33 entry daha
  • eğer önüne yabancı bir özel isim geliyorsa, arkasından gelen eki, kelimenin orijinal okunuşuna mı yoksa türkçe okunuşuna göre mi ayarlamak doğrudur, hala anlamış değilim.

    ikisine de rastlıyorum kitaplarda.
    örnek: sorbonne'ye gittim / sorbonne'a gittim.
    okur kişinin, ismin telaffuzunu bilmeme ihtimalinin göz önünde bulundurulması gerektiğini düşünerek "sorbonne"ye şeklinde yazılmasını yeğlerim ve çoğunlukla öyle de yazarım.

    fakat bazen şöyle bir şey oluyor; örneğin bir romanda "simon" isimli amerikalı bir karakter vardı ve dolayısıyla isim "saymın" şeklinde okunuyordu ve ekler de buna göre yerleştirilmişti; simon'ın, vs.
    gel gör ki, tamamen kişisel tercihimden ötürü, ben bunu yazıldığı gibi yani "simon" şeklinde okumak istediğim için, bu sefer, "'ın" eki saçma gelmeye başlamıştı. işte böyle zamanlarda, telaffuzunu bildiği bir ismin yanında, türkçe okunuşuna göre belirlenmiş bir ek geldiğini görenlerin kapıldığı olumsuz hissiyatı anlayabiliyorum.

    sanırım, her iki kullanım da kabul görüyor ama esas olan; sorbonne'a olabilir.

    "hayattaki tek derdim buymuş gibi..." ekolüne ait bir entry'nin sonuna geldik.

    *grosse tete der ki; "okunuş esastır".
41 entry daha
hesabın var mı? giriş yap