16 entry daha
  • üzerine bir kere daha esaslı bir şekilde eğilmeye karar verdiğim kuramdır bir akademisyen olarak.

    hakkındaki eleştirilere verilecek cevaplar şunlardır.

    emeğin homojenliği: emek homojen değildir evet. sorun şu ki emeği homojen olarak almak iktisadın hemen hemen tüm kuramlarının yaptığı bir hatadır, veya eksiktir diyelim. ana akım iktisadın üretim teorisi de üretimi
    ürün değeri = teknoloji*emek*sermaye olarak tanımlar, emek ve sermayelerin üzerinde birer kaysayı vardır, emek miktarı üzeri 0.5 gibi.

    burada emek homojen alınır, hatta bazen çalışan insan sayısı emeğin sayısal değeri olarak kullanılır.

    yani emeği homojenliği konusunda emek değer kuramı marjinal değer kuramı ile aynı derecede iyi veya kötüdür.

    peki ya malların tüketim değeri, yani insanların arabaya elimdeki kalemden daha fazla değer vermesi arabaların daha pahalı olmasını açıklamaz mı?

    açıklamaz. bu mantıkla, kalemin de arabadan daha pahalı olma ihtimali olmalıdır. ancak emeğin tek üretim faktörü olmasını bir yana bıraksak bile, ürünler, üretim maliyetleri ile orantılı fiyatlarda satılma eğilimindedir. ben arabayı 1 milyon tl'ye, kalemi 10 tl'ye üretiyorsam, arabanın fiyatı 100000 kat pahalı olmadığı sürece araba üretmem kalem üretirim. eğer arabaya kaleme göre 100 bin kat değer veren birisi yoksa araba üretilmez. araba üretilecekse de fiyatı uzun vaadede kalemin 100 bin katı olmalıdır.

    doğal kaynaklar peki? marks onları tamamen değersiz olarak alıyor modelinde. neden? çünkü marks geniş bir açıdan yaklaşıyor üretime. izole olmuş bir üretim sisteminde doğal kaynaklar bedave verilir topluma. (kaynağı çıkarmak için harcanan emek kaynağa değer katar, yerin içindeki kömür ama bedavadır.) evet kaynak kısıtlıdır, ama bu bedava olduğu gerçeğini değiştirmez. toplumsal olarak ürettiğimiz şeylere maliyet katan şey bizim emeğimizdir.

    teknoloji peki? teknoloji eğer verimliliği arttırıyorsa bir ürünün değerini düşürür. neden? çünkü teknoloji onu üretmek için gereken emek azalır, dolayısı ile o ürün toplumsal olarak bize daha az maliyetli gelir. dolayısı ile ürünün değeri düşer. bunun bir örneği kitaplardır. kitaplar eski çağlarda, kuyumcularda gördüğünüz pırlantalarla bezeli takılar kadar değerlidir. matbaa kitabın üretimi için gereken emeği azaltmış ve kitapların değerini düşürmüştür. elbette örneğin heredot'un kitabı benim için, muhtemelen mö 300lerdeki bir bizanslı için olduğu kadar yüksek bir kullanım değerine sahiptir. ancak değişim değeri aynı çağlardaki bir bizanslı için olduğundan çok daha düşüktür, bunun da kaynağı üretimdir.
3 entry daha
hesabın var mı? giriş yap