aynı isimde "kızılcık şerbeti" başlığı da var
sponsorlu
862 entry daha
  • aile gerçekleri yansıtmıyor, yok bu zamanlarda o kadar zengin insanlar öyle de olur mu cağnımm diyenlere meeeeeeeeeh diyorum. oluyor canısı. öyle de bir oluyor ki gel sana anlatayım hem de bizzat göbeğinden;

    ben ünal ailesinin ömer karakteri ile evliyim. yani, ailesindeki pasif, mutsuz ve enerjisiz kadınlarından anti yönde etkilenmiş adamıyla. ama bu çiftin yaşadığı sorunları birebir yaşadım evliliğimde. bir kere, o adam belki iş hayatında her şeye maruz kalıyor ama evinin sınırlarından girdiğinde olması yönünde bin yıldır idealize edildiği adama dönüşüveriyor. yani belki yabancılarla iş toplantısını içkili bir otelde yapmıştır. ama eve dönüp yine tövbe namazını kılıp kaldığı yerden devam eder. öyle bir taşlaşmıştır ki o benlik değişmez. değişemiyor.

    aynı adam evde içki dendiğinde 78 kez tövbe istiğfar çeker. ibadetler gösterişli, göze soka soka ve abartılıdır. iğnenin çekirdeği sünneti bile uygulanmalıdır. 9 sene oldu orucumu suyla açıyorum bunu öğrenemediler. ille o hurma bi gözüme sokulacak. ya sevmiyorum. yok. seveceksin. boza, kefir ve beyaz sirke haram mesela. sana göre öyle, bana göre değil. bu yok işte. dünya düzenlerinin hepsi kendilerine göre olmalı. yüz üstü yatmak da sakıncalı mesela. neden? bilmiyorum. sağ ayakla eve gir, ilk önce sağ ayakkabını giy. bebek 40 günlük olmadan banyoya giremez, çünkü orada necis şeyler var. ulan o bebek de yapıyor o necis şeylerden? gerçekten haram, sakıncalı, uygun değil kavramları o kadar geniş ki, uygun bir şeyi bulmakta zorlanıyorum. 8 aylık bebeğe hacamat yaptırmış insanlardan bahsediyoruz..

    bundan 10 yıl önce bana bunları anlatan olsaydı ben de inanmazdım hala böyle insanların var olduğuna. ki ben de seküler bir ailenin çocuğu değilim. imam hatip mezunuyum, biz de ailecek ramazan ayını seromoni gibi geçirir, bayramları asla tatile gitmezdik. ama muhafazakarlık öyle bir sektrumdaki bu ülkede, eşimin ailesi beni uzun süre zındık kabul etti. öyle şeyler konu oldu, öyle şeyleri açıklamak zorunda kaldım ki çok ipten döndüm. ailem beni tekrar tekrar çağırıp " bak emin misin" dedi.

    kayınvalidem, bana ilk albümlerini gösterdiğinde kadının bir tane gülen fotoğrafını görmedim. gelinlik fotoğraflarında aynı nur sema gibi başı eğik, ağlamaklı, yani sanki ağlıyor. sebebini kaç kez sordum, en son geçen sene söyledi. fotoğrafı çeken kişi erkekmiş başını kaldırıp adama gülmemek için öyle bakmış. gülmüyor bu arada. babası güldükleri zaman kızarmış "cennetle mi müjdelendiniz?" dermiş. şarkı bilmez, melodi mırıldanmazlar. masal bile onlar için boş beleş gelir de torunlarına peygamberimizin hayatını okurlar. ninni söylemezler, besmeleyi ritmik okurlar. şaka yapmıyorum. eğlence diye bir şey hayatlarında yok. evlerinde sadece radyo var o da dini kanal açılıyor. türkan şoray'ı tanıyorum diye bana değişik değişik baktıklarını hatırlıyorum. eminönü'nde alışverişteyken oraları çok biliyorum diye kayınvalidemin rahatsız olduğu olmuştu. halbuki 3 ay önce bodrum'da tatildeydim kız arkadaşlarımla auhauhaha keşke söyleseydim.

    kına gecelerini bile mevlütlü yapıyorlar. yemek masalarını kapının yanına koyuyorlar ki evin hanımı olur da masa kurarsa salonun ortasında öylece salınmasın. eşimin iki tane erkek kardeşi var, bende daha numaraları yok 9 yıldır. ismimle hitap ettikleri, benimle sohbet kurdukları anlar bile nadirdir. yabancı madde çocuklarının bünyesine zerk olacak diye aşı yaptırmıyorlar, çocuklarına kitap aldım içinde resmedilen bir çocuk şortlu diye almadılar.

    parmak çıtlatmak da haram. ulan hayatımın bir döneminde bir yerde parmak çıtlatırken bana tuhaf tuhaf bakılacağını asla tahmin etmezdim ama baktılar. hatta nasihat ettiler. yapmasak da olur, nefsimizin kölesi miyiz? dersin phuket adasında koko partisi yapıyorum nefsimizin kölesi olduk parmak çıtlatarak iyi mi?

    kargoların üzerine kadınların adı yazılmıyor ki ismi ulu orta ifşa olmasın. davetiyelere bile kadının adı yazılmıyor. baş harfle geliyor davetiyeler. bazılarında annenin de adı yok. isim de mahremmiş bilinmese daha iyi olurmuş. zaten hayatlarını yöneten kavram "daha iyi olur" bu daha iyileri kim neye göre belirliyor o da belli değilse bile hiç ama hiç bitmiyor. sonu yok. en son ekmek ve su ile çile odasında olsan belki.

    çocuklarına dahi üzerinde baskılı kıyafet almazlar, baskı ne kalp deseni sakıncalı. bildiğiniz kalp. olmasa daha iyi olur. neden? aşk, sevme, seviş bunları çağırıştıran her şey olmasa da olur. ama bir yandan da akıl hep sexte. kızımın bebeğini bile çıplak görmeye tahammülü yoktu da kayınvalidemin, elbise dikti üşenmeden.

    bir kere ramazanın son günlerinde gitme gafletinde bulunmuştum da kendi kendime konuşmuştum tüm akşam. çünkü kayınvalidem o gün kadir gecesi olabilir diye sorularıma bile cevap vermemişti içinden dua etmekten. ilk başlarda çok takıyordum bu durumu ama sonraları üzülmeye başladım hayatı boyunca sadece korkuyla güdülmüş bir kadın, kadınlar onlar. sevilmemişler. babasından bir kere bile bir şey isteyememiş ondan güzel sözü sadece kuran ezberlediğinde duymuş. haliyle onun kendini ifade etme biçimi din olmuş sadece. ne kadar dindar olursa o kadar var hissetmiş.

    dizide çok iyi resmedilen bir konu da ağdalı dil. 5 dakikalık bir telefon konuşmasında 8 kez amin, 5 kez çok şükür, 12 kez inşallah dediğimi hatırlıyorum. arkamdan kuzenlerim saymıştı. ah "allah ne kadar büyük değil mi?" bak "allah nelere kadir". gerçekten bir ara dua etmekten soğudum. çünkü dua etmekten başka bir şey yapmıyorlar. asla ellerini bir taşın altına koymazlar. ibadetleri de iyilikleri de bir skor aşkıyla yapıp kendilerini tatmin etmek üzere motivasyonla hayatlarını sürdürüyorlar. zor bir anında telefonla seni arayıp 45 dakika dua eder ama gel ne derdin var bir de ben elimden geleni yapayım asla demez. hele canını iste parasını isteme. 40 da 1'den 1 lira fazlasını vermezler.

    bu kadar dar bir çerçevede yaşadıkları için konuşacakları konular da inanılmaz sınırlı ve sıkıcıdır. hep aynı konular döner döner durur, hafiften bir şaka yapılır gülerler sen de bunun nesine gülsem acaba diye içinden geçirirken dualar eşliğinde konu kapanır. bulundukları her ortam kasvetli ve inanılmaz kaotiktir. çünkü hayatlarında eğlence ve haz duygusu hiç olmadığı için enerjileri negatiftir ve seni de etkisi altına alır.

    burdan gerisi sosyolojik tespitten çok gelin söylenmesine döner. ünal ailesini öpün başınıza koyun arkadaşlar onlar altın suyuna bile batırılmış. bu insanlar gerçek ve en kötüsü, oy veriyolar..

    edit 1: allah kurtarsın filan demişsiniz ama ben mutluyum arkadaşlar. eşimle ilk seneler verdiğimiz mücadeleler sonucu bize dair en ufak bir müdahaleleri yok. şahit olduğum şeyler beni üzüyor sadece.
7942 entry daha
hesabın var mı? giriş yap