hardwired

• lars reyiz sanki o twinleri canlıda çalabilecekmiş gibi sonlara doğru twin atmış.
  
  tanım: yeni bir metallica şarkısı.
• eleştirileri okurken hayrete düştüğüm son metallica tekliği.
  beğenmemek ayrı mesele, ancak metallica seven birinin, bu şarkıyı yerden yere vurması anlaşılmaz benim açımdan.
  
  bir arkadaşımın, 'bir tarantino filmi' olan the hateful eight 'i eleştirirken, filmin olay örgüsünün yavaş olduğu, ve çok fazla diyalog içerdiğini söylediği akıl almaz ana döndüm şuan.
  
  bir metallica şarkısıdır, çok özlenmiştir, replayde şimdilik sonsuz döngüdedir.
• orta yaş bunalımına giren metallica'nın kill 'em all'dan bile öncesini, discharge, venom kasetlerini takas edip garajda cazır cuzur bir şeyler çalmaya çalıştıkları günleri yad ettiği şarkı. olabildiğince çiğ olabildiğince bodoslama...
  
  bu sebeptendir ki solosu şöyle olsun şurasında böyle bir melodi olsun diyen çokbilmişleri tatmin etmese de benim gibi bir leş metalciyi zevkten dört köşe etmiştir.
• şarkıyı tam gaz dinliyorum, coşuyorum her şey mükemmel, 2:40'a kadar harika gidiyor, hatta üzerine 2:41'de süper bir geçiş geliyor ve ben yılların metallica dinleyicisi olmanın verdiği haklı gururla birazdan kopacağımı düşünerek haliyle şunu bekliyorum. ama onun yerine ironi dolu bir cümle geliyor: "we're so fucked"
• 97'de reload çıktığı gün 4 kafadar okulu kırıp kadıköy'e inmiştik. cebimizdeki paraları birleştirip mephisto'dan kasedini alıp acıbadem'de oturan arkadaşta soluğu almıştık. fuel ile başlayan albüm biraz bizi gaza getirse de albüm bittiğinde hepimizde bu mudur yani etkisi yapmıştı.
  
  bu parçayı bu akşam aynı tayfayla dinlemesem de, yine bir bu mudur etkisi yaptı ama,
  
  belki de budur.
  
  --- spoiler ---
  
  we're so fucked
  shit outta luck
  hardwired to self-destruct
  
  --- spoiler ---
• ingilizcede "yatkın, koşullanmış, şartlanmış" gibi anlamları da var sanırsam.
  
  for example:
  
  humans are hardwired to be as lazy as possible when it comes to walking, scientists have discovered..
  
  not: britanyanın köpeğiyim.
• o kadar b sınıfı bir film ki, tuhaf bir nostaljik havası var, tamamıyla 80'lerden kalmış, bir video editing programıyla biraz renklendirilmiş gibi duruyor. 2009 yapımı olduğuna inanmak çok zor.
  bir de kötü adam rolü val kilmer'a ihale edilince michael ironside'a babacan adam rolü kalmış, emekliliğin tadını çıkarmaya çalışan bir apartman yöneticisi havasında oynuyor.
• bu adamlar 25 yıldır riff yazamıyor. yine yazamamışlar. (bkz: metal yorgunluğu)
• "dur bakalım albümün gerisi nasıl olacak?" dedirten dumanı üstünde yepisyeni metallica şarkısıdır.
• lars ulrich'in konserlerde nasıl çalacağını merak ettiren parça.
  
  gece gece heyecanlandırmıştır. ilk izlenimim gereksiz uzatılmamış cayır cayır bir parça olduğudur. umarım albüm de hayal kırıklığına uğratmaz.