80 entry daha
  • baya bi özlü söz, zekice diyalog içerir. word'e yazmışım, sözlüğe neden kopyalamayayım?

    --- spoiler ---

    “sen hiçbir çocuğun tedavi olmak istediğini gördün mü?”
    breuer.

    “her güzel kadının olduğu yerde, bir de onu düzmekten bıkmış zavallı bir erkek vardır.”
    max (breuer’in bacanağı)

    “acaba insanlar unutkanlıklarından da sorumlu tutulamaz mıyıdı?”
    breuer

    “…gölgeli bilgiler veren ama aslında cehaletin dili olan o mesleki jargon”
    nietzche

    “insanlar vedalaşırken genellikle olayın sürekliliğini inkâr eden sözler dile getirmeyi severler: birbirlerinden ayrılırken ‘auf wiedersehen’ yani tekrar görüşene kadar derler. yeni bir bir araya gelme planları yapmakta çok aceleci davranırlar ama bunu unutmakta daha da acelecidirler.”
    nietzche

    “ümitsizlik özfarkındalık adına ödenen bir bedeldir”
    nietzche

    “korkuların karanlıktan doğmadığını anladım – korkular da yıldızlar gibi – hep oradadırlar ama gün ışığı onları gizler”
    nietzche

    breuer: neden onun üstüne (bertha) bu kadar çok gidiyorsunuz?
    nietzche: ben sadece sizin benden istediğiniz şeyi yapıyorum, saplantınızın üstüne gitmenin başka bir yolu nu. istırabınızın bu kısmı gizlenmiş bir hınçtan kaynaklanıyor. sizi tutan bir şey var – bir korku, bir zaaf -, öfkenizi ifade etmenizi engelleiyor. bunun yerine yufka yürekliliğinizden guru duyuyorsunuz. mecburen yaptığınız şeyleri erdeme dönüştürmeye çalışıyorsunuz. duygularınınz derinlere gömüyor ve sonra da hınç hissedemeyeceğiniz için kendinizi azizlere benzetiyorsunuz. anlayışla yaklaşan doktor rolünü unutuyorsunuz, siz o rolün kendisi oluyorsunuz, kendinizi öfkelenmeyecek kadar iyi biri gibi görüyorsunuz. josef, küçük bir intikam iyi bir şeydir. bastırılmış hınçlar insanı hasta eder!

    “ben eylemi severim, mazeretleri değil”
    nietzche

    “sırf pençeleri yok diye kendilerine iyi diyenlerden biri olmaktan vazgeçirmeliyim onu.”
    nietzche

    “uçmak istiyorsunuz, ama uçmaya uçmakla başlayamazsınız. size önce yürümesini öğretmek zorundayım ve yürümeyi öğrenmenin ilk adımı, kendi kurallarına uymayan insanların başkaları tarafından yönetilmek zorunda kalacağını anlamaktır. başkalarının kurallarına uymak, insanın kendisini yönetmesinde çok, hem de çok daha kolaydır.”
    nietzche

    “ruhunda sükûnete kavuşmak ve mutlu olmak isteyen insanlar inanmalı ve iman etmelidir, ama hakikatin peşindeki insanlar iç huzurundan feragat edip yaşamlarını bu sorgulamaya adamak zorundadır.”
    nietzche

    “gururlu bir yüceliğe erişmek isteyen ağaç fırtınalı hava ister. yaratıcılık ve keşif de acıda saklıdır.”
    nietzche

    breuer: onunlar (bertha) alay etmek size ne kazandırıyor?
    nietzche: bir çok konuda olduğu gibi bu konuda da erdemleriniz ayağınıza takılıyor. siz de alay etmeyi öğrenmelisiniz! bu çok sağlıklı bir yoldur.

    “emniyet içinde yaşamak tehlikelidir.”
    nietzche

    “bizler arzu edilenden ziyade arzu etmeye aşığızdır.”
    nietzche

    “boyun eğmek için duyulan şehvetten daha büyük bir şehvet var mı?”
    nietzche

    “kendinden hiç hoşlanmayan pek çok insan gördüm: bunlar önce başkalarının kendileri hakkında iyi düşünmelerini sağlamaya çalışırlar. bunu başarınca da bu sefer kendileri de kendileri hakkında iyi düşünmeye başlarlar. ama bu sahte bir çözümdür; bu başkalarının otoritesinin altına geçmeyi kabullenmektir. size düşen ödev kendinizi kabullenmenizdir, benim sizi kabullenmemin yollarını aramak değil.”
    nietzche

    “cinsel arzu aslında, karşıdaki insanın zihni ve bedeni üzerinde mutlak hakimiyet kurmak için duyulan arzudan ibarettir.”
    nietzche

    “daha derinlere bakarsanız, bu arzunun da tüm diğer insanlardan daha üstün olma arzusu olduğunu görürsünüz. ‘âşık’, ‘seven’ kişi değildir: aslında o, sevdiği kişinin mutlak sahibi olmayı amaçlar. bütün isteği, tüm dünyayı o değerli malından soyutlamaktır. altınları başında nöbet bekleyen ejderha kadar alçak ruhludur. dünyayı falan sevmez, tersine tüm diğer canlılara karşı bir umursamazlık içindedir.”
    nietzche

    breuer: sizi koruyan bir babanızın olmaması nasıl bir şey?
    nietzche: beni koruyan mı yoksa bana baskı yapan mı? bundan emin değilim. ya da şöyle demeli: bu durum, çocuk için bir kayıp olarak görülebilir ama adam için değil.
    breuer: bunun anlamı?
    nietzche: bunun anlamı sırtımda babamı taşıma yükünü taşımadım hiç, onun yargılarının ağırlığı boğazıma çökmedi, benim yaşama hedefim onun tutkularını gerçekleştirmek biçimini almadı. babamın ölümü bir nimet, bir özgürlük olarak da görülebilir. onun geçici arzuları asla benim yasam haline dönüşmedi.

    “zaman sonsuza dek doymayacak kadar aç gözlüdür”
    nietzche

    “zaman ezeli, zaman sonsuza kadar uzanıyorsa, olabilecek her şey, daha önce olmuş şeyler değil midir? şu anda geçen her şey daha önce de aynı şekilde geçmiş değil midir?”
    nietzche

    “bir şey sallantıdaysa, onu sallayan birisi var demektir zaten!”
    nietzche

    “öldü diye ondan (babası) nefret ettiğim için mi bu kadar sert vuruyorum çekici?”
    nietzche

    “bertha gizemin, kol kanat germenin ve kurtuluşun simgesi! josef breuer buna aşk diyor ama bunun asıl adı dua.”
    nietzche

    “biz septiklerin de düşmanları, en olmayacak yerlere inanç tohumları eken ve kuşkulanmamızı engelleyen iblislerimiz. bu yüzden tanrıları öldürüyoruz, ama onların yerine başkalarını koyuyoruz, öğretmenleri, sanatçıları, güzel kadınları…”
    nietzche

    “yaptığım seçimler başkalarını tutsak ediyorsa ben o özgürlüğü seçemem.”
    nietzche

    “her insan gerçeğin ne kadarına dayanabileceğini seçmeli.”
    nietzche

    “eğer kendi yalnızlığımızı kucaklayamazsak, inzivaya karşı kalkan olarak başka birini kullanırız.”
    nietzche

    --- spoiler ---
409 entry daha
hesabın var mı? giriş yap