• (bkz: along came polly)

    başlığı açan arkadaşın kaçması sonucu başlık başa kalmıştır.*
  • evliyken başkasına aşık olan erkek veya kadın, arkadaşının karısına veya kocasına da aşık oluyor mu, birinci derece akrabasına aşık oluyor mu?
    cevap hayırsa insanı hayvandan ayıran aklın varlığı ile kendisine çizdiği sınırlar içerisinde kalabiliyor demektir.
    evli erkek veya kadın başkasına ilgi duyduğunu hissettiği anda kendini geri çekmeyi frenlemeyi bilmeli.
    evliliğin kötü gitmesi sana bu fren mekanizmasını kaldırma hakkı vermez. evlilik ne olursa olsun sadakat temellidir. evliliğimi nasıl daha iyi hale getiririm veya nasıl sonlandırırımı düşünmekten başka çareniz yok.
    durumu türk kadınına indirgeyip ajite etmek de yersiz.
  • (bkz: evlenmekten nasıl soğudum)

    benzerini ve hatta aynısını yaşayan kaç arkadaşım var saymakla bitmez.. evlenip 1 sene geçmeden boşananlar, boşanamayıp başkalarına aşık olanlar, aldatanlar, aldatamayıp depresyona girenler..

    yeri geldi benim yüzüm kızardı sizin yaşadıklarınızdan ama üzülmedim mi, üzüldüm, hem de çok üzüldüm yaşadıklarınıza.. yeri geldi uykularım kaçtı sizin dertlerinizden... hepinizin haklı sebepleri vardı elbet, beni ikna ettiniz mutsuzluğunuza ama büyük yanlışlarınız da yok muydu???

    o yüzden hep diyorum, insan önce kendini sevmeli. kendiyle mutlu olmalı. mutluluğunu bir başkasına bağlayan insan, o başkası onu mutlu etmediğinde işte böyle çıkmazlara düşüyor ne yazık ki... bazen de, insan mutsuz olmak pahasına karakter çizgisini ortaya koymalı.. mutsuz olmak kendimizi bozmak için bir özür olmamalı..
  • özet geçiyorum; gözlerim kanadı.
  • daha iyisi için aranan tipleri bir kenara bırakırsak, bazen çok hüzünlüdür.

    eski iş yerinde bir tane abla vardır 30larındaydı o zaman 34tü yanlış hatırlamıyorsam. temizlik ve çay hizmetleri için gelmişti yıllar evvel.

    bizim iş yerinde olabilecek en acemi şekilde başka bir arkadaşıma yazıyordu- o da evli- yadırgamaktan çok gülüyorduk aramızda ama bir derdi vardı belliydi.

    bir oğlu var. kayınpeder ve kaynana ile bodrum kat bir dairede oturuyorlar. eşi çalışmıyor ama kadın çalışmayınca özellikle kayınpeder bildiğin mobbing yapıyor.
    evlilikte takılan altınları kayınpeder almış geri isteyince "isteyecekse çocuğu bıraksın defolsun gitsin" deniyor. gideceği kimse yok. ve maaş o zaman asgari ücretti.
    ve bir gün durup durduk yerde yanıma geldi biraz sustuktan sonra sebepsizce

    " keşke bir adam çıksa beni kolumdan tutup buradan götürse" dedi.

    neden bilmem beni çok derinden vurmuştu bu söz.
  • ne olduğunu kendi söyleyen bir yazarın önermesi. kınamak yersiz ve hadsiz. ama buram buram cinsiyet ayrımcılığı kokuyor. tabi hep kadınlar mağdur, mutsuz amk. erkeklerde sıkıntı yok. bsg. mutsuzsan ayrıl, bari kaşar olma.
  • aldatanı aldatmak zevktir, ama seveni aldatmak namussuzluktur.
  • kendisini mutlu edemeyen bir çomarla evlidir. evliliği iyi gitmeyen, boşanmanın eşiğinde olan kadındır.
  • basligi hortlatanin ironi yaptigini dusunmekle beraber baslikta tarif edilen insanlari (evet erkekleri de) anlamiyorum anlamak da istemiyorum. askin buyusunun arkasina saklanmalari da akildan ve vicdandan oyle uzak ki...

    kimsenin hayatini mahvetmeye hakkiniz yok. kimbilir belki cocuklarinizin, belki esinizin, belki de asik oldugunuz kisinin hayatini mahvetmenin esigindesinizdir.
hesabın var mı? giriş yap