• dün diş doktorumda randevu saatimin gelmesini beklerken, orta sehpadaki dergilerin içinden trilye'nin dergisini inceleyerek zaman geçirdim. hoş başka ne vardı derseniz, marie claire maison, elle, bmw'nin dergisi falan vardı. neyse trilye'nin ciddi ciddi büyük bir kısmını sıkıntıdan okudum. zaten yarım saat erken gitmiştim. önsöz, trilye'den haberler, balık tarifleri, trilye'de yemek yiyen ünlüler falan filan... çocuk köşesine geldi sıra. bu bölümde çocukların resimleri var ve hangi balığı seviyorlarsa onu yazmışlar. neyse fotoğrafların birinde iki kardeş poz vermiş. 10 yaşlarındalar. ikiside gayet şık giydirilmiş. (28 yaşındayım ve 10 yaşındaki çocuğun üzerindeki ceketi kıskandım, siz düşünün...) bilmemkimimle bilmemkimin oğulları, biri kalamar ve karides, diğeri de jumbo karides ve ıstakoz(*) seviyormuş. işte bu kardeşlerden birinin saçı aynen, umut sarıkaya'nın karikatürde betimlediği çocuğun saçı gibiydi. çocuğun saçına dikkat edince, karikatür noktası virgülüne kadar aklıma geldi. bekleme salonunda başkaları da olduğu için kahkaha basamadım ama uzun uzun sırıttım. yani diyeceğim odur ki, var böyle bir şey. yüksek gelirli çocuk saçı...

    (*) triye'ye de gitmişliğim yok değil ama hiçbir zaman oturup şöyle bir ıstakoz yiyelim demedik. diyemedik. ıstakoz nedir abi? bildiğin adam gibi balık varken, el kadar böcekle karın doyurmak için kim uğraşır? zaten gelirin yüksek olduğu da buradan anlaşılıyor.
144 entry daha
hesabın var mı? giriş yap