• ing. kıs. foreign object damage. yabancı madde hasarı.
    (bkz: yamaha)
  • hava kuvvetlerimiz tarafindan turkceye "yamaha" olarak cevrilmistir, yabanci madde hasari'ni kisaltarak yapilmis olsa gerek.
  • ks.foreign object damage

    havacılıkta, uçakların taxi yolları ve pistteki yabancı maddelerden dolayı hasar görmesi onlamındadır... bu hasarı önlemek için taxi yolu ve pistlerde kullanılan araçlar dışarı çıkartılmaz ki dışarıdan yabancı madde içeri taşımasınlar...

    eğer araçlar dışarı çıkmışsa veya yabancı bir araç içeri giriş yapacaksa özel olarak kasislerle dolu bir yoldan geçirilir ki araçtan dökülecek bir parça varsa orda dökülsün taxi yolları veya piste dökülmesin.

    (bkz: ya ma ha)
  • açılımı foreign object damage yani yabancı madde hasarı olan havacılık terimi. motora penetre eden/edecek/etme potansiyeli olan pist veya havada bulunan her türlü (kuş,taş,sigara izmariti) maddeye verilen isim.hava kuvvetlerinde ismi 1985 ten sonra yamaha (yabancı madde hasarı) gibi inanılmaz bir yaratıcılık ile türkçeleştirilmiştir.
  • havacılık endüstrisinde hiç aklınıza gelmeyecek şeyler bile fod kapsamına girer. işlenmiş metalden kalan talaş, kesilmiş bir kablodan kalan en ufak parça, somun, civata, perçin. ayrıca fod illa motor bölgesiyle alakalı değildir. kokpit içerisinde de fod bulunmaması gerekir. kısacası olmaması gereken yerde olan herşey fod olarak değerlendirilir.
    lockheed martin'in sloganlarından biri olarak;

    it's the smallest things that cause the biggest problems.
  • yabancı madde hasarı olanının ayrıntılı tanımı ve birçok başka faydalı bilgi için şöyle buyurun:
    https://www.bdimetal.com/…de-hasarı-yamaha-veya-fod
  • green day

    something's on my mind
    it's been for quite some time
    this time i'm on to you
    so where's the other face?
    the face i heard before
    your head trip's boring me

    lets nuke the bridge we torched two thousand times before
    this time we'll blast it all to hell
    i've had this burning in my guts now for so long
    my belly's aching now to say...

    stuck down in a rut
    of dislogic and smut
    a side of you well hid
    when it's all said and done
    it's real and it's been fun
    but was it all real fun?

    lets nuke the bridge we torched two thousand times before
    this time we'll blast it all to hell
    i've had this burning in my guts now for so long
    my belly's aching now to say..say..

    you're just a fuck
    i can't explain it 'cause i think you suck
    im taking pride
    in telling you to fuck off and die

    i've had this burning in my guts now for so long
    my belly's aching now to say
    i've taken pleasure in the masochistic youth
    so listen up cause you might miss..

    you're just a fuck
    i can't explain it 'cause i think you suck
    im taking pride
    in telling you to fuck off and die

    good night

    (long pause, and segue to bonus track)

    i was alone
    i was all by myself
    no one was looking
    i was thinking of you
    oh yeah did i mention
    i was all by myself
    all by myself
    all by myself
    all by myself

    i went to your house
    but no one was there
    i went in your room
    i was all by myself

    i remember we had
    such wonderful times
    when i'm all by myself
    all by myself
  • ingilizce final obstruent devoicing’in kısaltması.
    fonolojide kelime sonundaki duraksamalı yumuşak ünsüzlerin sertleşmesi durumunu tanımlar.

    ingilizcede sözcük sonunda yumuşak (b, d, g vs) ve sert (p, t, k vs) ünsüzler mevcut. bu ünsüzlerin telaffuzu ingilizceyi yabancı dil (efl) olarak öğrenenler için zorluk teşkil edebiliyor.
    ana dilinizde sözcük sonunda yumuşak ünsüz yoksa, ya da yumuşak ünsüzler sertleştirilerek telaffuz ediliyorsa, ingilizce telaffuzunuzda fod çok olası.

    örneğin türkçede kelime sonunda (istisnalar hariç) b, d, c ve g yumuşak ünsüzleri yoktur.
    dolayısıyla ingilizcede varolan sözcük sonundaki duraksamalı yumuşak ünsüzlerin (b, d, g) telaffuzunda zorlanıyoruz ve yumuşak yerine kendi ana dilimizde yaptığımız gibi sertleştirerek (p, t, k) telaffuz ediyoruz .

    bir başka örnek olarak almancada sözcük sonunda yumuşak ünsüzler mevcut olmasına rağmen daima sert ünsüz olarak telaffuz edilir (bkz: auslautverhärtung). dolayısıyla ana dili almanca olanlarda da ingilizce konuşurken bizde olduğu gibi fod görülür (pig yerine pick, bed yerine bet, bug yerine buck gibi).

    türkçe ve almanca dışında, ana dili rusça, lehçe, hollandaca olanlarda da yaygındır.
  • alternatif başka bir açılımı için (bkz: foreign object debris).
hesabın var mı? giriş yap