• yetenek ile ideoloji birleştiğinde ortaya çıkan sonucu gösteren marş olmuştur.

    ben hiç beğenmedim. insanı döver gibi olmuş.
  • bazen 3 akorla bir şarkı yaparsın ve bu şarkı senin kimliğin olur. yıllar boyu unutulmaz. dillerden dillere dolaşır. haluk levent - yollarda bulurum seni gibi..

    çok iyi seviyede enstrüman çalan insanlarda vardır bu sorunsal. basit şeyleri çalmak istemezler. bunu bir hakaret gibi görürler. adam, fakültenin kampüsünde yardırıyor. klasik gitarı eline almış, tüm jazz figürlerini basıyor. yandan biri geliyor, ne güzel çalıyon abi bir de akdeniz akşamları çalsana?? herif dumur.. ya ortamı terk edip gidiyor ya da ben çalmam öyle ezik şeyler diyor vs..

    yani aslında şu örgüde anlatmak istediğim şey, belki de 100. yıl marşını fazıl say gibi üst mertebede bir müzisyen bestelememeli. çünkü o sanatını icra ederken, sanatı üst seviyelere taşıma zorunluluğu hissiyatından kurtulamazsan halkın büyük kitlesine hitap etmen çok zor. 100. yıl marşını seni salonda izlemeye gelen sanat severlere sergilemiyorsun neticede. bunu bakkal ebubekir abi de dinleyecek, elektrik ustası necmi usta da, ev hanımı hatice ana da...

    sözüm ona benim şahsi görüşüm maalesef kitlesel bir hitap sağlayamayacak, sözleri ne kadar yalın da olsa, kendisi bir o kadar komplike bir eser olmuştur. bence tek kelimeyle olmamıştır. ama çalışmada emekleri geçen onlarca sanatçıya ve fazıl say'a yine de teşekkürlerimizi sunmak gerek. her şeye rağmen deniyoruz ve deniyoruz, çalışmaya ve üretmeye devam edeceğiz.
  • sanırım şu kafayla yapılmış bakınız

    sonuna kadar izleyiniz..

    edit: link bir sonraki videoya gidiyor nedense, aşağı kaydırın. feyyaz yiğit görürseniz doğru yerdesiniz..
  • her açıdan kötü projedir.

    bir kere şiir midir nedir bilmem ama sözlerin marş ile üstüne üstlük 100. yıl marşı ile alakası yoktur. ulan türkiye ile alakalı geçen tek kelime "atam" galiba. böyle marş mı olur mk. onun haricinde ülkemiz ve milletimiz ile ilgili bir temenni cümlesi falan da yok. sadece nice 100 yıllara gibi bir cümle var o kadar. onun haricinde ver elini dünya dönsün çiçekler açsın güller gitsin ağaç gelsin. küresel ısınma marşına daha uygun mk.

    müzik rezalet. la la melodisi bile akılda kalmaktan ve coşku vermekten uzak. sözlü kısımlarda çoğu yerde prozodi hataları var. hiçbir yer akılda kalıcı değil.

    misal izmir marşını düşünün enstrümansız bağırarak oku yine coşarsın. öyle muazzam. bunu enstrümanla oku yine bi bok anlamazsın. ver ver ver ver ver dönsün dünya dönsün dünya dünya lalalalalaa diye marş mı olur ya.

    ayrıca koca salonda toplanmış bir senfoni orkestrası ve koro gördünüz diye "yani müzikal açıdan bir şey diyemem müthiş bir altyapı" falan deme mecburiyetinde hissetmeyin kendinizi lütfen. o enstrümanlar hep beraber tek nota çaldığında da zaten o senfonik tınılar çıkıyor. öyle ahım şahım mozart'ı kıskandıracak bir müzik yok ortada. normal standart bir senfoni altyapısı hakim. yaylılar nefesliler geliyor işte. zaten dediğim gibi melodi ve söz uyumunda büyük sıkıntı olduğu için nasıl bir altyapı olduğu da çok önemli değil. standart dinleyicinin aklında yer edecek bir melodi, yürüyüş yok ortada.

    kimse kusura bakmasın. rezalet değil bu proje.
    re za let
  • çok kasmış bence şöyle olmalıydı:

    --- spoiler ---

    çıktık açık alınla
    yüz yılda her savaştan
    yüz yılda seksen milyon genç
    yarattık her yaştan
    --- spoiler ---
  • marş kelime olarak adımlamak ilerlemek sözcüğünden türemiş bir kavram. yürüyen insanlarının adımlarını hatırlatacak bir ritm gerekir marşta.

    marşın sözleri akılda kalmalıdır.

    marş okurken insan heyecanlanmalıdır.

    mesela, “ileri! ileri! arş ileri!”
    mesela, “türküz cumhuriyetin göğsümüz tunç siperi”
    mesela, “yer yüzünde yoktur olmaz türk'e denk, korku bilmez soyumuz”
    mesela, “ey vatan göz yaşların dinsin yetiştik çünkü biz”

    umarım anlatabilmişimdir. marş dediğin vurucu olduğu kadar anlaşılır olmalıdır. yürüyen bir kalabalık hep bir ağızdan bağırarak söylediğinde insanın içini titretmelidir.

    fazıl say'ın yazdığı bu eser marş falan değildir. korodur. iyi bir koro dahi değildir.

    olmamış fazıl bey.

    siz ne işle uğraşıyordunuz?
  • hem isaya hem musaya yaranayım derken; hiç kimsenin sevmeyeceği bir eser meydana getirmiş. bu açıdan beni gerçekten derin düşüncelere sevk etti. baya baya cumhuriyetin 100. yılında halkımızı birleştirebilecek herhangi kavram bile kalmamış.

    koskoca 100. yıl marşında türk kelimesi hiçbir yerde geçmiyor, bu cumhuriyetin mimarı olan atatürk de tek bir cümleyle bile anılmamış. peki neden, işte kürtler ve muhafazakarlar da marşı beğensin diye. peki sonuç? hiç kimsenin benimsemediği bir iş.

    ayrıca; 10. yıl marşında, yapılan bir sürü icraatlar sayılıp, "türk'e durmak yaraşmaz; türk önde, türk ileri." denirken, şimdi "yıkalım karanlığı" noktasına gelmiş olmak da üzücü gerçekten. yani; baya baya çağdaş türkiye mücadelesinde neredeyse yenilecek duruma gelmişizi yansıtan sözler. gerçeklik payı da var maalesef.
  • laylalaylay işin asıl skandal boyutunu yavaş yavaş öğrenmeye başlıyoruz.

    2021’de izmir büyükşehir belediyesi 100. yıl marşı yarışması düzenliyor: https://kultursanat.izmir.bel.tr/…e-beste-yarismasi

    sonra seçilen şiirler için yüze yakın da beste gönderiliyor çeşitli türk besteciler tarafından. ve belediye bunlardan hiçbirini seçmeyip, yarışmayı boşuna yapmış olacak şekilde fazıl say’a teklif götürüyor.

    ahmed adnan saygun sanat merkezinin müdürü ve izmir’de belediyenin kültür-sanat yetkilisi emel akçay özer, salonun kapılarını ardına kadar bu saçma ve haksız proje için açıyor, orkestra toplanıyor, koro toplanıyor, hepsine ücret ödeniyor tabi, hem de ta ankara’dan istanbul’dan müzisyen getirterek topluyorlar.

    vay arkadaş bu nasıl israftır ya?

    şimdi de dünyanın parasını döktükleri marş sıçınca fazıl ayrı emel ayrı savunmalar paylaşmaya başlıyorlar. https://twitter.com/…?s=46&t=klj8jyt3tkshoxnnmwy-ew

    resmen boşa yarışma yapmış, yarışmaya başvuran insanların emekleriyle alay etmişler. dökülen kaynak ayrı israf. biz de ihale peşkeş çekiyorlar diye iktidara kızıyoruz. buyrun muhalefet, hem de dibi, yani izmir.

    bu arada aldığım bilgilere göre diğer başvuran marşların çoğu bundan iyiymiş. zaten bundan kötü 100 marş daha olması da mantıken imkansız bi yerde.

    bu olay çok büyük bir skandal anlaşılan. laylalalaylay laylalalaylay

    edit:
    bu da düzenlenip iptal edilen yarışmanın kuralları: http://kultursanat.izmir.bel.tr/…asi_sartnamesi.pdf

    --- spoiler ---
    7- şiirlerde aranacak şartlar:
    7.1. şiirler cumhuriyetimizin 100. yılına ithafen yazılmış olmalı, hukuka, insan onuruna aykırı olmamalı, siyasi içerik taşımamalı, ulusal birliği ve ülke bütünlüğünü bozucu, moral yıkıcı ve sanat değerinden yoksun olmamalıdır.
    7.2. şiirler türkçe dil kurallarına uygun biçimde yazılmalıdır.
    7.3. yarışmaya katılacak şiirlerin hece ölçüsü kısıtlaması olmamakla birlikte yedi (7) heceli mısralar şeklinde
    düzenlenerek yazılması tavsiye edilir.
    7.4. şiirler, herhangi bir yarışmaya katılmamış, herhangi bir mecrada yayınlanmamış, alenileşmemiş ve hiçbir yarışmanın finalinde yer almamış olmalıdır. internette yapılan taramalarda herhangi bir mecrada yayınlandığı veya yarışmalarda kullanıldığı tespit edilen eser diskalifiye edilir.
    7.5. başvuru belgeleri, en geç 1 ekim 2021 günü, saat 17.00'ye kadar yarışma raportörlüğü adresine iletilmelidir. postadaki gecikmeler dikkate alınmayacaktır ve eksik başvurular değerlendirilmeyecektir.
    --- spoiler ---

    seçtikleri marş, kendi kriterlerinin neredeyse hiçbirini karşılamıyor. inanılmaz arsızca bir peşkeş çekme bu.
hesabın var mı? giriş yap