264 entry daha
  • ben biraz romantik bir insanım sanırım.

    bazı zamanlar oluyor, dünyanın bütün dertleri omuzlarıma yüklenmiş de kamburmuşum gibi hissediyorum kendimi. quasimodo gibi... "bir bardak su!" desem, su verecek esméralda bile olmayacakmış gibi.

    sonra bazı zamanlar oluyor, dünyanın en özgür bulutu gibi hissediyorum kendimi. iki rüzgâr esse portekiz'de, üç esinti gelse iran'da olacakmışım gibi... yeryüzünden bir çocuk "ne güzel bulut!" dese bana, gönlüm yerlere göklere sığmayacakmış gibi.

    entry'leri silme konusunu ilk gördüğümde, ilk düşündüğüm "ben nasıl silerim ki?" oldu. silemedim de zaten.

    2007 yılından beri yazarlık müessesemde sessiz ve sakin adımlarla ilerlerken, hepi topu 190 entry yazmışım sadece. hayatım gayet sıtabil ve sıradan; doğrudur.
    dedim, silersem eğer benden geriye bir iz kalmayacak.

    onun yerine bütün entry'lerimi düzenleyip sadece iki 'bkz' bıraktım:

    (bkz: 28 şubat 2016 ekşisözlük direnişi)

    (bkz: bütün entry'lerini silen yazarlar listesi)

    yazdığım entry'lerin çoğunluğu müzik ve edebiyat tag'leri altında toplanabilecek şeyler.
    dedim, bundan günler sonra, aylar sonra ve dahi -belki- yıllar sonra, benim gibi düşünen, benim gibi hisseden biri çıkar da sözlüğe bakar;
    füruğ'u, lhasa'yı, sohrab'ı, empyrium'u, agalloch'u, turgut'u, tezer'i, almôra'yı, hayedeh'i, estatic fear'ı, post-rock'ı, begotten'i, yarim derdini ver bana'yı okurken,
    benim yazdığım entry'lere denk gelir
    ve
    "vay be!" der "demek böyle şeyler olmuş burada."

    dünyaya bir iz bırakabilmektir belki de hayat gailem; bilmiyorum.

    entry'lerimi silmedim yani. iki bkz bırakarak, bu günleri yâd ettim kendimce.
    silenler silmiş zaten.
    "hiçbir şey gelmeyecek bundan böyle" der ingeborg bachmann.

    mademse,
    bu da son entry'm olsun.

    benimle aynı fikirde olan birsürü güzel insanla akıl ve ağız birliği ettiysem demek...
    yaz mezarına gömsünler bizi.
    hadi!
791 entry daha
hesabın var mı? giriş yap