14 entry daha
  • ırkçılığını gizlemeyen ve alman halkı olarak tarif ettikleri kişiler dışında kimsenin yaşam hakkıyla bile ilgilenmeyen bir parti olmasına rağmen ne acıdır ki yedikleri haltlar sürekli düşünce özgürlüğü tartışmalarına yol açıyor. yol açtıkları tartışmalarda, onlarla aynı safta durmayacağı net olan kişiler bile düşünce özgürlüğü adına bunları savunmak durumunda kalabiliyor. cüssesi küçük ama etkisi büyük partilerden, davalar sırasında yargıçların başını yemişlikleri de cabası.

    bunların önceki başkanı günter deckert'di. yargılandı, serbest kaldı, halkın tepkisi üzerine bir daha yargılandı ve hapis cezasına çarptırıldı, bayağı da yattı içeride. volksverhetzung'dan mahkum olmuştu, ki partinin şimdiki başkanı udo voigt da aynı suçla yargılanıyor yanlış hatırlamıyorsam. (almanların bayağı önem atfettikleri bir suç bu, halkın bir kısmına karşı nefret körüklemek gibi bir şey, özelikle yahudilerle ilgili konularda uygulanıyor). deckert, bir konuşmasında holokost'u inkar ediyor, ya da almanya'da yasak olan kitaplardan birinden bahsettiği için suçlanıyordu.

    kitap yasaklamak veya konuşmaya tahdit getirmek saçma, ama almanların önünde bin yıl öncesine değil sadece yarım yüzyıl öncesine ait koca bir örnek var. küçük bir oluşumun bir anda koca bir savaş makinesine dönüşmeyeceğinin tarihsel bir garantisi de yok. ülkenin başına gelen her felaket zaten bunların işine yarıyor, ekonomik kriz de işlerine geldi herhalde hemen tarihsel köklerine döndüler, şimdiki mottoları bilmem kaç milyon kişiye istihdam olanağı sunmak. hepsi ne kadar tanıdık, hitler de bir kaç yılda ülkedeki işsizler ordusunu yok etmişti değil mi ya.

    en kötü tarafı bu insanlar uzaydan gelen garip canavarlar değil, sıradan insanlar, mesela üniversiteye gidiyorlar, doğru düzgün işlerde çalışıyorlar. kabus tam burada, bu insanlar çok sıradan, nitelik olarak bu kadar sıradan olmaları, yarın bir gün niceliksel olarak artmalarının ne kadar kolay olabileceğini de gösteriyor. bir hareket ivme kazanıp güçlenmeye başladığında sıradan insan vurdumduymazlığı ona katılmakta en ufak bir beis görmedi, görmez. ne demişti hannah arendt
    (bkz: the banality of evil)
11 entry daha
hesabın var mı? giriş yap