazına biraz geç kalıyor bilal habeşide hücreyi saadete eğiliyor. sabah namazlarında söylenen “esselatu hayrun minen nevm” yani “namaz uykudan hayırlıdır” sözünü söylüyor. sonra peygamberimiz çıkıyor dışarı kim söyledi bunu diyor. bilal korkuyor kızacak diye. çok güzelmiş ya bilal bunu sabah ezanının içine koyalım diyor.

    • hicretten geçmiş 17 ay, kıble neresi? kudüs. peygamberimiz bera’nın evinde, bera’nın taziyesi için o evdeyken, bir öğle namaz vakti peygamberimiz namaz kıldırıyor 31 kişiye. ilk iki rekatı mescidi aksaya dönük kılınıyor, 3. rekata kalktığında ayet nazil oluyor. peygamberimiz döne döne cemaat arkasında kabeye yöneliyor.

    • namazdan sonrada kıblenin kabe olduğunun ayetlerini okuyor. bu haber medine’de yayılıyor “ayet indi kıble kabe oldu” diye sahabeler anında kabeye dönüyor, tam ittiba.

    • hicretin 2. yılı şaban ayının sonları oruç farz ayeti geliyor. peygamberimiz hutbe irat ediyor orucu anlatıyor. sahabe orucu biliyor ama sahursuz orucu biliyor ve teravi giriyor gündeme.

    *ve geldik savaşlara...ekşi cemaati bakın şimdi delikanlılıklara, yiğitliklere...

    • hicretin 2. yılı bir gün peygamberimizin kurduğu istihbarat ağından bilgi geliyor; ebü süfyan çok büyük bir kervanla şama doğru gidiyor. kervan mekke’nin bütün sermayesi olan 50 bin dinarlık, bin develik bir kervan ve o kervanı 40 süvari koruyor.

    • peygamberimiz bilal'e “haydi cihada” diye çağrı yaptırıyor hemen alelacele 300 kişiyi geçkin kişi geliyor. sükya denilen yere yola çıkılıyor.

    *neden peygamberimiz kervanı ele geçirmek istiyor? çünkü mekke'den çıkarken müslümanlara zorla servetlerini bıraktırdılar. çünkü o kervanın yapacağı ticaretle yapılacak karın müslümanlara zararı olacak

    • peygamberimiz o buluşulan yerde hz.osman’ı geri gönderiyor hasta eşine bakması için, bazı kimseleri de geri çeviriyor yönetici olarak kalsın diye. yaşı 16 küçük olan 10-12 çocuğuda ayırıyor peygamberimiz. ibni ömer’e peygamberimiz ayrıl deyince bir çığlık kopuyor aman allah'ım.

    • ümeyir bin ebi vakkas’a peygamberimiz ayrıl deyince “vallaha ben 16 yaşındayım böyle küçük göründüğüme bakma istersen abime sor”diyor peygamberimiz abisine soruyor, abisi doğruluyor, peygamberimiz “tamam” diyor. o zamana kadar da kılıçı beline bağlamamış kılıç göğsüne geliyor. kılıcın ucu yere sürüyerek yerde iz bırakarak gidiyor.

    • ve bedir’in şehid olan 14 kişisinden biride ümeyir bin ebi vakkas oluyor.

    • savaş ayetleri nazil olunca cihada sen gidecen ben gideceğim diye sahabeler babaları ile tartışmışlar, bir sahabe hasta annesi için dayısına diyor ki gel kardeşine bak ben cihada gideceğim.

    • yolun bir yerinde peygamberimiz eyüp el ensari’ye diyor ki “say kaç kişiyiz” “313 kişiyiz” “taludun askerleri de bu kadardı” buyuruyor, isimler değişir ama mücadele aynı.

    • bedir ashabında sadece bir çocuk vardır enes bin malik 12 yaşında. peygamberimiz onu yanında ayırmazdı savaşa katılmadı ama her şeyi görüp hafızasına kaydetti ve zaten kaydetsin diye yanında gezdirirdi.

    • ebü süfyan kervana saldırı olacağını anlayınca yolunu değiştiriyor. ondan soran bir adam tutuyor mekke’ye haber salıyor “muhammed adamları ile kervanı ele geçirecek” diye mekke’den de güçlü bir ordu çıkıyor yola. peygamberimiz ve ordusu bedir denilen yerdeler.

    • mekke’den çıkan kişi sayısı 1100 kişi 150 kişi geri dönüyor. 950 kişilik güçlü bir ordu. müslümanlarda ise 2 süvari ve dönüşümlü bindikleri 70 deve var.

    • hatta bir ara peygamberimiz bakıyor ordusuna yalın ayaklar var, fakirler var. dua ediyor “allahım sen onları giydir, zengin kıl” diye.

    • peygamberimiz kervanın başka bir yoldan gittiğini kaçırdıklarını öğreniyor ve mekke ordusun yaklaştığını öğreniyor.
    topluyor sahabisini “bizim amacımız kervanı vurmaktı ama kervan gitmiş şimdi karşımızda mekke ordusu var ne diyorsunuz savaşalım mı, geri mi gidelim?”
    hz. ebu bekir ayağa kalkıyor “ya resulullah söz senindir, ne dersen bizi ittaat ederken bulacaksın” peygamberimiz memnun oluyor. ama başka şeylerde duymak istiyor bir daha soruyor,
    hz. ömer “ya resulullah niye bize soruyorsun biz senin elinde çekilmiş kılıçlarız istersen o kılıçları kullanırsın istersen o kılıçları kınına koyarsın” peygamberimiz yine memnun oluyor. ama yine soruyor
    miktad ibni amir ayağa kalkıyor “bizi musanın kavminin dediği gibi bulmayacaksın hani onlar demişti ya musa’ya sen ve rabbin gidin savaşın diye. önüme geçin dersen önündeyiz, arkama geçin dersen arkadandayız”

    • ama peygamberimiz sormaktan vazgeçmiyor. çünkü duymak istediği bir kitle var. 313 kişinin 74 ü muhacir geri kalan ensar. ensarla peygamberimiz medine’de savunma üzerinde sözleştiği için bedir’de 160 km uzaklıkta bir yer olduğu için onların fikrini merak ediyor.

    (devamı gelecek inşallah)

    (bu arada önce berat kandilinizi kutlarım inşallah allah bizlere bu gecenin hürmetine sağlık, uzun ömür, afiyet nasip eder. amin)
    (ayrıca bugün belirlenen millet ittifakının adayını kutlarım. yürü be dedem :)
3251 entry daha
hesabın var mı? giriş yap