39 entry daha
  • şimdi okuyunca güldüm falan ama bendeki durumlar da hep şöyle olmuş:

    lojmanda oturuyorduk biz. herkes arkadaş, panpiş, analar babalar da keza. günün 12 saati lojmanın bahçesinde tepinip duruyoruz. derken biri geliyor; "öğleden sonra x'in doğum günü partisi varmış" diyor ve gidiyor. haydaaa! alıyor hepimizi bi telaş. herkes eve koşuyor, banyo yapılıyor, saçlar taranıyor, en güzel kıyafetler giyiliyor ama o da ne? hediye yok! elim boş gidemem ki anne ya diye mızıldanıyorum. annem de çaresiz açıyor sandığını, çıkarıyor ya bir havlu ya kenarları işli el bezi ya bir tülbent (oyalı). anne ya delirdin mi, bunlardan hediye olur mu diyorum, o kullanmazsa (-sa'sı mı var anacım, 7 yaşındaki sabi ne yapsın oyalı tülbenti) annesi kullanır veya saklarlar diyor. utana sıkıla gidiyorum, bakıyorum herkesin elinde ufak tefek hediyeler. hepsi son dakika işi belli. aynı şeyler çıkıyor paketten, doğum günüsü olan da üzülmüyor, nihayetinde eğleniyoruz, yiyip içiyoruz, herkes mutlu.

    kardeşim söylesene 1 hafta önceden? doğum günü partisiymiş! altın gününe döndü ortalık lan!

    not: yılda 2 kere doğum günü partisi veren bi arkadaşım vardı. o hak etmiş ama oyalı tülbenti.
60 entry daha
hesabın var mı? giriş yap