• oğuz atay'ı çok etkileyen bir kitap olsa gerek. tutunamayanlar ve tehlikeli oyunlar'ın yazılmasında etkili olmuş. oğuz atay'ın günlük'ünde bir çok kez ismi geçiyor. kitabı genelde kişisel gelişim kitapları yayınlayan bir yayınevinden bulmam da enteresandı.*
  • eric berne adlı unlu psikiyatristin, transactional analiz yönetimiyle, kişiler arasındaki ilişkilerde oynadığımız oyunları, hayattaki anne baba, yetişkin ve çocuk şeklindeki tavırlarımızı incelediği kitabının adıdır. orijinal ismi games people play dir.
  • the alan parsons project şarkısı olanın, 1989 yılında üniversite öğrencileri olduğunu tahmin ettiğim türk grup tarafından yapılan cover'ı için :

    http://www.youtube.com/watch?v=-ni65cqc_ji

    nostaljiye nostaljik atıf.
  • bir şarkı hem progressive rock, hem de disco olabilir mi ? sorusunun cevabı olan the turn of a friendly card albümünden bir the alan parsons project şaheseri
  • the turn of a friendly card albümünde bulunan harika app parçasının sözleri de;

    where do we go from here now that all other children are growin' up
    and how do we spend our lives if there's noone to lend us a hand

    i don't wanna live here no more, i don't wanna stay
    ain't gonna spend the rest of my life, quietly fading away

    games people play, you take it or you leave it
    things that they say, honor brite
    if i promise you the moon and the stars, would you believe it
    games people play in the middle of the night

    where do we go from here now that all of the children have grown up
    and how do we spend our lives knowin' nobody gives us a damn

    i don't wanna live here no more, i don't wanna stay
    ain't gonna spend the rest of my life, quietly fading away

    games people play, you take it or you leave it
    things that they say, just don't make it right
    if i'm telling you the truth right now, do you believe it
    games people play in the middle of the night

    games people play, you take it or you leave it
    things that they say, honor brite
    if i promise you the moon and the stars, would you believe it
    games people play in the middle of the night

    games people play, you take it or you leave it
    things that they say, just don't make it right
    if i'm telling you the truth right now, do you believe it
    games people play in the middle of the night
  • kitapta neler geçiyor bilmiyorum..oğuz atay gibi okumak gerek.. bad game filan geçiyordu günlükte.. tehlikeli oyunlarda da direkt kullanmıştı sanırım.kitabın orjinal adı da games people playimiş.

    ama bu tabir, hayatın muzip bir tanımı olsa gerek. “oyun denen hayat” neden değil bilmiyorum.. “hayat” kavramını bile öne çıkarmamış bir tabir..sonuçta “oyun” diyor hayata.. ama zoraki oyun.. ancak truman gibilerin yardığı bir oyun çemberi mi? “oyun” olduğunu bilipte, iyi-kötü oyunlar oynadığını-oynandığını görüpte sesini çıkaramamak.. aslında o oyunlar yokmuş gibi davranmak. günlük hayatta, insanların birbirlerinin sadece yanlarındayken bile iç seslerini duysalar, ne bonuslar toplayacakları ya da ne biçim hayal kırıklığı ve şaşkınlık yaşayacakları oyun..”kıyafetim nasıl olmuş”a “iyi” demek zorunda kaldığında, bazen oyunbozanlık yapmamanın daha iyi olacağının fark edildiği oyun. “açık sözlü” olmanın, “dürüst” olmak,”kurnaz” olabilmek gibi hayatın içinde sonradan kazanımla ve tasarrufla yapılabilecek her türlü şeyin başka çeşit bir oyuna tekabül ettiği sıkıcı bir oyun.. hiçbir dekoru belirlemediğiniz gibi, sizi, çok şey seçiyormuş hissine çekelemeye çalışan yalancı oyun..bir takım davranışları, size ya ateş korkusuyla, ya da toplum korkusuyla
    yaptırmaya çalışan boktan bir oyun.. maskeleri giymenizi isteyen, nezaket,görgü,hukuk gibi görünür-görünmez, yazılı-yazısız kuralları olan ve bu kurallara uymak adına sizi yabancılaştıran karartan ve bastıran bir oyun.. kendiniz olmaktan çıkıp “size de iyi geceler” demediğinizde altınlarınızı kaybedeceğiniz bir oyun.. sadece size bilincinizi bırakan, düşünmeyi, içinizden küfretmeyi,içinizde farklı şeylere bürünmeyi özgür bırakan, biraz insaflı oyun. ancak bütün canlarınızı öldürüp, bitirip, salt kendiniz olarak bir şeyler yapabileceğiniz, satın almasız çıkış yapabileceğiniz bir oyun..sürekli time over olduğunuz ve asla hiçbir şeyi yetiştiremeyeceğiniz bir lanet oyun..istediğiniz zaman pause’ye basıp durduramadığınız, çünkü durupta denize bakıp bir çay içmenizi bile beklemeyecek bir hayat..oyun..
    game over olsanız hatırlamayacağınız, ancak arkanızdan ne yaparsanız yapın atıp tutacakların olduğu, ölümünüzle bile insanlara yük,sıkıntı, üzülmek zorunda olmak gibi şeyler yaşatacağınız bitmez bir oyun..bir jeton atıp tekrar başlatamayacağınız oyun..velakin kötü oyun oğuzcum. bad games.
  • eric berne' in 1964' de yazdıgı, elimde 1966' da cıkan ücüncü basımı bulunan kitap. tam ismi "games people play- the psychology of human relationships". faydalı bir eser.
  • tehlikeli ve bir o kadar da faydali kitap.
  • inner circle isimli reggae grubunun 90larin yarisinda patlatip tatil beldelerinin gozdesi olmus parcasi. alalalalalong diye de bilinir.
  • joe south'a 1970 yılında yılın şarkısı ödülünü bilen kazandıran kendi yaratımı bir müzik ürünü olmasına rağmen reggae şarkısı olarak akıllarda kalmış durumda, inner circle'dan dolayı.

    aslında pek çok harika cover gibi orijinalinde bu da bir country şarkısı. üstelik inner circle yorumunu çok beğensem de yaratıcısınınki bir başka güzel. daha güzel.

    http://www.youtube.com/watch?v=5znh58witu8
hesabın var mı? giriş yap