• kitapların arasından bulunan, okunmamış bir hikaye kitabı. aynı zamanda fakirlik belirtisidir.
    (bkz: hayata dair iç burkan detaylar)
  • maymunlu lc waikiki tişörtü.
  • şimdi okuyunca güldüm falan ama bendeki durumlar da hep şöyle olmuş:

    lojmanda oturuyorduk biz. herkes arkadaş, panpiş, analar babalar da keza. günün 12 saati lojmanın bahçesinde tepinip duruyoruz. derken biri geliyor; "öğleden sonra x'in doğum günü partisi varmış" diyor ve gidiyor. haydaaa! alıyor hepimizi bi telaş. herkes eve koşuyor, banyo yapılıyor, saçlar taranıyor, en güzel kıyafetler giyiliyor ama o da ne? hediye yok! elim boş gidemem ki anne ya diye mızıldanıyorum. annem de çaresiz açıyor sandığını, çıkarıyor ya bir havlu ya kenarları işli el bezi ya bir tülbent (oyalı). anne ya delirdin mi, bunlardan hediye olur mu diyorum, o kullanmazsa (-sa'sı mı var anacım, 7 yaşındaki sabi ne yapsın oyalı tülbenti) annesi kullanır veya saklarlar diyor. utana sıkıla gidiyorum, bakıyorum herkesin elinde ufak tefek hediyeler. hepsi son dakika işi belli. aynı şeyler çıkıyor paketten, doğum günüsü olan da üzülmüyor, nihayetinde eğleniyoruz, yiyip içiyoruz, herkes mutlu.

    kardeşim söylesene 1 hafta önceden? doğum günü partisiymiş! altın gününe döndü ortalık lan!

    not: yılda 2 kere doğum günü partisi veren bi arkadaşım vardı. o hak etmiş ama oyalı tülbenti.
  • gecekonduda büyümüş biri olarak 20 yıl öncesine dair hatırladığım en net şeydir: para takmak.
  • şahsıma verilmiş 30'lu yumurta kartonu içinde kinder sürpriz yumurtalar. hediye paketi yapılmış olması ve yumurtalar arasına serpiştirilmiş samanlar da cabası.
  • 90'lı yılların başlarında walkman vermiştim bir kıza. hediyeyi görünce havalara uçmuştu. o zamanda walkman peh peh peh ne aletti bee...
  • saçmasapan biblolar. ulan herkesin odası da yok o zamanlar nereye koyuyordular hediyeleri. bu da ayrı bir sorun. mesela benim odam on yaşında kendi evimizi satın alınca olmuştu. allahtan okul zamanı doğmadım da sınıfta biblo falan hediye eden oldum, edilen olmadım.

    ortaokul zamanlarında ise deodorant. birbirine çok ağır bir koku olan caldion hediye eden bir nesil vardı, o nesli ara ara hatırlamalıyız. şimdilerin çeyrek asırlıkları hatırlasınlar. bir de impulse zen vardı sanki o daha iyiydi.
  • jules verne in herhangi bir kitabı. ilkokulda hep bunu alırdım ben arkadaşlarıma. şimdi düşünüyorum da hepsinin de mühendislik okumuş olması rastlantı değil gibi.
hesabın var mı? giriş yap