i want you
-
(bkz: elvis costello)
oh my baby baby i love you more than i can tell
i don't think i can live without you
and i know that i never will
oh my baby baby i want you so it scares me to death
i can't say anymore than "i love you"
everything else is a waste of breath
i want you
you've had your fun you don't get well no more
i want you
your fingernails go dragging down the wall
be careful darling you might fall
i want you
i woke up and one of us was crying
i want you
you said "young man i do believe you're dying"
i want you
if you need a second opinion as you seem to do these days
i want you
you can look in my eyes and you can count the ways
i want you
did you mean to tell me but seem to forget
i want you
since when were you so generous and inarticulate
i want you
it's the stupid details that my heart is breaking for
it's the way your shoulders shake and what they're shaking for
i want you
it's knowing that he knows you now after only guessing
it's the thought of him undressing you or you undressing
i want you
he tossed some tatty compliment your way
i want you
and you were fool enough to love it when he said
"i want you"
i want you
the truth can't hurt you it's just like the dark
it scares you witless
but in time you see things clear and stark
i want you
go on and hurt me then we'll let it drop
i want you
i'm afraid i won't know where to stop
i want you
i'm not ashamed to say i cried for you
i want you
i want to know the things you did that we do too
i want you
i want to hear he pleases you more than i do
i want you
i might as well be useless for all it means to you
i want you
did you call his name out as he held you down
i want you
oh no my darling not with that clown
i want you
you've had your fun you don't get well no more
i want you
no-one who wants you could want you more
i want you
every night when i go off to bed and when i wake up
i want you
i want you
i'm going to say it again 'til i instill it
i know i'm going to feel this way until you kill it
i want you
i want you -
elvis costellonun şarkısı.. ilk anda çok ciddiye almazsınız. basit bir şarkı gibi; vermezsiniz bile kulağınızı. ama o anda sızar hayatınıza. ve bir gece, karanlık odanın içindeki tek ışık kaynağının menzili içinde yavaş yavaş yükselip, yitip gitmekte olan kurşuni sigara dumanını izlerken yakalar sizi şarkı. sigaranın dumanı helezonlar çizerek yükselirken karanlığa görüntüler bir geçit törenindeymişçesine sıralanmaya başlar gözünüzün önünde. hayaller ile karışmış anılar beyninizin az kullanılan kodekslerinden fırlayıp sarar sizi ölümcül sarhoşluğu ile. değerini bilemediğiniz ufacık anlar, tek bir bakış, aptllığınızı sorgulatan binlerce an sizinle dalga geçer adeta işte o "an"da.. maddeler silikleşmeye başlamış ve hiçliğin kabullenen kucaklamasına kendinizi bırakmaya başlamışsınızdır artık. onun görüntüleri kendi ruhunuzun yansımasıdır fark edersiniz ki.. uzaklarda olan yada belki de hiç olmayan onun..
sonraki "an" sadece sevişmek istersiniz onunla. tek bir söz bile olmadan, yükselen sigara dumanının hareketlerindeki sessiz ama çelişkili uyum gibi. saydam olmak istediğiniz andır o, "tamamen saydam; baksınlar ama göremesinler her zamanki körlükleri içinde" dediğiniz an. yokoluş çok daha kolaydır o an. hiç varolmamış gibi sanki; oblivion
ardından ona dokunamamanın acısı sarmalamaya başlar her zaman duvarların ardına hapsedip, kendi kendinize asla çıkarmamaya sessiz bir söz verdiğiniz ruhunuzu. istemsiz bir göz yaşı damlası acınızı yutma çabasına meydan okurcasına süzülür yanaklarınızdan.somutluğunuzun ağırlığına ve soyut varoluşunuzla bitmeyen savaşına, çelişkilerinizze isimsiz lanetler okursunuz unutulmuş dillerde. karanlığın sessiz senfonisi ile odayı dolduran sözlerin ve tınıların gizli antlaşması devam etmektedir ama. aynı anda hem mutlu olup hem acı çekmenin kahreden ironisi varoluşunuzun temelinde hissederek ürperirsiniz . zamanın dışındaki "an"a tutunmaya çalışırsınız son sözler çınlarken kulaklarınızda. ellerinizin titreyişine şaşarsınız belki de. yazamayacak, konuşamayacak, okuyamayacak duruma gelmişsinizdir belki de.
ve bittiğinde şarkı acıyı bastımak için yukarı çıkarmaya çalışırsınız şarkıyı. suçlarsınız ardından az önce siiz sarhoş eden tınıyı. içinizden hiç kaybolmayacak olan o acının sorumlusunun kendi ruhunuz ve onun varlığı olduğunu binlerce kez yaptığınız gibi tekrar inkar ederek. ve hayat akıp gider.. -
bir terk edis, tatmin edememe, ozleme, aci hissetme, yaralarini yalama, yalniz kalma, uyanma, aglama, olecegini hissetmek, anlatacak kimsenin olmamasi, mutsuz olmak, yalan soylemek, sevismek istemek, baskalariyla daha cok sevistigini bilmek, unutmak gibi temalarin etrafinda donen, vuran, bicagi dibine kadar sokan sonra da bir kere ceviren, calarken kimildayamadigini ve elvis costello'nun en bugulu sesiyle soyledigi sarki... "it's the tought of him undressing you, or you undressing" dizesi pek olumculdur...
-
fiona apple bu şarkıyı öyle bir söyler ki o an titreyen kararsız el ve kollarına tutunasınız gelir. öyle anlam dolu, hüzünlü, puslu, kırık ve delici bakışlar fırlatır ki büyülü ses tonuyla birleşince şarkının sözlerine kat kat anlam ve his katar. bu eşsiz muhteşem performansından dolayı üzerinizde oluşan etkiyi sözcüklerle ifade etmekte yetersiz kalırsınız.
bazıları bazı şarkıları yazmak için doğar* ama asıl bazıları da o şarkıyı söylemek ve daha da çok hissettirmek için doğmuştur*:
http://www.youtube.com/watch?v=eiomhoumh-w -
-
garip bir striptiz sahnesi, akıldan çıkmayacak bir şarkı. sorunlu insanlar, sorunlu bir kent. aşk... saplantı derecesinde bir tutku. yeniden aşk. hüzünlü bir son. keşke izlememiş olsak da ilk defa izleyip yeniden acı çeksek dedirten bir film.
-
hiç normal değil. sadece 2 notalı olan gitar solosundaki gitarların sinsice girip sinsice çıkışlarını takip edin. aynı sözü her * dediğinde ruh halinin nasıl değiştiğini gözlemleyin. obsession'un ne olduğunu anlayın. ve oturup bütün bunları tekrar düşünün...ve bir daha...ve bir daha...
nerdesiniz şimdi?
nerdeydiniz?
sene 1986
elvis costello size hoşgeldiniz diyor.
4 ay sürdü o şarkıyı baştan sonra yaşamam. üstelik o şarkı yoktu yanımda.
sahi ben nerdeyim bu arada... -
ağlama isteğini boğazınızda düğümleyip nefrete dönüştüren şarkı.
(bkz: tehlikeli şarkılar) -
michael winterbottom'un en güzel filmlerinden birisi...çok beenmiştim...özellikle görüntüleri...
bide müziin en büyük dehası büyük tanrı bob dylan'ın 69 tarihli en güzel albümü blünde on blonde'un just like a woman'dan soona en güzel ikinci şarkısı...olağanüstü ötesi bi klasik...
guilty undertaker sighs
the lonesome organ grinder cries
the silver saxophone say i should refuse you
the cracked bells and washed-out horns
blow into my face with scorn
but it's not that way,
i wasnt born to lose you
i want you, i want you
i want you, i want you so bad
honey, i want you... -
massive attack ve madonna lı olanı tam gece 03:00 değil midir ? tam bir groovy melankoli harikası. komşuların haberi olmadan hayatın anlamını çözüverirsiniz. sigarayı bununla söndürüp 4 saat sonra uyanmak üzere yatağa geçersiniz. tertemiz.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap