2 entry daha
  • sadece bizim memlekete özgü bir işin içinden sıyrılma taktiği değilmiş.

    varolmanın dayanılmaz hafifliği'nde milan kundera da bundan bahsetmiş:

    "derken herkes komünistlere bağırmaya başladı: ülkemizin başına gelenlerden (yoksullaşmış, çoraklaşmıştı ülke), onun özgürlüğünü kaybetmesinden(rusların eline düşmüştü), adalet önünde işlenen suçlardan sizler sorumlusunuz.

    suçlananlar cevap verdi: bilemedik! aldatıldık! bizler gerçekten inananlardık! yüreklerimizin derinliklerinde bizler masumuz!

    sonunda tartışma gelip tek soruya dayandı: gerçekten bilememişler miydi, yoksa öyleymiş gibi mi yapıyorlardı yalnızca?

    (...)

    tomas, komünistlerin kalbimiz temiz diye bağırarak kendilerini savunduklarını duydukça kendi kendine, 'sizin bilmemeniz sonucu bu ülke özgürlüğünü kaybetti, daha da yüzyıllarca kazanamayacak belki, hala kalkmış kendinizi suçlu bulmadığınızı nasıl söyleyebiliyorsunuz?' diyordu. 'yaptıklarınızı görmeye nasıl dayanabiliyorsunuz? nasıl oluyor da dehşete kapılmıyorsunuz? görecek gözünüz yok mu? gözünüz olsaydı, gözünüzü kör eder, tebai'den çıkar giderdiniz!"
51 entry daha
hesabın var mı? giriş yap