17 entry daha
  • benim yaşamış en güzel insanlar listesimde daima ilk 5'te yer alacak insan.

    hayatımdan en sevdiğim şey olan fiziğe katkılarını mı anlatayım, hayata bakışını mı, mütevaziliğini mi neyi anlatayım bilemedim. eğer einstein kadar dışa dönük ve sosyal olabilseydi şu anda muhtemelen einstein'dan bile daha büyük bir üne sahipti.

    hergün kullandığımız "dahilikle delilik arasındaki ince çizgi" lafının doğmasına sebep olmuş kişidir kendisi. bu sözü ona einstein söylemiştir.

    benden önce suicyco zaten yaptığı işlerin teknik yorumunu yapmış. ben daha magazinsel boyutlarına gireyim o vakit bu güzel insanın.

    kendisi içine kapanık ve sessiz biriymiş efendim. ayrıca çok da mütevaziymiş. hatta şöyle bir şey denir kendisi hakkında: fermi-dirac istatistikleri tanımına karşı çıkmış. kardeşim siz onu fermi istatistiği yapın öyle kullanın demiş. kuantum mekaniksel operatörlerin zamanla değişimi ile ilgili denklemlere dirac denklemleri denilmesine müsade etmeyip büyük alçak gönüllülükle bugün bu denklemlerin heisenberg denklemleri olarak bilinmesini sağlamıştır.

    dirac amerika'ya göç etmeden önce haziran ayında florida'yı ziyaret eder. oradaki dostları " lan oğlum manyak mısın haziran sıcaklığın en yüksek nemin de en fazla olduğu ay bu ay gelinir mi floridaya" der. dirac da " eğer bu ay burada pişmeden hayatta kalabilirsem buraya yerleşmeyi düşünüyorum" der. ve yerleşir de.

    adam florida'da da yalnız çalışırmış genelde. ama öğle yemekleri diğer fizikçiler için büyük bir fırsatmış. bütün fizikçiler yemekte dirac'ın gelip onlarla konuşmasını beklermiş. dirac çoğu günü 1 saat hiç konuşmadan sadece oturarak geçirirmiş. konuştuğu zaman da etrafındaki herkes uzun soluklu bir konferanstan çıkmışcasına aydınlanırlarmış.

    the big bang theory'deki sheldon cooper bana biraz dirac'ı hatırlatıyor. dirac da araba kullanmaktan nefret edermiş. en yağmurlu en berbat günde bile ısrarla yürürmüş. arkadaşları bunu şöyle açıklıyor:

    araba kullanmayı bilmediğinden falan değil. eğer araba kullanırsa yolu ve sürüşü düşünmek zorunda kalıyor. fakat yürürken fizik düşünmeye devam edebiliyor. bu yüzden hiçbir zaman araba sürmezdi.

    birgün arkadaşı john albright bir konferans için onu yakındaki başka bir üniversiteye arabayla götürür. konferans başlamadan önce dirac ona eve yürüyerek nasıl dönebileceğini sorar. john albright da onunla konuşma zevkinde mahrum olmak istemez ama o kadar yolu yürümeyi de götü yemez. eğer ben buna yolu karman çorman tarif edersem kesin gözü korkar arabayla gelmek zorunda kalır diye düşünür. sonunda dirac'ın evine varacak şekilde berbat ötesi bir yol tarifi yapar. dirac sessizce dinler. sonra konferansa kısa bir süre kala albright dirac'ın yanına gelir. arabayla gidiyoruz değil mi der. dirac gülümser ve " yoo dostum ben evime yürüyorum seni bilmem" der. john albright o günü şöyle anlatıyor " adam anlattığım yol tarifinden kafasında haritayı kurup yine de en kısa yoldan gitmeyi başardı".

    şimdi ben bu adamı sevmeyeyim de ne yapayım. çalışmalarındaki matematiksel güzellikleri geçtim bak. şu deha sevilmez mi. arkadaşının karısı örgü örerken dur lan bak o örgünün bir de şöyle örülme ihtimali var diyerek topolojik olarak aynı örgünün başka bir örülme şeklini ispat eden bir adam bu. üstelik bu çözümden başka bir çözümün de olmadığını da ispat etmiştir. şimdi sen bana bu adamı nasıl sevmeyeyim odama fotoğraflarını nasıl asmayayım onu anlat.
30 entry daha
hesabın var mı? giriş yap