6787 entry daha
  • hafta sonu keşfedeceğimiz şehir. saklı kalan yerler ve lezzetler için önerilere açığım^^ umarım buraya güzel bi edit yaparım.

    editeyşın: öncelikle mesajlarıyla önerilerde bulunan tüm yazar arkadaşlara çok teşekkür ediyorum. açıkçası şehir hakkında çok olumlu izlenimlere sahip olarak ayrılamadım. bu yüzden de elim edit yapmaya pek gitmemişti ama soran mesajlar geldi yazmak istedim. şöyle ki; şehre ailecek ve mezuniyet kutlaması sebebiyle gitmiştik ve yeğenlerim (18-26 yaş aralığında) şort giymişti. yani konya’ya gitmediğimizi ve hatta öğrenci şehri olarak bilinen bir şehri gezeceğimizi düşünerek bi sorun teşkil etmeyeceğini öngörmüştük. ama öyle olmadı. sözlü olarak hiçbir rahatsızlık yaşanmadı fakat öğrenci şehri olarak bilinen bi yerde teyzesinden amcasına, yaşlısından gencine kadar rahatsız edici bakışlara maruz kaldılar ve tatları kaçtı. (bu arada şortlar kısa olmakla beraber asla popo hizasında biten modellerden değildi.) hatta porsuk çayının oralarda nereye dönsek kendisini gördüğümüz bi süre peşimizden yürüyüp sonra muhtemelen “5 kadına ne yapabilirim ki?” diye düşünerek etrafımızda dolanmayı kesen bi ruh hastası bile oldu ve işin en garip tarafı; bütün bunlar yeğenlerimin yanında anneleri varken oldu. yani bilmiyorum ama buraya çocuk falan yollanmaz. lisans için 1 yıl çanakkale, 5 yıl izmirde bulundum, bana da ziyarete gelindi, ben de açık giyerdim ama böyle bi rahatsızlığı bi kere yaşamışlığımız olmadı.
    bu olumsuz davranışları bi kenara bırakıp şehre baktığımızda ise; gerçekten inanılmaz ötesi reklamı yapılmış bir şehir olduğunu söyleyebilirim. yani şehrin sembolü olan, güzel fotoğraflara sahip porsuk çayı, çamur içinde kötü kokunun geldiği bi çaydı mesela. mutfağı desen zaten olmayan bir şehir ama ünlü çibörekleri var onu yeriz demiştik onun da bi numarası yoktu. yani bence birçoğumuzun herhangi bir yere girip daha iyisini yeme şansı epey yüksektir. açıkçası ben bi’ tek odunpazarı evlerini sevdim diyebilirim. çevresindeki dükkanlarla, müzelerle şirin bi alan oluşturulmuştu. (şehrin met helvası ünlü ama ben leblebi kurabiyelerini daha çok sevdim giden olursa denemesini öneririm.) sazova parkı için ise tatlı bi ortam olsa da eğer taksi ya da otobüs kullanılacaksa özellikle gitmeyi gerektirecek kadar bi numarası olmadığını söyleyebilirim. (bunu da masal şatosunun içine varana kadar gezmiş biri olarak söylüyorum.) bana bi yazar arkadaş öneride bulunmuştu, ben de size söyleyeyim; et seviyorsanız “balaban” köftelerini yiyebilirsiniz. bunların dışında genel olarak hizmet aldığımız insanlar kibar ve tatlılardı. ama bir kere daha bu şehre gidilir mi; bence hayır.
790 entry daha
hesabın var mı? giriş yap