• belki de hayatın anlamı, anlam aramaktan çok anlam yaratmaktadır. rastlantılar, tesadüfler, şanslar hayatımızda öylesine gerçekleşmiyordur ve belki de her şey birbirine bağlıdır.
  • anlam (olgu) ve anlam arayışı (süreç) döngüsü.

    bu döngüde çok sorun az mutluluk olandır. çünkü mutluluk bir ideadır. şayet biz canlıların bir sınavı varsa bu da kendini var etme mücadelesidir. asıl anlam ve mutluluk ise işte bu mücadeledir.
  • güzel ve eğlenceli bir the offspring şarkısıdır.
  • hayatın çok öyle aman aman bir anlamı yok. lakin kaliteli yaşımım olsun, nispeten mutlu olayım diyorsan, aşağıda 5 madde olarak yazıyorum. bunlar yapman yeterli.

    1) sevdiğin işi yap

    2) sevdiğin kadınla/adamla beraber ol

    3) haftasonu zaman geçireceğin bir kulube üye ol

    4) şans oyunu oynama

    5) olabildiğin kadar rahat ve umursamaz ol
  • mutlu olmaktır. etrafıma hep mutluluk ve pozitif duygular saçmaya çalıştım. tabi ki bunu herzaman yapmak mümkün değil hatta şuan da bunu yapamıyorum ama bunun için gerçekten çabaladım ve çabalıyorum. lise yıllarımda stoacılık ile tanıştım ve içime işledi. tüm hayatımızı mutlu olmak adına dizayn edip, bu yolu mutsuz bir şekilde harcıyoruz çok saçma değil mi ?
    bence insanın en baskın iki adet isteği var. ilki özel hissetmek, ikincisi ise merak. özel hissetmek uğruna gerçekten mutluluğun ne olduğunu göz ardı ediyoruz. bize dayatılan mutluluk algısını hiç sorgulamıyoruz. ev, araba, cinsellik, para. bunları mutluluğun anahtarı olarak kabul edip nedenini hiç sorgulamıyoruz. çünkü sahip olduğumuz maddiyat kadar ilgi görüyor ve kendimizi özel hissediyoruz.
    özel olmadığını kabul eden, kendini milyarlarca canlıdan sadece biri olarak ele alan insan mutlu olma yolundaki ilk adımı atmıştır bence.
  • manlamı yok.
  • 'yaşamak için bir nedeni olan insan her türlü nasıl’a katlanabilir. (nietzsche)'

    insanın anlam arayışı-victor frankl
  • istisnasız her şeyin rastlantı sonucuyla gerçekleştiği. geçmişe dönüp baktığımızda aslında yaptığımız planların eksiksiz bir şekilde gerçekleşmediğini ve düşündüğümüzden farklı oluşan olayların bizi başka yollara sürüklediğini görürüz.

    işin güzelliği de burada zaten, planladığımız her olay planladığımız zamanda ve mekânda gerçekleşseydi rastlantıların getirdiği bilinmezliklerin ne anlamı kalırdı?
  • eger oldukten sonra mutlak bir hiclik icinde hic oldugunu bile bilemeden ilelebet yok olacaksak, cocuklarini, sevdiklerini, tum basarilarini, tum utanclarini, tum hatiralarini bosuna yasamamis misindir? aktardigin genetik materyal caresizce bir sonraki jenerasyona ulasmaya calisirken gunes genisleyip dunyayi yutmayacak mi? yaptigim herseyin, tum degerlerin, tum sevgilerin, tum ilkelerin, tum bilgilerin, tum birikimin yok olacagi bir hayata anlam bicmek ne kadar mumkun olabilir?
  • sevmenin kalbin duyguların kıymetli değrli olduğunu bilmek sahip olmak aidiyet hissetmek.durust yalan soylemeden kandirmadan kalbin sevenin rizasini gozeterek ne kadar onemli kiymetli birseye hizmet ettigini bilerek ona layik yarasir sekilde davranmak.
hesabın var mı? giriş yap