fikret şeneş
-
fikret şeneş, "hit" yani listebaşı olmuş pek çok şarkının sözlerine imzasını atmış bir sanatçımız... 1974’de ulusal marş haline gelen "memleketim"; bu şarkının yanı sıra ajda pekkan'ın hemen hemen sevilen tüm şarkılarının söz yazarıdır şeneş... 1973’de bir "kimler geldi kimler geçti", 74'de "tanrı misafiri", "seninleyim", 75'de "`hoşgörsen", 78'de "ya sonra", 79'da "bambaşka biri", "haykıracak nefesim kalmasa bile" ve 83'de "uykusuz her gece", "bir günah gibi", "son yolcu" ajda pekkan'ın sesinden dinlediğimiz, fikret şeneş'in kaleminden çıkan şarkılar...
şte bu başarılı çalışmaları nedeni ile "ajda'nın kurmayı" olarak tanındı fikret şeneş... diğer şarkılarla da ses getiren çalışmalar yapmasına karşın, öncelikle ajda pekkan'ın söz yazarı oldu.
şimdi "artık yoruldum... zaten beş-altı yıldır az çalışıyorum, keyfi çalışıyorum... bundan sonra, olsa olsa yılda bir-iki şarkıya, o da çok güzel melodiler getirirlerse söz yazacağım..." diyor fikret şeneş ve kendini böylelikle emekliye ayırıyor.
elif hakları kanunu'nun çıktığını, müzikle uğraşan kişilere ilk kez elverişli bir ortam sağlanabileceğini hatırlatıyoruz kendisine. yanıtı ise şöyle oluyor: "telif hakları artık önemli değil benim gözümde. bugüne dek salt manevi zevkim bu olduğu için söz yazdım. ama bu zevki bile vermediler bana. ben sözleri kolay yazmıyorum. güç oluyor, yorucu oluyor. beklediğim karşılığı alamayınca da, neden devam edeyim ? müziği bırakmam. müzik benim herşeyim. bu yüzden de yılda bir ya da iki kez, kendi açlığımı dindirmek için yazacağım artık. ancak bir profesyonel değil; ununu elemiş, eleğini duvara asmış biri olarak görüneceğim."gong dergisi...1983
ayrıca çeşitli santçılar hakkındaki görüşleri:
ajda pekkan
ajda pekkan sahneler için yaratılmış. hakikaten sahneleri dolduran
yegane batı şarkıcımızdır benim için. bunun yanı sıra dinleyicisine
en çok saygısı olan , en mükemmel şekilde görünmek isteyen bir
şarkıcıdır bir sanatçıdır daha doğrusu. öylesine saygılıdır ki
saçının bir teli kıvrılsa veya elbisenin bir tarafı ütüsüz olsa
katiyen sahneye çıkmaz, şarkı söylemez. bu ne demektir ,
dinleyicisine olan saygısından ileri gelen bir şeydir. ve bunların
mükemmel olması için elinden geleni yapar. bunları yaparken de bazen
şarkı sözlerini unutabilir. o kadar saçıyla başıyla meşguldür ki bir
anda kayıverir şarkının sözü ama ajda toparlar mühim değildir.
kendine de hep söylediğim gibi benim şarkılarımın en iyi vitrinidir.
çünkü o şarkılarımı alıp kendi mükemmeliyetçi kişiliği ile
birleştirdiği zaman gayet tabii o şarkı nazar-ı dikkati cezbeder
herkes tarafından tutulur ve sevilir. ama bir başkası tarafından da
söylense belki aynı alakayı görebilir de görmeyebilir de. şarkıcın
görüntüsü de çok mühim yoksa önünüze her gelen sesi güzel birileri
de şarkıcı olabilirdi.
sezen aksu
tanrının hakikaten az insanlara nasip ettiği bir değer benim için.
fransızların nasıl bir edith piaf'ı varsa bizim için de sezen aksu
aynı şeydir. o kadar güzel şeyler yaptı ki sonunda daha da tatmin
olayım diye değişik yönlere saptı. o zaman da bizim sevip kabul
ettiğimiz sezen'i bu değişik türlerin çok azında gördüm. mesela son
şarkısı "farkındayım" benim için dünyaya değer bir şarkısıdır.
yalnız şarkının a'sı ile b'sinin aralarında en ufak bir bağlantısı
yok fakat bunu ancak müziği bilenler anlayabilir. ama bunu o kadar
iyi başarmış ki şarkıyı dinlerken başka dünyaya gidiyorsunuz.
nükhet duru
eskiden beri hep özgün besteler diye tutturdu. fevkalade bir yorumcu
fevkalade bir insandır. özgün besteler diye tutturdu fakat bizim
memleketimizde tam manasıyla batı müziğinde besteci olarak pek fazla
bir insan göremiyorum. avrupa mesela hem müziği hem sözü eşit tutar
ama aslında bana sorarsanız söz daha mühimdir. müzik ne kadar güzel
olursa olsun sözler olmayınca melodi kayar kafanızdan fakat çok
güzel bir söz kafanıza çakılır kalır. melodisi aklınıza gelmese bile
şu sözlü şarkı nedir diye sorarsınız. sahnesine gelince kendini o
kadar sebatla yetiştirdi ayrıca çok da hatırşinasdır. çok severim ve
her ne kadar beraber çalışma imkanımız olmasa bile yine de hep arar
sorar ve ben aradığım zaman hep telefona kendisi çıkar ötekilerde
bunu göremezsin.
nilüfer
nilüfer'in sesi her ne kadar çağlayan gibi gürler gözükse de oktavı
çok fazla geniş değildir. ajda, hele ders aldıktan sonra çok daha
iyi çıkabildi. gırtlağı daha iyi kullanabilmek için şan dersi
şarttır her zaman. nilüfer çıkabildiği halde aynı oktavdan fazla
dışarı çıkamaz ve o oktav içindeki şarkıları da çok güzel
değerlendirir. çünkü güzel bir sesi var temiz bir gırtlağı var.
kendine çok iyi bakar. benim için değerlidir
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap