• samimiyet mafyası. sıkıntılı bir ruh hali var.
  • şüphesiz ki doktorasını (bkz: university of ignorance department of nonsense) bölümünde başarıyla tamamlamıştır.
  • ismet özel'in ilk şiir kitabının adını nick olarak kullanan, silip silip eklediği, giderek tuhaflaşan, oğuz atay takıntılı entry'lerini kimsenin ciddiye alıp yorumlamadığı sözlük yazarı.
  • rezil olmaya devam eden yazarımsı. ahan bu da yenisi.
  • kara deryalarda bir fener misali. dediğinin tersini yapın, torunlarınıza güzel bir gelecek bırakın.
  • gol olmadan maç başlıklarına gooool yazargillerden. trolledim kurtuldum.
  • ulan şu bilmiş zavallıyı, köşesinde oturup ahkam kesmeyi marifet sayan adama kendimizi güldürdük ya hata bizde...

    isim tahmini yapmaya, atıp tutmaya devam etsin.

    taş çatlasa eğlenebileceği 3 ayı var.

    haziran direnişi ile güçlenen gelenek kadroları dimdik ayakta.
  • yazdıklarını okurken eğlenmediğim yazar. hatta yazdıklarını okuduğum da söylenemez. ee ne işim var benim burada? hmm.. http://2.bp.blogspot.com/…rikaturu.ders-calisma.jpg
  • bir sosyalist olarak sevdim ben bu arkadaşı.
    sadece anti-stalinist değil bütün solla bir derdi var anlaşılan ama, öğretici kıymetli bir dert olduğu çok açık.

    tam anlamamış olmak benim öküzlüğüm olabilir ama umarım perinçek için yazdıkları sadece ironidir bu arada.
    yani perinçek be kardeşim, alçaklığın kitabını bir kaç kere yazmış birine de bilemedim şimdi…

    hep rahmetle ve büyük bir saygıyla andığım aijaz ahmad başta olmak üzere post kolonyalizm meselesine sosyalist bir perspektiften bakan aydınların sık sık dikkat çektikleri bir konu vardır;
    bizim gibi ülkelerde kültür emperyalizminin inşasında ve işlemesinde yayınevlerinin rolü ve gücü.
    bu konu mesela bizde neredeyse hiç sistematik olarak konuşulmaz ve ciddi entelektüel bir tartışmanın ya da akademik bir çalışmanın konusu olmaz.

    ha dedikodusu çoktur, o ayrı.

    ama mesela 1990’ların ortasından itibaren ülkenin bütün entelektüel iklimine karakterini veren, hakim akademik yönelimin esas çerçevesini çizen ve hem edebi hem de akademik olarak parlatılacak isimleri pazarlayanlar bu yayınevleri oldu.
    ve daha da önemlisi bugün içinde olduğumuz rejimin ve erdoğan’ın da reklam ve pazarlama ajanslığını yaptı bu yayınevleri.

    yayınevleri derken tabii ki soyut bir kurumdan değil isimlerden ve ilişki ağlarından söz ediyorum.

    çoğunlukla liberal sol çevrelerdi bunlar ve hadi adını net olarak ve mertçe koyalım; ülkenin son otuz yılının düşünce dünyasının mafyatik örgütleri olarak iş yaptılar.

    metis ve iletişim yayınları başta olmak üzere piyasanın “en prestijli” yayınevlerinin bir kaçı bu yayınevleri arasındadır.

    evetisyan, mevzunun içini, dışını, kıyısını, köşesini biliyor gibi.

    sözlüğün sevmediğim politikalarından biri olduğu için fiili olarak bir yazar takip listem yok gibi görünebilir ama bir çok şahane sözlük yazarını sıkı takip ederim aslında.

    yani evetisyan, gözüm üstünüzde.

    not: tanıl ve aksu meselesinin arka planında ne var allah aşkına?
    bir entel-magazin yapsanız keşke. en azından sözlükte bir takım ifşalar, kirli çamaşırlar dökülse.
    bazı kimselerin her devirde, her durumda hep dört ayak üstüne düşmesi çok tuhaf doğrusu.
  • lara gofret'i hala kadın zannetmektedir:

    (bkz: lara gofret'in erkek olması)
hesabın var mı? giriş yap