aynı isimde "hürriyet (gazete)" başlığı da var
  • "çalışmanın sermayeye, çalışanın çalıştırana esir olduğu bir dünyada iktisadi hürriyet, sadece sermayenin hürriyeti demektir. kendi müesseselerini öteki sosyal müesseselerden de, insan ruhundan da ayrı müstakil ve mücerret bir kıymetler nizamı sanan hukukçular, siyasi hürriyeti psikolojik hürriyetten ayrı düşünüp sadece fertle devlet arasındaki münasebet çerçevesi içine hapsetmekle suni bir tecrit yapmışlardır. insan siyasi hürriyeti ne iktisadi, ne de ruhi hürriyetinden ayrı düşünülebilir. hürriyet problemi tek bir bütündür. parçalanmaz. hürriyetin şahsiyetle münasebetini aramayan hukukçu, yalnız fertle devlet arasındaki münasebet planında kalınca, aptalla zekiye, bilgisizle âlime, görgüsüzle görgülüye aynı rey hakkını tanımak zorunda kalır. böyle bir hürriyet ve müsavat anlayışıyla iki ahmak bir dahiden üstündür. partilerin seçimlerde aptal avcılığına çıkmaları, onları kandırmak için başvurdukları demagojinin demokrasi yerine geçmesiyle neticelenir. gazetelerde sık sık gördüğümüz 'demokrasi demagoji haline geldi' sloganı bir kelime oyunundan ibaret sayılmaz, demokrasinin halkı bir rakam halinde görmesinin zaruri neticesidir. on cahili dokuz alime tercih eden bir sistemde bilginin demagojiye mağlup olmasına şaşar mısınız?"

    peyami safa nın 1949 yılında yayımlanan matmazel noraliya'nın koltuğu adlı romanında yer alan olağanüstü bir hürriyet tanımı.
    su gibi berrak anlatımın güzelliğine mi, yoksa anlatılanların günümüzde hâlâ geçerli olmasına mı şaşırmalıyım bilemiyorum?
    hakikaten insanın aklı karışıyor...
  • adına cinayetler işlenen şey.. herkesin gazete die düşünmüş olması ilginç
  • "(...)
    benim çocukluğumun belli başlı imtiyazı hürriyetti.
    bu kelimeyi bugün sadece siyasi manasında kullanıyoruz. ne yazık!
    onu politikaya mahsus bir şey addedenler korkarım ki, hiçbir zaman manasını anlamayacaklardır.
    politikadaki hürriyet, bir yığın hürriyetsizliğin anahtarı veya ardına kadar açık duran kapısıdır.
    meğer ki dünyanın en kıt nimeti olsun; ve bir tek insan onunlar şöyle iyice karnını doyurmak istedi mi
    etrafındakiler mutlak surette aç kalsınlar. ben bu kadar kendi zıddı ile beraber gelen
    ve zıtlarının altında kaybolan nesne görmedim.

    kısa ömrümde yedi sekiz defa memleketimize geldiğini işittim.
    evet, bir kere bile kimse bana gittiğini söylemediği halde, yedi sekiz defa geldi;
    ve o geldi diye biz sevincimizden, davul zurna, sokaklara fırladık.
    nereden gelir? nasıl birdenbire gider? veren mi tekrar elimizden alır?
    yoksa biz mi birdenbire bıkar, 'buyrunuz efendim, bendeniz artık hevesimi aldım.
    sizin olsun, belki bir işinize yarar!' diye hediye mi ederiz?

    yoksa masallarda, duvar diplerinde birdenbire parlayan fakat yanına yaklaşıp avuçlayınca
    gene birdenbire kömür veya toprak yığını haline giren o büyülü hazinelere mi benzer?
    bir türlü anlayamadım."

    (bkz: ahmet hamdi tanpınar)
    (bkz: saatleri ayarlama enstitüsü)
  • serdar turgut'un da istifasıyla iyice okunmaz hale gelen "teşvik nerden eserse" oraya yelken açan hükümetin sesi berbat gazete.
  • haberin ana sayfadaki şekli: whatsapp sonunda bunu da yaptı.

    haberi açıyoruz ve karşımıza bu çıkıyor.
    http://www.hurriyet.com.tr/teknoloji/28775083.asp

    bırakın artık milleti gerizekalı yerine koymayı yaw. hit alacağız diye bu kadarı da yapılmaz. ön sayfada içeriği belli olan bir tane haber bırakmamışsınız.

    bu haberi yazan sayın editorler hakkınızda çok güzel bir blog buldum, umarım hoşunuza gider.

    http://bit.ly/1g6xpj1
  • "ben bu kadar kendi zıddı ile beraber gelen ve zıtlarının altında kaybolan nesne görmedim. kısa ömrümde yedi sekiz defa memleketimize geldiğini işittim. evet, bir kere bile kimse bana gittiğini söylemediği halde, yedi sekiz defa geldi; ve o geldi diye biz sevincimizden davul zurna sokaklara fırladık."*
  • yaklaşık 10 senedir okumadığım gazete.
    gerçi hiçbir türk gazetesinde okunacak birşey bulamıyorum artık.
    vıcık vıcık siyaset magazin futbol.
    elime alıp kağıdının üzerindeki yazı ve resimlere bakmaya harcadığım vaktime yazık.
  • bu gazetenin çıkmasıyla birlikte türk gazeteciliği halka fikir ve bakış açısı sunan, halkı bilinçlendiren bir pozisyondan zaman geçirmeye yönelik, görsele önem veren bir pozisyona evrilmiştir. bu nedenledir ki dönemin iyi okuyucuları hürriyet'i fikri öldüren gazete olarak betimlemişlerdir. günümüzde de aynı zihniyette ilerledikleri aşikar. gazete ve bilhassa internet haberciliğinin suyunu çıkarmış vaziyetteler.
  • dünya tarihinde kadınların hırsları yüzünden çıkarttığı savaşlardan, yarattığı cinayetlerden dem vurup; ilhami erdil'in suçlu bulunmasıyla ilgili bütün suçu bir çırpıda karısıyla kızının üzerine atıveren gazete. karına sahip olamazsan olacağı budur tandanslı haberde töre cinayetlerinden, ikinci sınıf muameleden bahsedip kadına karşı bir bakışları olmadığının altını çizme ihtiyacı da duymuşlar. hürriyetin kadına karşı bir bakışı olmadığı yaptığı her hareketten belli zaten de cevapsız kalan asıl soruya hiç değinmiyor hürriyet; ailenin hürrem sultan göndermesi yapılan kadın kısmısı bu bokları yerken ilhami paşa akdeniz'de korsanlarla mı savaşıyordu?
    fatih çekirge seni kiniyorum ve sana cok pis laflar hazirladim bi 200 sene sonra görüşmek dileğiyle.
    "üç denizin hakimiydi, eşine hakim olamadı sizce kim suçlu"
    cevap veriyorum; eşini dövmeyen dizini döver
    cevap veriyorum: bir kadına hakim olamayan üç denize nasıl hakim olsun
    cevap veriyorum: eyy hürriyet bir daha ağzına kadın hakları lafını alırsan,böyle anketler yerine abaza eşekler ve çıkmaz sokaklar konulu kompozisyon yarışması düzenle
    http://www.hurriyet.com.tr/…dem/6857479.asp?gid=180
  • hüsnü arkan'ın ezginin günlüğünden ayrıldıktan sonra çıkardığı solo albümünde yer alan parçadır.
    sözlerine gelirsek;

    al bir yazması vardı

    salınıp gezmesi vardı

    dudağında sigarası

    işe gidiyor hürriyet

    günahsız insan yok, bilirim

    bir iyi bir kötü hallerimiz

    yıkansak şu çeşmede olma mı?

    günü gününe uymuyor

    bazen gülüyor, selam veriyor

    bir gamzesi var, beni allah koruyor

    esirin oldum hürriyet, insan değilim, vur

    seninle doldum hürriyet, kadeh gibiyim, kır

    itfaiyem ol, söndür, yok mu hatır gönül

    bir kere sordun mu? sor!

    hürriyet, yalan mısın söyle

    hürriyet, vicdan yok mu?

    hürriyet, var mısın söyle

    hürriyet, insaf yok mu?

    hürriyet…
hesabın var mı? giriş yap