112 entry daha
  • c3po'nun atasını gördü mü star wars fanboyu?
    se7en seven, 7 ölümcül günah'ın seksen küsür yıl evvel hangi dahinin kadrajında sinemaya kazındığını bildi mi? rotwang reisin 7 kapılı mahzeninde neler döndüğünü?
    gotik kızcağaz, baktı mı burton batman'lerindeki gotham city'nin orijini hangi şehir?
    tarantinocu, in glorias basurs'da zurna zırt dediği yerde arkada gözüken poster hanki filmin farketti mi? hani hitler de çok severdi
    ya 5. elementi döndüre döndüre izleyen kardeş, leeloo dallas multipass'ın sentezlendiği zamazingonun ilk nerde peydahlandığına vaki oldu mu?

    imdi metropolis sallanır

    ...

    restore edilmiş ikibuçuk saatlik yandım anam dedirten versiyonu bluray eylenmiş. klasikleri çamur gibi kopyalarından izlemeyi reddetmemin mükafatını gördüm yine. enfescene restorasyon görmüş, şahane orijinal müziğine yeniden kavuşmuş ve kurtarılmış parçalarıyla beraber tamam (complete) eylenmiş versiyonu fırsat bu fırsat izlemeye nail oldum sadakalllahülazim

    yine de bu son hali bile hala tastamam (coscomplete) değil. dağıtımcı kino "bu tamam oldu bu" diyerek tilkilik yapmış.

    --- spoiler ---

    mesela büyük patronun deli dahinin evini basıp arada maria'nın delinin evinden kurtulmasına yol açtığı sahneler hala kayıp

    --- spoiler ---

    her ne kadar bi filmi yönetmenin asıl arzu ettiği kesimden* izlemeyi tercih etsem de zamanında kopyaları kısaltan insancıklara hak vermemek elde değil. son restorasyonda kullanılan arjantin kopyasındaki görüntüler çok aşındığı için filmde tam olarak nereler oldukları belli (zaten adamlar başında yazmış böyleyken böyle oralar öyle diye). filmi izlerkene direk eş zamanlı olarak bazı yerlerde hah işte buralar hakkaten filme pek bi katkı yapmıyomuş denilebiliyor. ben çok dedim

    tabi yeni parçalardan filmdeki olay örgüsünü sağlamlaştıran sahneler de az değil

    negatiflerin metrajını bırakıp filme gelirsem..

    film güzel film

    smayli

    güzel, iyi, müstesna gibi sıfatlardan gayrı en çok derinden etkileyici nitelemesini hak ediyor ve neredeyse bir asıra meydan okuyan gücünü de bundan alıyor bence

    naziler iktidara yürüyedurup alamanyanın damını dağıtmasa, alamanya fritz lang'ını billy wilder'ını murnau'sunu lubitsch'ini... hollywood'a kaptırmasa; yakaladığı yeşil ışığı* arşa taşıyıp zamanla dünya sinemasının eline verirmiş belki. hmmm ama almanlar zaten alman oldukları içün bu kadar alman değiller mi duble zaten? (bkz: almanların çok alman olması) herşeyin bi şeyi var. but i digress..

    elbet 1926 yapımı filmin günümüz sinemasına göre eksikleri var abisi ablası. hayır sessiz olması eksiği değil. ama en bahtsız tarafı zamana hakim alman dışavurumculuğunun etkisiyle ve de sessiz olmasının yarattığı zorunluluklarla oyuncuların abartıya (overacting) abanması, bunun bi yerden sonra sinir bozması

    eksiklerinden gayri allahı var film yürekli film (sinema teorisi üzerine eğitim görmemiş alaylı sinefilden böyle tarrak yürek betimlere hazırlıklı olacaksın) (hayır sanki okullu olanların sokma akıl yorumlarından ordan burdan pastiş yazılarından çok mu hayır gördünüz lan?)

    fritz efendi muazzam bi dünya yaratmış elindeki imkanlarla tour de force atmış. e zati elinde hayvan gibi imkan varmış. smayli. bugünün efektifiyle 200 milyon dolar para akmış ki bu haliyle yanılmıyorsam en pahalı amerika-dışı yapım olma rekorunu halen elde tuturyor. bi nevi 1920lerin avatar'ı. 36000* figüran var filmde olm
    *36000in dökümü: 25000 erkek, 11000 kadın, 1100 kel, 750 çocuk, 100 esmer vatandaş, 25 çekik

    evet beyler film yürekli. mekanlar bilgisayar çıktısı (cgi) olmayıp el emeği göz nuru mekanik çabalar sonucu karşımızda olunca daha bir sahici pek bir ihtişamlı. "vaşşş efekti"ni* katlıyor. oyuncular duyguyu seyirciye olabildiğince geçirebilmek için mimikleriyle jestleriyle yırtınıyorlar. kavga dövüş sahnelerde resmen hırpalanıyorlar. fiziksel olarak çok yıprandıkları meydanda. daha önemlisi film dertli. senaryoyu yazan bay ve bayan lang dertli.

    [devamı ağır spoiler]

    beyin ile eller arasında ortabulucu kalp olmalıdır. gözler kalbin aynasıdır. pantolonu gösteren ütüdür. erkeğin kalbine giden yolun nerden geçtiğini de hepimiz biliyoruz sanırım

    [buraya filmi özetleyen doldurma geyik gelecek? gelmeyecek. izledin zaten]

    beyin ve eller arasında ortabulucu kalptir tezini, zagon üzerine öttüren rendekar'ın iddia ettiği gibi hayatın hakikatine sadece akılcı bir tutumla ulaşılabileceği anlayışını reddedip; işe biraz yürek belki biraz romantizm katmak da lazım önermesi şeklinde alabileydik fena değildi aslında

    ama yok öyle değil de, iş-veren (yönetici, emir verici) sınıfın işçi sınıfına (eylemi eyleyen) dikta(!) ederken takınacağı tavrın ortabulucu tarafından şerbetlendirilmesi ve işçi sınıfının (filmdeki haliyle) beyinden amade başıbozuk sürü tavırlarının da yine ortabulucu tarafından hale yola getirilmesi olarak alınırsa, ki filmde böyle, mesajın tadı baya kabak, en kinizmden uzak bakışla dahi

    yöneticiler işçileri hakir görür, onların yaşam koşullarının nice olduğuna aldırış etmezler. işçileri olabildiğince fazla çalıştırırken dalgalarına bakmaktır arzuları. işçiler ise çapulcudurlar. kendi hallerine bırakılırlarsa uy diyenin kuyruğu olur, nefesi kuvvetli hatiplerin peşine takılırlar onların ne söylediklerini iyice anlamadan tartmadan; önlem alınmazsa zıvanadan çıkarlar, nihayetinde zararı da yine kendilerine olur

    hele en sonunda arabulucu (:kalp) görevindeki freder'in olayının çıka çıka taraflara "hadi anlaşın anlaşın" (http://i.imgur.com/jt4rl.jpg) yapan adamlık olması; mesajın "ağa marabasına şefkatli davranırsa, maraba da ağaya anlayış gösterir uslu durursa herkes mutlu mesut ekmeğine bakar; sınıf mücadelesi bok püsür falan olmaz, huzur tesis olur.." gibisine indirgenme riksi metaforu biraz (ne birazı!) sulandırıp öehh dedirtti. olur o kadar(?). emeğe saygı

    neyse film boyunca sayısız şekilde kaktırılan mesajı bi köşeye itelerseniz anlatımıyla, müziğiyle ve destansı görselliğiyle felaket güçlü bir film kalıyor işte. bilhassa bilimkurgu sinemasında sonradan sürekli dolaşıma girecek en baba arketiplerden ve temalardan birçoğunu doğurmuş, takip eden distopyalara yol haritası çizmiş bir duayen. blade runner'dan star wars'a, terminator'den alien'a, matrix'den avatar'a .. milyon tane filme somun somun ekmek vermiş.

    ...

    kısa kısa (başka bi deyişle: yazının içine yedirmeye erindiklerim)

    • lang'ın yığınlara ve devrimlere karşı antipatisi bilhassa kalabalığın iyice gerzoya bağladığı isyan sahnelerinde müziğin fransız milli marşı la marseillaise üzerine varyasyonlar olmasıyla kendini adamakıllı belli ediyor
    (http://www.youtube.com/…tch?v=urs7mf6l5xy#t=91m26s)

    • büyük patron joh fredersen atatürk'ü baya andırıyor
    (http://i.imgur.com/po6xw.jpg)

    • film incil, pagan ve ezoterik sembolizmle coşmuş vaziyette.

    bunlardan en ilgimi çekenleri, filmin başındaki moloch
    (http://i.imgur.com/kgrzt.jpg)

    ve deli dahi rotwang'ın garip görünümlü penceresiz evinin
    (http://i.imgur.com/vgghc.jpg)

    kapısındaki düz pentagram
    (http://i.imgur.com/ikcyu.jpg)

    ve evin içindeki laboratuarda robotun arkasında duran ters pentagram
    ( http://i.imgur.com/0btsb.jpg )
    ( http://i.imgur.com/zvluv.jpg )

    queen'in "radio ga ga" şarkısının klibi tam bir metropolis'e saygı duruşu
    (http://www.youtube.com/watch?v=rbur1pswtvi)

    ayrıca metropolis'in moroder versiyonunun soundtrack'indeki "love kills" parçasını freddie mercury seslendirdi
    (http://www.youtube.com/watch?v=uuwakwhrveo)

    madonna'nın "express yourself" parçasının klibinde yine metropolis temaları hakim, ve aynı mesajla son buluyor
    (http://www.youtube.com/watch?v=gsvcuzp_o_8)

    sahne ismi "radio ga ga"ya gönderme olan lady gaga da metropolis motifiyle içli dışlı
    (http://i.imgur.com/39mji.jpg)
    (http://i.imgur.com/j1qkb.jpg)
    (http://i.imgur.com/1xjtz.jpg)

    bu arada gaga'nın yeni born this way parçası express yourself'in takla attırılmışı

    • kliplere dalmışken.. kaç aydır sözlükte yazıyorum, artık bir pink floyd diyeyim

    metropolis'in işçileri:
    (http://www.youtube.com/watch?v=9s8xxqxy_5k#t=4m6s)

    another brick in the wall'un talebeleri:
    (http://www.youtube.com/…atch?v=bdjjyiuamnc#t=2m23s)

    ...

    beğenenlere anime metoroporisu'yu da bir ara mutlaka izlemeleri hararetle ısrar edilir

    o değil de adolf niye sevmiş ki bu filmi bu kadar?*
137 entry daha
hesabın var mı? giriş yap