18 entry daha
  • ailemin zor bir dönem geçirdiği 2008'in haziran ayında,bi kızı gerçek anlamda çok sevmiştim.
    bende isterdim boğaza nazır bi yerde romantik bi yerde yemek yemek...ne bileyim bunu gibi şeyler işte.
    ailemin durumu o zaman kötü.para isteyemiyorum bu durumdan dolayı bende.kızla konuşmuşum,buluşma kararı veriyoruz ama ne yapıcam hiç bilmiyorum o zamanlar.daha yaşım 18. kredi kartım falan hiç bişeyim yok.liseden yeni mezun olmuş,mezuniyet gecesinde,kenarda zor günler için sakladığım 150 tl'yi de o gece yemişim.
    yani kenarda hiç param yok.
    utana sıkıla,zor günlerimde hep yanımda olan arkadaşımdan borç istedim.ay sonu olacaktı ki;onda da neredeyse hiç yoktu. cebinde kalan son 20 lirayı çıkarttı verdi.
    o zaman hesap yapıyorum işte 20 lirayla ne yapılır diye.20 lira ile ne yapılır amk? kızla bi biskrem alıp,4 er 5 er mi paylaşacaktık?
    o an kafayı yemedim ya daha da yemem herhalde.

    annem'den aldığım akbil ile kızı almaya gittim evinin oraya.
    elde avuçta para olmadığından dolayı,ikamet ettiğim siteye getirmeye karar verdim kızı.
    en azından oturucak çardak,ferah çimler,havuzbaşı falan. en azından dedim kıytı köşelerdeki parklarda oturmaktan iyidir.
    buluştuk,o zaman ilk defa elini tuttum.
    ilk buluşmamızdı.daha böyle birbirimizden utanmalar mevcut.ne ben gözlerine 2-3 saniyeden fazla bakabiliyorum ne de o.
    böyle iltifat edince yanaklarının allaştığı dönem işte.cicim ayları gibi düşün.
    nasıl bi mutluluksa o an işte,elimden tutsa " cehenneme gidiyoruz " dese,giderim.
    düşündükçe kalbim hala bi sincap nefes alışı gibi çarpar.

    tuttu elimden bi parka soktu beni.
    uzunca ağaçlar var,çocukların gülüşmeleri,kuşların cıvıltıları dolu. eli elimde,yeşil gözleri daha bi parlaktı.lens'ti gerçi ama olsun.
    uzun bi süre orda oturduk.yanımıza gelen 6-7 yaşlarında selpak satmak isteyen çocuğun taklidini yapmıştı bana.gözlerine bakıpta güldüğüm ilk andı.
    sonra götürdüm bunu yaşadığım yere.
    bişeyler isteyip istemediğini sordum ve istemediğini söylemişti.
    uzunca sarıldık o ahşap çardağın içerisinde.bol bol fotoğraflarımızı çektik.ilk kez öptüm yanağından,ilk kez çektim kokusunu sineme kadar.
    hayatımda yaşadığım en mutlu an'ımdı.
    gitar bile dinledik o gün.çalmak istedim de çalamadım hatta yine. yıllar geçti hala çalamıyorum halbuki.

    gün bitmişti.
    güneş,kendini geceye teslim etmeye az bi vakit kala gitmek istediğini söyledi. kabul ettim.
    durağa getirdim ve minibüsü beklemeye başladık.ellerimizi nasıl bi kenetlemişsek birbirine,ellerimiz ter olmuştu o sıcak haziran ayında.
    terinin kokusu bile muhteşemdi.
    hiç ayrılmak istemedim o an ama minibüs gelmişti ve gitmek zorundaydı.gözlerime baktı ve durduğumuz minibüs'ün gitmesini istedi.
    o an elimi daha da sıktı.gözlerime baktı ve gülümsedi.
    o an gülümsemesinin tam ortasından öpmek istedim.yapamadım....

    bir sonraki minibüse binip gitmek zorunda kaldı.
    araç hareket edene kadar da gözlerime baktı.gözlerine baktım...
    avare deli oğlan misali,yolda salak salak gülerken bi mesaj geldi.
    büyük harflerle " seni seviyorum " yazıyodu.
    işte benim de eski sevgilimin unutmadığı bir sözüdür bu.o an belki de hiç mutlu edemeyecek kadar acizdim maddi durumdan.sıradan birgündü ama belli ki onun için yetmişti.

    yıllar geçti üzerinden...
    26 haziran 2008-23 aralık 2012. tam tamına 1641 gün.

    ne onu,ne söylediği lafı unutabildim.
    o zamanlar cebimde kuruş para yok,ama mutlu olabildiğim bi sevgilim vardı.
    23 yaşımda bir evim,bir arabam *,onu yurtdışında tatile bile götürebilecek kadar param var.
    ama ne o,ne de o eski huzurum var...

    edit : tarih.

    edit 2016 : ahh be ayşegül :(
5382 entry daha
hesabın var mı? giriş yap