• bir işlem, bir görevi yerine getirme, muamele, hadise sonlandırma...
    lakin infaz kelimesi; türkiye'de bir kişinin sonlandırılması, bir kişinin bitirilmesi, hatta idam olarak anlaşılmaktadır, anca bu anlamda yer bulabilmiştir kendisine...
  • yargısızı meşhurdur. (bkz: yargısız infaz)
  • nesli meçhul ekşi sözlük yazarı.
  • basının favori (!) sözcüklerinden.

    lüks sitenin havuzunda korkunç infaz

    başakşehir'de lüks siteyi basan silahlı saldırganlar, havuza girerken yakaladıkları azeri işadamı ali gamidov'u (41) öldürdü. rus arkadaşı asiyat alasheva'yı (29) da yaraladı.

    http://gundem.milliyet.com.tr/…efault.htm?ref=yahoo

    infaz, yerine getirme, uygulamadır; iki aylık bir hapis cezası da infaz edilebilir mesela. ancak bizim çok bilmiş gazetecilerimiz herhalde kurtlu çakallı dizilere pek meraklı olduğu için "öldürme", "katletme" yerine kullanıyor bu sözcüğü.
  • bir buçuk yıl önce word dökümanı olarak okuma şansım olmuştu. bir buçuk yıldır yayımlanmasını bekliyorum sabırsızlıkla. bir kaç gün önce elime ulaştı. dün gece bitti. tadı damağımda kaldı. umarım izmir kitap fuarında imzalatma şansımız da olur.
    tanım: inci nida coşkun'un ilk romanıdır.
  • aramızdan bir sözlük yazarının yazdığı kitap.
    basılı halde elime geçmesinin ardından okuma fırsatı bulduğum ancak tam deprem travmasına denk geldiği için hakkında yazmaya fırsat bulamadığım bir kitaptı.
    kitabın çok güçlü toplumsal ve ahlaksal (ahlak felsefesi demek daha doğru belki) mesajları var, hatta temelinde adalet nedir, kim tarafından sağlanır, bireyi bireyden ve toplumdan koruyan bir şey var mıdır, olmalı mıdır gibi suç ve cezavari soruları barındırıyor diyebiliriz. bu sorulara kimi kısımlarda kimi karakterler tarafından çok keskin cevaplar veriliyor, örneğin adaletin düzgün işlemediği durumlarda kişinin kendi adaletini sağlamasının meşruiyetini savunan bir kısım görüşler olsa da kitabın yazarı bu görüşleri savunmuştur diyemeyiz, çünkü yazarımız tam bunun aksine bir karakteri (sahaf) hikayemizin önemli bir noktasına yerleştirerek pasifist fikirleri ve bu uğurda yapılabilecek fedakarlıkları da okuyucuya gösteriyor. şiddet ile pazifizm çatışması kitabın sonlarında da tekrar karşımıza çıkıyor, kitabın vardığı sonucu spoiler olmaması adına konuşmayacağım.
    adalet sağlanamazsa şiddet yoluyla da olsa kişinin kendi adaletini sağlaması meşru mudur? işte kitap boyunca bu sorunun cevabını arıyor olacaksınız. felsefi anlamda kişisel fikrim araç amaçtır, şiddet yalnızca daha çok şiddete yol açar diye düşünüyorum ancak bu çok daha uzun bir konu bu yüzden söz konusu başlığa iletmekle yetinelim (bkz: pasifizm)

    kendisi aramızdan olduğu için incelemenin sonunda yazarımız hakkında da fikir beyan etmeyi doğru buluyorum. yazım stili oldukça sürükleyici, bir solukta bir kitabı okutuyor. ayrıca dili sade ve düzgün. hikaye ve alt metinler konusunda özenli davrandığı için ortaya keyifli bir eser çıkarmış. kendisinin başarılarının devamını diliyorum.
  • 1980 darbesiyle ilgili çok fena bir betimlemeye sahip başarılı bir roman. kitap içinde kitap var gibi.

    "kitap belki bir silah değildi, adam öldürmüyordu ama bilinçlendiriyordu, insanları düşünmeye zorluyordu, insanlar okuyarak başkaldırabilirdi. darbe için, ülkedeki anarşi ortamını bitirip istikrarı sağladı imajı gerekiyordu, bunu bozacak ne gazeteye izin veriyorlardı ne de kitaba. bu yüzden verilen rakamlar dışında kayıtlara geçmeyen daha milyonlarca kitap sobanın ateşinde yok olup gitti. sobalara odun yerine kitap atılıyordu. ve bir defa daha aydınlık, karanlığa hizmet ediyordu"
  • suçun, çocukluğundan beri üzerinde etkisi olan kişiyi ve yaşadığı travmalardan sonra ceza'yı verme hakkını kendinde görmesini anlatan çok başarılı bir kitap.

    sonrası spoiler olabilir!!!

    tesadüf eseri suçlulara ulaşan ama suçluları gözlemleyip bir şans daha veren ama o şansı hak etmedikleri farkedince tüm cezayı toptan kesen, en sonunda yaptığı işin romantik bir tarafı olmadığını da kabul eden ve bana göre çocukluğunu yaşayamadığı için halen çocuk olan kişinin hikayesi.

    kitabın sonunda herkes masumiyetini yitirdi, kimse masum değildi. ayrıca son 40 yıldaki siyasi değişimlerin toplumu ne kadar da yozlaştırdığı çok güzel işlenmiş. bir de devlet önce kendisi suç işlemeyecek, sonra işine geliyorsa sadece kendisine karşı işlenen suçları affedecek.

    raskolnikov'a çok yaklaşılmış. raskolnikov, suç işleme hakkı olan belli bir zümrenin olduğuna inanırdı. bu zümrenin suç işleme özgürlüğü (tabiki toplum yararına) olduğuna inanırdı. toplumdan bir paraziti temizleyeceği zaman kendisinin bu yükün altında ezileceğini düşünmemişti. burada kişi suçu yine toplum yararına işlemekte kendinde hak görüyordu. raskolnikov'dan bir farkı, öldüreceği kişi ile direkt bağı vardı. o kişi toplumdan önce kendisine de zarar vermişti.

    iç içe geçen katmanlı hikayesiyle çok başarılı bir kitap. ve polisin olmadığı (taraf tutacağımız polis/dedektif/savcı/asker olmayan) polisiye kitaplar içinde ayrı bir yeri olacaktır. kitap bitince kendime sorduğum soru: "bu yozlaşmış toplum parazitlerin temizlenmesini ne kadar hak ediyordu?" olmuştur.
  • aramızdan biri olan sözlük yazarı inci nida coşkun'un yeni kitabının adıdır.

    bugün elime geçti, merakla okumaya başladım. editleyeceğim.

    destek olmak farz oldu!
  • eskilerden yani ferhat tunçun devrimci olduğu tarih kadar eskilerden bir ferhat tunç şarkısı.

    inançtir bu tani yavrum
    sevdadir piril piril
    demire tirnakla
    duvara kanla yazilir

    acilardan süzülür
    cani can zindani zindan içinde
    beton gülüdür bükülmez
    bükülmez yavrum

    cellat suratlara tükürür
    ve alni safaga dogru dar agacina yürür
    inançtir bu tani yavrum sevdadir piril piril
    demire tirnakla duvara kanla yazilir
hesabın var mı? giriş yap