404 entry daha
  • ağustos ayında gitmiştim buraya. o günden beri ya ekşiye gideyim de 1 entry yazayım ya da millet ne yazmış okuyayım diyordum. bugün nihayet gerçekleştireceğim.

    baktım ki son entryler zaten bozuldu, eskisi gibi değil tandansında.

    olimposu ilk ben biliyorum havasında değilim. olimpos benim bildiğimden çok daha öncesidir. hiçbir zaman az kişinin bildiği süper yer olmamıştı. herkesin duyduğu bildiği ama gitmediği bir yerdi olimpos, eskiden.

    ben de ilk kez 2003-2004 civarı gitmiştim. yazın ortasıydı. sahilinde gündüz vakti 20 kişi falan olurdu her zaman. yeminki lan. o da herkes o kadar dağınık olurki ki 50 metre civarına başka bir insan zor girerdi.

    kayalıkların orda süper balıklar vardı. hatta orfozlar vardı.

    kadirin yeri o zamanlarda da biraz popülerleşme kurbanı olmuştu ama diğer 4-5 pansiyon sessiz sakin, harika yerlerdi. yine çok sessiz, çok izbe değildi ama yine de sakin bir yerdi. eminimn o dönem de 10 sene önce olimposu bilenler, o dönem olimposun bozulmaya başladığını anlıyorlarmıştır ve bizler için nerden çıktı bunlar demişlerdir.

    sahile gidiş yanılmıyorsam bedavaydı. pansiyonlardan çıkıp sessiz bir yolda 300-400 metre yürüdüğünde bir tane kulübe vardı tek başına. onu gçetikten sonra dar bir yoldan sahile çıkardın. jandarma falan gezer tozardı.

    en son da sanırım 2005-2006 dolaylaında gitmiştim ki manzara aynıydı. o günden beri olimpos zihnimde hep öyle kalmıştı. herkese olimpos süper abi, mutlaka git demişimdir. sevgiliyle gidilmesi gereken en güzel yer demişimdir herkese.

    bi yandan da o kayalarında ordaki balıkları düşünmüşümdür çünkü orospu çocuğu zıpkıncılar bunları kesin vurur diye düşünürdüm. fazla insan gitmesin o balıklar rahat etsin derdim.

    bu ağustos gittim. zaten şoklar en baştan başlamakta. kalabalık bir yolun sonunda tatil kasabasına gelmişim gibi her yerde ev gördüm. kadirin yerini bile bulamadım açıkcası. aşırı kalabalık. her yerde jipler, pickuplar arabalar.

    son noktaya gittiğimde tanımak mümkün olmadı. başka bir yer artık olimpos. hafızam algılayamadı açıkcası. dev gibi bir otopark yapmışlar. berbat bir kahverengi şov var yani. orası zannedersem eskiden pansiyondan sessizce yürüyüp gittiğimiz kulübenin olduğu yerdi. yani eskiden tek başına küçük bir kulübe olan yerde şuan gözlemeciler, restoranlar, pansiyonlar, bakkallar, dev bir otopark ve giriş ücreti olarak fahiş ücret alan bir devlet dolandırma gişesi var.

    ordan geçince tahrip edilmiş bir yoldan sahile kadar yürüdük kalablık içinde. ama benim gözümde hala ıssız bir plaj var nedense. yemin ederim hala o olarak yürüdüm sahile kadar hala. arkadaşlarıma anılarımı falan anltıyorum yolda. bak şurda bi su akardı denize, soğuk olurdu oraya kolalarımızı koyardık, denize girer gelirdik hala soğuk olurdu falan.

    yolun sonunda sahile çıktığımızda yaşadığım şoku valla anlatamam. konyaaltı halk plajı olmuş. şaka gibi. hala inanamıyorum açıkcası.

    yani popülerleşme olacaktı. herkesin oraya gitmek gerçekten hakkı sonuçta. orası benim tekelimde değil. ama bu kadarını da beklemiyordum.

    bu kadar olmamalıydı ya. iğne atsan yere düşmez bir halk plajı olmamalıydı burası. havlumuz koyacak yer bulamadığımız bir yer olmamalıydı abi.

    ben, biz bunu hakediyoruz ama olimpos bunu haketmiyordu ya. o topraklar o deniz bunu haketmiyordu. ordaki orfozların hepsinin anasını sikilmiştir kesin. balık falan kalmamıştır orda. o balıklar bunu haketmiyordu lan.

    o kayalık üzerine çıkan 10larca tipin gün boyu kendisini tırmalamasını haketmiyordu.

    seni sikmişiz be olimpos. affet bizi. sen artık sadece eskinin güzel ve sessiz doğasısın.

    ömrüm boyunca sezon aylar arasında bir daha asla gitmeyceğime her türlü yemini edebilirim. ama nisan, ekim gibi bir gidip neler değiştiğini bir daha gözlemlemek istiyorum son bir şans.
298 entry daha
hesabın var mı? giriş yap