gulyabani
-
gülyabanıyi duyunca aklıma niyeyse
gulyabani gör halimi el bana ben sana deli geliyo. delirdim mi lan -
(bkz: alkol)
-
cocukluk korkumdur. hala filmini izleyemem
-
dun altındağ tiyatrosunda seyircili provasını izlediğim bu sezonun vasat oyunlarından bir tanesi. klasik devlet tiyatrosu komedisi olmuş. ucuz espriler, abartılı oyunculuk, kotu metin. sorry!
-
altındağ sahnesinde izlediğim bence güzel bir gişe tiyatrosu ( biliyorum dt gişe kaygısı gütmez ) . gerek hitabedilen kitleyle doğru orantılı sahne seçimi gerekse oyuncu seçimi yerli yerindedir. hizmetçi rolündeki oyuncunun birkaç yerdeki oyundan düşüşü dışında, oyunculuklar güzeldi. müzikler ona keza. seyirciyi içine alan güzel bir komediydi. beklentimi düşük tuttuğumdan kaynaklı mıdır bilmem ama gayet keyif aldım. izleyeceklere şimdiden iyi seyirler
-
bir ankara dt oyunu. çocukluğumda deli gibi korktuğum bir figür olan gulyabaniyi tekrar görmek güzeldi fakat arap ve osmanlı kültüründen nefret ediyorum.
geçen sene kadını yücelten ve toplumdaki yerini sağlamlaştıran oyunlar varken bu sezon böyle kadını aşağılayan bir oyun izlemek hatta dt nin elinden çıktığını görmek üzücü.
çocukların izlediği bir oyunda soyunan ve cinselliğini ön plana çıkaran kadına “aşifte, yollu, namussuz, kaltak, sürtük” gibi iğrenç sıfatlar yükleyen metin yazarlarının ailelerindeki kadınları unuttukları dikkatlerden kaçmadı. sansür de belli ki işe yaramış ama söz konusu kadın olunca serbest. -
ülkemizde süt kardeşler filmiyle ünlü olmuş efsanevî yaratık.
kitap okumayı seven bir millet olsaydık hüseyin rahmi gürpınar'ın gulyabani adlı eseriyle de çok önceden şöhret kazanabilirdi.
devam edelim...
arap mitolojisinde bahsi geçen korkunç bir yaratık vardır: gûl.
her renge ve şekle girebilen, çöllerde gezen, korkunç suratlı, uzun boylu bir canavardır. şekil değiştiği zaman sadece ayakları değişmez. at toynağına benzer ayakları.
dünyadaki bütün milletlerin mitolojilerinde birbirlerine benzeyen varlıklar vardır. işte araplar, bu gûl adındaki yaratığın aslında insanlara güzel görünmek niyetiyle kadın kılığına giren bir cinden meydana geldiğine inanırlar. yani gûl, kadındır. bu söylence anadolu topraklarına yani türklere, albastı şeklinde geçer.
albastı da kadındır.
gûl ve albastı arasında birçok benzer yan vardır. sadece bizim efsanelerimizde değil birçok millette de bu şekildedir.
araplar; gûl adlı dişi yaratığın, çocukları ve kadavraları yediğine, at kuyruğu örmeyi sevdiğine inanırlardı.
türkler, albastı adlı dişi yaratığın lohusa kadınları ve bebeklerini öldürüp yediğine, at kuyruğu örmeyi sevdiğine inanırlardı.
yunanlar, lamia adlı dişi yaratığın hamile kadınları ve bebekleri öldürdüğüne ve kanlarını içtiğine inanırlardı.
slavlar, baba yaga adlı dişi yaratığın insanları öldürüp yediğine ve kemiklerini de evinin etrafına dizdiğine inanırlardı.
japonlar, jorogumo adlı yaratığın güzel kadın şekline girip* erkekleri kandırarak yakaladıktan sonra onları yediğine inanırlardı.
ayrıca azerilerde, taciklerde, iranlılarda ve kırgızlarda da guleybanı, gulbiyaban, gulyavanı gibi isimlerle anılır bu yaratık ve yine kadındır.
gûlyabani hususunda tüm bu mitolojilerde en büyük ortak nokta ise bu yaratığın yalnız bulunan kişilere zarar veriyor olmasıdır.
ayrıca gûlyabani, anadolu efsanelerinde başlı başına da yer edinmiş ve bu sefer erkek sûretinde, ayaklarına kadar uzanan sakalıyla tasvir edilmiştir. -
hüseyin rahmi gürpınarın kaleminden çıkan bu roman yüzlerce kere tiyatro oyununa çevrilmiş,hepimizin severek izlediği süt kardeşlere esin kaynağı olmuş ve en son 2014 yılında çekilmiş köpkötü korku komedi filmine misafir olmuştur.
-
altındağ sahnesinde bir süredir devam eden, bugun izlediğim oyun. kitabıyla güzel uyarlanmıs, her ne kadar yüzeysel geçilse de, doğru yerlerin altı çizilmiş, sıkılmadan eğlenerek izlenilebilir.
-
herkesin okuması gereken; ürkütücü, bir o kadar da eğlenceli bir hüseyin rahmi gürpınar roman.
en eğlendiğim kısımlar, zamparanın manileri oldu.
--- spoiler ---
ah samsam seni
bu gece sarsam seni
sarmakla doyamam
hap gibi yutsam seni
yandı sana yüreğim
muhsine ah meleğim
tahammülüm kalmadı
aç yorganı gireyim
korkma benden güzelim
çık bahçeye gezelim
unut dünya gamını
gel hemen sevişelim
garibinim şahsenem
kara gözlü muhsinem
sade öpüp dişlerim
billah seni yemem
ben periyim sen insan
muhabbetime inan
gel benim ol inat etme
olursun sonra pişman
sen bize hoş bakmadın
tütsümüzü yakmadın
hani ya şerbetimiz
bizden niye korkmadın
aşktan inliyorum
çık döşekten diyorum
kollarım açık kaldı
çabuk ol bekliyorum
naza yoktur yüzümüz
dinlenmeli sözümüz
biz ne canlara kıydık
seni de öldürürüz
gamgam'a söyleyelim
haydi hücum edelim
bizden korku duymuyor
şu kahpeyi yiyelim
--- spoiler ---
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap