• ne kadar uyduruk bir film allahim yarabbim (bu giris film yorumlarimda standart geliyor)

    bir kere konsept bastan yamuk: dunyanin en gizli orgutunun en gizli suikastcilarinin hepsi siyah siyah giyiniyor, hepsi kel, hepsinin de kafasinin arkasinda dovme var. sapka da giymek yasak sanirim, hakkaten hic belli olmuyorsunuz. dovme de barkod dovmesi. hani karakteri yok, ismi yok, seri uretim katil, onu vurgulayacaklar. butun dunya rfidye geciyor bunlar hala 30 senelik teknolojilerde. polisler yakalayinca adamin parkmak iziyle falan ugrasacaklarina migrosa goturup okutsunlar.

    boyle ucuz ve dandik filmlerde aksiyon sahneleri icin hareketli omuz kameralari, asiri hizli plan degisimi ve yapay sallanti efektleri kullaniyorlar gicik oluyorum. cunku dovus koreografisini uzak cekimden izlesen bir boka benzemeyecek. bir old boya bak bir bu sacmaliklara.

    hele filmin bir sahnesi var ki gulmekten oldum. 36. dakikada. sag kanattan gelisiyor pozisyon; bizim kel katil baska kel katillerle metro arabasinda karsilasiyor. orasi bastan muallak zaten, once sandim digerlerini bizimkini oldurmek icin yollamislar ama onlar birbirlerine de dusmanlar. niye belli degil? boyle senaryo mu olur essogluessekler. neyse, bunlar birbirine ayni anda silah cekiyorlar. ama ates etmek yerine dipdibe gelip agir agir saat yonunde donmeye basliyorlar. bu fikir ilk yapildiginda ilgincti ama 1500. kez kullanilinca insan bikiyor. bunlar bir twist eklemisler bu kliseye. ortama ucunu bir adam giriyor. o da uzaktan ikisini vuracagina, bunlara dogru kosup, saat yonunde donen gruba katiliyor. lan kiz cocugu musunuz boyle oyunlar oynuyorsunuz, dunyanin en tehlikeli katilleri bunlar. sonra okeye dorduncu lazim diye biri daha katiliyor, dort kisi simetriyi olusturuyorlar, senkronize havuz dansi grubundan emekli katiller grubu olarak 9.7 teknik puan aldiktan sonra birbirlerini oldurmek icin geldiklerini hatirlayip girisiyorlar.

    ben bu sahneye bakip da salya doken, gaza gelen, of abi ne gerilimdi ne guzeldi diyen 14-18 yas grubundaki genclerin geleceginden hic umitli degilim. sizden bi bok olmaz oglum. ozenip katillik akademisine yazilirsaniz da boyle seyler yapmayin; ben adami gordugum anda vururum, oyle sizle bale yapacak, cirkin kel kafaniza uzun uzun bakacak zamanim yok.

    kadin karakteri tam bu tur dandik filmlere yakisacak duzeyde basit. bir cesetle beraber bagajda seyahat edip korkudan donuna ediyor, bes dakika sonra bizimkine "var ya, psikopat bir katil olmadigin zamanlar cok tatlisin" diye sirnasiyor, abuk sabuk smartass espriler, vs. bunlari izleyen erkeklerin rus kizlari hakkindaki dusunceleri ne olacak belli.

    istanbulu kotu gostermislermis. 8. sinif dandik aksiyon filmi sanki rus baskanlarini, kiralik katilleri, interpolu cok dogru gosterdi de bununla ugrasacak. adamlar daha haritaya bakip turkiyenin sinirlarini ogrenmeye usenmisler, rusyaya komsu etmisler, bari bu durumda kronik dogu ezikligimiz yasanmasin. ustelik izledim, bildigin istanbul iste. akmerkezi, kanyonu mu cekecekler; "hindistana benzeyen" sahnelerdeki insanlar da bilgisayar efekti degil, gercek istanbullular. ustelik bogaz da var, minare arkaplaninda gozuken ciplak kadin gotu de (dinimize saygisizlik?), guzel restoranlar da, kokainli orgylerin duzenlendigi barlar da (ki hepimizin bildigi gibi gercek istanbul bu).

    filmde cok fazla kan kullanilmis. her vurulandan elli altmis litre kan fiskiriyor. ben bu tip filmlerde olen suratsiz askerlere hep acirim. kotu adam konumunda degiller, islerini yapan devlet memurlari onlar. burada da duzinelerce rus ozel tim gorevlisi yok yere harcaniyor. yok mu bunlarin aileleleri, herkes senin gibi pic mi keltos. ondan sonra kadina sefkat gosterdim, beni sevin, saclarimi uzatinca iyi bir insan oluyorum filan, yemezler.

    yapmayin boyle filmler, bir daha gormeyeyim.
  • hitman'in bütün film boyunca yanındaki rus hatuna dünya ahiret bacı muamelesi yaparak beni kanser etmiş filmdir.

    (bkz: hitgay)
  • ağlayacam sinirden ya.

    elusive target diye bir olay getirmişler. bölümü tamamlamak için 48 saatimiz var, hedef sadece bir kere öldürülebiliyor, bu arada ölürsek bölüm sonsuza kadar kapanıyor.

    sanki aq oyununda çok fazla içerik var da araya böyle heyecanlar katmaya çalışıyorlar.

    ulan dalyarak square enikleri, şimdiye kadar 60 lira verdiğimiz oyunda training hariç 2 tane bölüm oynadık. 2 diyorum bak. yazıyla iki. ingilizce two. rusça dıva, fransızca dö, almanca zıvay, türkçe ananızın amı.

    hitman dediğin her bölümü birden fazla şekilde, self-challenge'lar yaparak, yapay zekayı zorlayarak defalarca bitirmektir. bu dalyarakça fikri ortaya atan kişi absolution'dan önce hitman oynamadı hiç herhalde. bir de çok güzel bir fikir gibi, trailer yayınlayıp hype yapmış gavatlar. "48 saat, tek bir şans..." falan diye. off ne kadar havalı oldu, ıslandım izlerken amına kodumun beyinsizleri, inşallah acı çekerek ölürsünüz.
  • sırf hata içeren bir film çekmeye çalışılsa aşağı yukarı böyle bir film çıkar heralde. eşşek gibi bütçe ile çeke çeke şöyle bir film çekmişler:

    * türkiye'nin rusya ile sınırı varmış, bunu burdan öğreniyoruz.

    * rus başkanının öldürüldüğü mesafe taş çatlasa 600-700 metre iken 4 km diyorsun... hem o 4 km'yi kurşunun kat etmesi en azından 8-9 saniye alır, ama başkan tetiği çektiğin anda ölüyor (oyun uyarlaması ya!) ayrıcai 4 km uzağa kurşun atan bir silah daha icat edilmedi. füze mi yolluyorsun?

    * eski türk filmlerindeki gibi söylenilenler ile dudaklar birbirini bir sürü yerde tutmuyor.

    * film çekilirken mikrofon kablosu, set ekibi kadrajda olabiliyor, bunu bu filmde görüyoruz. normal şeyler bunlar.

    * interpol seni ararken, örgütün seni bulup kafanı patlatmak isterken, ensende eşşek kadar dövme, kabak gibi kafayla geziyorsun, peruğu geçtim bir şapka bile takmıyorsun.

    * interpol sanki ingiliz örgütü, herkesin anadili ingilizce. ayrıca interpol merkezi londra'da değil, fransa'da. ama merkez için londra'ya gidiyoruz.

    bir de son yıllarda yapılmış en iyi oyun uyarlaması filan diye geçiyor bir çok yerde. hey allaaam...
  • oyununu hatırlarım... çıktığı zamanlarda daha 3d modelleme tam oturmadığından, otursa da kaldıracak makina olmadığından karakterlerin ağızları kukla gibi oynardı. mikmik mik açılıp kapanırdı, arkadan da seslendirme gelirdi.

    filmde bu değere sahip çıkmışlar. bazı noktalarda ağız hareket etmeyi durdursa da, dublaj devam ediyor. bazense ağız farklı bir şey söylüyor, seslendirme farklı. yalnız oyunda kamera ekibi, mikrofon kablosu göremiyorduk. belki ben hatırlamıyorum.

    neyse iyi bir uyarlama sonuç itibariyle. küçük detayları dahi yakalamışlar.
  • --- spoiler ---

    istanbul sahnelerinde hatunun yanından geçmesinden sonra arkasını dönen ve süzerek bakan bıyıklı abimizin nerde olduğunu merak ettiğim film.

    --- spoiler ---
  • gelmiş geçmiş en iyi hitman oyunu. ve dahi gelmiş geçmiş en iyi oyunlardan birisi. bunu hitman blood money'i en az 7-8 kere bitirmiş birisi olarak söylüyorum.

    öncelikle bu kadar iyi bir oyunu yapıp da episode şeklinde yayınlayarak normalde satacakları rakamı en az bir yarı yarıya düşüren square enix ve io interactive'i tebrik ediyorum gerçekten. kim düşündüyse aklını sikeyim onun. yani benim gibi hitman serilerine saatlerini vermiş insanlar bile bu oyunu ilk çıktığında sırf bu mantık yüzünden almadı. ne zaman ki oyun sezon halinde tüm episodelar ile beraber çıktı hatta gitti üstüne indirim geldi, biz hitman fanlarının çoğu oyunu o zaman satın aldı... yani nasıl açıklayayım bu satış stratejisi o kadar yanlış ki oyunun en büyük hayranları bile oyunu ilk çıktığında satın almak istemedi.

    oyunun saçmasapan episodik satış politikasını bir kenara bırakırsak geri kalan her şeyi şahsi fikrimce kusursuz. baya bildiğin 10/10 bence.

    normal hikaye anlatımı campaign dışında yüzlerce challenge, escalationlar, elusive targetler, challengeları yaparak envanterinize eklediğiniz onlarca silah, alet edevat, patlayıcı, ses bombaları, yakın mesafe silahları. bu saydıklarımın tümünü yapmaya kalksanız en aşağı 200 saat oyun süresi. üzerine kullanıcıların internet üzerinde kendi oluşturabildiğin tabi sizin de oluşturabileceğiniz kontratlarla beraber neredeyse sınırsız bir oyun süresi... 2-3 haftada bir yayınlanan elusive target görevleri yapımcının kendi belirlediği haritalardan birine eklediği bir npcyi 1 hafta gibi bir sürede sadece tek sefere mahsus öldürmeniz gereken görevler. bu görevler size yeni takım elbise yahut herhangi bir modda giyebileceğiniz farklı kıyafetler kazandırıyor.

    oyunda toplam 6 tane devasa harita var. ve bu haritalar eğer gerçekte var olan yerlerin modellenmiş halleri değilse bildiğin mimar-iç mimar tutmuş adamlar. oturup tasarım yapmışlar. çünkü dış cephe ve iç mekan tasarımları tablo gibi. özellikle hokkaido'daki hastane bölümü muhteşem bir modern-minimal mimari tasarım örneği. haritalar; fransa-paris, italya -sapienza, fas -marakeş, tayland -bankok, abd -colorado ve japonya -hokkaido da geçiyor. bu haritalar çok büyük olduğu için 2 şer üçer ayrı bölüm olarak campaign'de yerini alıyor. challenge'lar öyle boş saçmasapan challenge'lar değil çoğu bölümde filmlere göndermeler var. en basitinden mesela bankoktaki otel görevinde the shining challengeları, hokkaidodaki görevde kill bill challenge'ları var. eğer challengeları yapmazsanız oyunun yarısını görmemişsiniz demektir. o kadar ince düşünülmüş suikast yöntemleri var ki onları görmeden oyunu bitirdim demek haksızlık olur.

    suikastleri detaylandırmak gerekirse; oyunun tepe noktası burası. bir hedefi öldürebileceğiniz onlarca farklı yol var. hatta bazı çözümler var ki akıllara zarar. tamamen başka bir npcyi manipüle ederek hedefe hiç dokunmadan bile öldürtebiliyorsunuz yeri geldiği zaman. misal hastane bölümünde yaptığım bir suikasti detayları ile anlatayım.

    --- spoiler ---

    iki hedefimiz var bunlardan birisi 47'nin de bünyesinde bulunduğu ica'in eski başkanı eric soders diğeri ise onun şimdiki avukatı eski yakuza üyesi bayan yuki yamazaki. eric soders çok yaşlı bir adam ve hastanenin eksili kotlarında bir laboratuvarda kalp nakli bekliyor yatalak halde. yuki yamazaki ise otel ve restoran kısımlarını gezip şahsi bilgisayarının bulunduğu ve beş altı badigard tarafından korunan odasına geri dönüyor. diana'nın bize ulaştırdığı bilgiye göre yuki yamazaki aşırı sigara bağımlısı bir insan ancak bu hastanede sigara yasak olduğu için yanında getirmemiş. bu sırada bir dipnot; oyunun ta ilk bölümlerinde ajan 47'ye tıpkısının aynısı şekilde benzeyen kel ve fit* bir süper model var ismi helmut kruger. bu adama benzemek için suratına estetik yaptırmak için yine aynı hastaneye gelen sayko bir hayranı var ismi jason portman.

    bölüme başladığımız anda koşup jason portmanı etkisiz hale getirip kıyafetlerini giyiyoruz. yeni estetik ameliyatı olduğu için suratı sargılarla sarılı tabi. daha sonra gidip oteldeki yan komşumuz kovbov şapkalı amerikalının odasından sigara paketi çalıyoruz. ** daha sonra yuki yamazaki'nin odasının karşısında bir patlayıcıyı uzaktan kumanda vasıtasıyla patlatıyoruz. içerdeki badigardlar ne var ne yok palas pandıras heyecan içinde patlamanın olduğu yere doğru koştururken gizlice odaya sızıyoruz. yuki yamazaki'nin kişisel bilgisayarından usb vasıtasıyla müvekkili eric sodersın zamanında ica'de çalışırken yapmış olduğu bütün suikastlerin listesini ele geçiriyoruz. ki sodersın bu cinayet listesinde kalp ameliyatını yapacak olan cerrahın babasının ismi de bulunuyor. daha sonra sigara paketini yukinin masasına bırakıp balkondaki tüple çalışan lambaderin tüpüne tek el ateş ederek bir gaz kaçağı oluşturup dışarı çıkıyoruz.

    evet ilk suikastimiz için her şey hazır. yuki yamazaki'nin odasına dönüp sigara paketini görünce büyük bir sevinçle balkona koşup çakmağını çakmasıyla beraber gaz kaçağından oluşan büyük bir patlamayla hakkın rahmetine kavuşacağının bilinciyle mutlu mesut şekilde dışarıda hastane anonsunu bekliyoruz. anons sayın jason portman'ın hastane yönetimi tarafından sargılarının açılması için alt kata çağırıyor. eh jason portman kılığında yüzümüz sargılı şekilde giremediğimiz hastane bölümüne girmiş bulunuyoruz. burada cerrahlardan birini etkisiz hale getiririp. o kılıkta kalp ameliyatını yapacak olan cerrahımızın bilgisayarına yaklaşıp gizlice soders'ın tüm cinayetlerini yüklüyoruz. bu sırada diana bize hastaneye helikopterle gelen cerrahın bazı psikolojik sorunları olduğunu ve ellerinin titremesini önlemek için sürekli pilotla dışarıda buluşup ondan ilaç aldığını söylüyor. cerrah bilgisayarda birazdan ameliyatını yapacağı adamın babasının katili olduğunu öğrendiği sırada biz gidip pilotu etkisiz hale getirip cerrahı beklemeye başlıyoruz. cerrah sinirden kendini sikecek şekilde gelince ona ilaç yerine etkisiz madde veriyoruz. ve sinirden eli ayağı titrer vaziyette geri ameliyat odasına doğru uğurluyoruz. cerrahın gidip hedefimizi ameliyat masasında bile isteye öldüreceği bilinciyle elimizi kolumuzu sallayarak dışarı çıkıyoruz.
    --- spoiler ---

    şimdi bu kadar detayı gördükten sonra hitman blood money bu oyundan daha iyi demek bu oyuna yapılan çok büyük bir haksızlık demek. ki bu anlattığım tarzda detaylar diğer bölümlerde de ganiyle var. evet episodik olmasını eleştirin ben de eleştiriyorum saçmasapan bir sistem ve gerizekalıca bir satış stratejisi. ancak oyun bariz gelmiş geçmiş en iyi suikastçilik oyunu çok net.
  • hiç de fena olmayan film.

    --- spoiler ---
    filmin bi yerinde, rus timi otel odasına dalarken hitmanin kurduğu tuzak patlıyor ve elemanımız halatla uçup başka bi odaya girerken farkedilmesi gereken güzel bir şey var, odadaki tipler hitmanin oyununu oynuyor..belki dikkatinizi çekmemiştir diye yazayım dedim, bu da hoş bir ayrıntı olmuş..

    galata kulesi'nin manzarasını göstermelerini isterdim, onun yerine -sanırım- kapalı çarşı civarını ya da eminönü civarını göstermişler, hani yadırgamıyorum ama galata kulesi'nin, istanbul'un eşsiz boğaz manzarası varken o kalabalığı göstermeleri garip geldi..

    hitmanin işini çoğu zaman sinsice yapması güzel olmuş, ki doğru olan da budur.. hatta bilgisayar, "belikoff u öldürürken protokollerin dışına çıkabilirsin" derken de kanımca bu sinsilik olayını bi kenara bırak demiştir, bu da hoş bir ayrıntı olmuştur.

    esas oğlanımızın sesi biraz daha kalın olsa daha güzel olabilirdi..hatta istasyondaki gazete okuyup da bunun peşine düşen ajan - ya da istasyonda en son öldürülen ajan da diyebiliriz- biraz daha genç olsa daha güzel bi 47 olurmuş, sanki onun suratı, ifadesi falan daha çok benziyormuş gibi geldi bana..

    türkiye - rusya sınırına diyecek lafım yok..

    bazı kötü sahneler var, misal elemanımız belikoff un kardeşini temizledikten sonra kan revan içindeyken, odaya tertemiz geliyor, tamam suratını silersin ama gömlekteki kan lekesini çıkartmak için artık yanında omo mu taşıdın bilemedim..(bkz: kirlenmek güzeldir)
    --- spoiler ---

    gidip gördüğüme pişman olmadım..güzel bir 2 saat geçirdim..oyununu sevenler kaçırmasın..
  • insani duygulardan münezzeh, salt öldürmeye programlanmış mekanik bir yaratık mı; canlı kanlı, son derece kurnaz, soğukkanlı ve acımasız bir insan evladı mı olduğu asla bilinmeyen, bu bilinmezlikler sayesinde oyun dünyasındaki en cool ve en karizmatik karakter olarak öne çıkan kel suikastçi.

    yeri gelir bahçıvan kılığına girer, bazen iş adamı gibi arz-ı endam eder, doktor olup hastasını zehirler, aşçı olup patronunu kör bıçakla keser; ama bütün bunları sessiz sedasız, kimsecikler görmeden, duymadan gerçekleştirir. acı, hüzün, keder, neşe, sevinç, endişe ve korku gibi duygulardan bağımsız hareket etmesiyle herkesi kendine hayran bırakır.

    böylesine sıra dışı bir karakterin beyaz perdeye aktarılış şekli ise her daim fiyaskoyla sonuçlanıp, saçma sapan tetikçi tiplemeleriyle barkodlu kel ajanımıza hakaret ediliyor. oyunlardan ilham alınıp, ajan 47'nin karakter analizleri ve ona verilen görevlerin içeriğinin doğru şekilde saptanmasıyla ortaya çıkarılan bir film, hiç şüphesiz ki gişe rekorları kıracaktır. dünya gözüyle görmek dileğiyle...
  • türkiye'nin rusya ile sınırı olduğunu zanneden yapımcıların (senarist, yönetmen veya sorumlu her kimler ise o kişilerin) çektiği film.
hesabın var mı? giriş yap