• darwin'in canlıların evrimi hakkındaki teorisi yayınlanmadan önce ve sonra, birileri ırkçı dünya görüşlerine bilimsel kılıf arıyorlardı, bunun için darwin'in ilk ve en önemli kitabında insan evriminden hiç bahsetmemesi, bu konuda kategorik bir antirasist tavır almaması, onun yerine tedbirli mülayim fikirler belirtmesi gibi faktörlerden cesaret buldular. darwin de teorisine düşman kazandıracağı kaygısıyla önce insan gruplarının evrimi hakkında yazmak istemedi, daha sonraki kitaplarında evrimin cinsel boyutu ve hislerin ifade edilmesi konularında değinmek zorunda kaldı.

    darwin evrim teorisiyle dünyada kabul gördü, bazı kısa görüşlüler kızsa da insanlık tarihinin ve bilimin köşe taşlarından birini yerine koyan kişi oldu, o işin piri olarak tüm dünyada zihinlerdeki yerini aldı.

    onun getirdiği bilimsel ivmeden beslenen ırkçılar, kafatasçılar, ulusal genişlemeciler politik tavırlarına darwin'in "türlerin kökeni" kitabının alt başlığı "yaşam mücadelesinde kayırılmış ırkların korunması" ifadesi bilimsel bir kılıf imiş gibi yaptılar, ve örneğin beyazların siyahlardan üstünlüğü gibi tezler savundular.

    insanların o sıralarda bilmediği şuydu: tüm dünyanın en yakın ortak atası olan erkek veya kadın bundan iki ila beş bin yıl öncesi zaman diliminde yaşamış olabilir. beş bin ila onbeş bin yıl öncesi zaman dilimi içinde bir günden önce dünyada yaşayan tüm soyu hala tükenmemiş insanların bu gün yaşayan tüm insanların ortak ataları oldukları gerçeği de bilinmiyordu.

    daha. önce de yazmıştım 100-150 hanelik bir köyde yaşayanların tümü, köy içi evlilikler yüzünden altı nesil, yani 100-150 yıl kadar bir süre önce o köyde yaşayanların tümünün ortak torunları olabiliyor.

    bu, herkesin herkesle doğrudan akrabalığı, bir ulus için yaklaşık bin yıl, tüm dünya için beş ila onbeşbin yıl arası bir süre tutuyor.

    yani ilk çin kayzerleri, ya da ilk mısır firavunları zamanında (bundan yaklaşık beş bin yıl önce) yaşayan bir sürü insan bu gün dünyadaki tüm insanların atası olabilir. yani belki de bunların en sonuncusu hz. isa ile ayni zamanda yaşadı.

    yani göbeklitepeyi kurup bundan 10 bin yıl önce üstünü örtenlerin hepsi bu gün dünyada yaşayan. tüm insanl;arın doğrudan genetik atası olabilir.

    yani insanları maymunlardan ayıran 6 milyon yıldan söz etmiyoruz. genetik adem veya genetik havvanın yaşadığı çeyrek milyon yıldan ya bahsetmiyoruz. hatta en yakın insan türü neandertalların soyunun sıfıra yanaştığı otuzbin yıldan da söz etmiyoruz. ateşi, mızrağı, ok ve yayı, hatta evcilleştirip köpeği kullanmaya başladığımız devir bile göbeklitepeden çok daha eski. ırkların, kültürlerin, milletlerin tarihi bunlara göre çok daha kısa sürelerde olup bitiyor. en köklü uluslardan biri olan türklerin bilinen tarihi 1500 yıl, bilinmeyen kısmıyla olsa olsa üç-dört bin yıllık bir süreyi kaplıyor. evrimsel farklılıkların oluşması için hem fazlaca kısa, hem de o kadar yalnız, diğer uluslarla etkileşimsiz kalamıyorlar.

    yani ırk üstünlüğü argümanları fasa-fiso, ıvır-zıvır, savaş ve hatta seçim zamanı propagandaları kadar inanılamaz.

    1 ay sonra editi: `@leninwasright`'ın uyarısıyla darwin hakkında yanlış bilgiyi düzelttim.
  • hayatım boyunca ırkçılıktan nefret ettim ama başımızdakiler saolsun ne yazık ki ırkçı oldum çıktım.

    teşekkürler malum parti ben bir türk genci olarak sizin yüzünüzden manevi ve insanı değerlerimi yitirdim.
    yardıma gerçekten ihtiyacı olan insanlara edemediğim yardımların vebali sizin sırtınızdadır.
  • ırkçı biri ile hiç sohbet ettiniz mi?

    yıllar eveliydi, "birisi yanımda kürtçe konuşsun, öldürsem dirhem vicdanım acımaz" diyen bir adamı dinledim. o zamanlar suriyeli'ler yoktu. afganlar yoktu. gündemleri bile yoktu.

    uzun zaman, bunu düşünme fırsatım oldu. zamanla anladım da...

    gerzekler için tarih, 1 kişinin sırtına yüklendiğinde daha kolay anlaşılıyor.
    sorsan, hitler denilen 1 kişi, 6 milyon insan öldürdü.
    hitler.. .1 kişi... 6 milyon!
    hadi bir ırkçı olalım; boşver 1 insanı, 6 milyona kadar sayabilir misin desen?
    mümkün değil! her biri bir insan desen, romantikliğine ithafen küfür yer misin? âlasını...

    öğrendim ki, ırkçı isek, nefret için daha genel de konuşabiliyoruz.
    1 ırk eşittir, 1 kişi sayılıyor.
    ve bir ırkçı için, koca dünyadan 1 kişinin gitmesi de gayet doğal bir süreç...

    mesela 15 haziran 2023 itibari ile (bugün) yayınlanan haber şöyleydi; 78 insan (yetmişsekiz insan), yunanistan deniz sınırında ölü bulundu.
    78...
    insan...
    boğularak öldü...

    ve kaza dediler.

    yahu üşenme, sor sohbet ettiğin kişiye, asla o gemiye binmez. ari kandaşları, ataları o gemiye binmez; ve batırılması sıradandır. ari yapmamışsa, doğa ne yapsındır!

    ve "kaza" açıklaması doğrudur, gerisi romantiktir. insan olarak kendisi ve kendisi gibi kendileri vardır, diğerleri onu bağlamaz.
    öğrendim ki;
    mesela suçun bireyselliği,
    mesela bireysel yargılanma,
    mesela dinine, ırkına bakılmaksızın, hukuk önünde suçlu herkesin yargılanabileceği,
    mesela yargı bağımsızlığında haksıza "haksız" diyebilmek,
    mesela buna gücü yeten bir kudret?

    yoktur!

    ırkçı, alır, satar.
    bildiğini bilir, gerisi çöptür!
    nefs-i küfürdür!

    bizim alevilerde güzel bir söz vardır;
    "pazarlık mı olur adil dükkanda, meylin muhabbetim yar kalır sende, bu divan olmazsa ulu divanda, dost senin sualin bilir mi?"

    işte o gün hesaplaşacağız!
  • mal, para ve hizmetlerin paylaşım ve dağılımını bireysel ya da toplumsal çaba, yetenek, beceri, zeka gibi kavramlar üzerinden değil de güçlü güçsüz üzerinden gerçekleştirmeye çalışan bizimki gibi ülkelerde, cinsiyetcilik, mezhepçilik, dincilik, mikro milliyetçilik gibi kolay kolay yok olmayacak olgudur.
  • yahudi küresel ajandasının propagandası sayesinde anlamı, yine bir yahudi tekniği olan pilpul kullanılarak evriltilmiştir. ırklar arasında bilişsel ve fiziksel farklar vardıra inanan herkes ırkçıdır bu plpula göre. halbuki bu gözlemlenebilen ve ölçülebilen bir gerçek.

    zenciler ve aborjinler ile diğer insanlar arasında devasa iq farkları var, yine çekik gözlülerle de diğer insanlar arasında hatrı sayılır iq farkı var diyince, sanki japonya'da yaşayan yapon'u veya haiti'de yaşayan zenciyi öldürmek istiyorum sanıyorsunuz, alakası yok.

    aynı numarayı pedofil için de yapıyorlar, şöyle;

    5 yaşındaki oğlanlara düşkün bir adam da pedofil, 25 yaşında olup 16 yaşında bir kızla sevişen veya evlenen bir genç de pedofil oluyor...

    işte bunlar hep pilpul...
  • dün otobüsün arka kapısına yakın ayakta giderken durakta durduk ve bir bebek arabası belirdi. refleks gibi arabayı kavradım yardımcı olmak için. arabayı tutan babayı da, anneyi de, annenin kucağındaki başka çocuğu da sonra fark ettim. baba bozuk türkçesiyle teşekkür etti, anne ya türkçe bilmiyor ya kültür kodlarınca benimle muhatap olmuyor, bilmiyorum. yüksek ihtimalle araplardı. suriyeli sığınmacı mı, orta sınıflı arap mı bilmiyorum. ama günahlarını alamam, en ufak bir taşkınlıkları olmadı.

    ama içten içten huzursuz oldum. dışıma hiçbir yansıtmadım, baba gidecekleri yere dair yol tarifi bile sordu, elimden geldiğince anlattım. adamı bulup, otobüsteki adam size nasıl davrandı deseniz eminim minnetle anacaktır.

    ama ben yol boyu huzursuzdum, kendi içimde kendimle görünmez bir savaş halindeydim. otomatik pilota alınmış bir kibarlıkla konuşup davranırken içimde kendi hudutlarımın kavgasını veriyordum. varlıklarından rahatsızdım, ama adam bozuk türkçesiyle insan gibi derdini anlatmaya çabalarken otobüste ona yönelen kötü bakışlardan da rahatsızdım. birisi gelip de aileye çatacak korkusuyla da ayrı cebelleştim, ben insan gibi davrandıkça bana da yönelen o bakışlarla ayrı cebelleştim.

    varlıklarından hâlâ rahatsızım, ki uzun vadeli düşününce bu örtülü işgal büyük bir sorun. ama birey bazında bakınca sen de insansın, o da insan. ben belki, hatta muhtemelen, yine söylemlerini onları ülkelerine gönderme vaatleri ekseninde olan fikirler üzerine kuranlara daha bir yakın hissetmeye devam edeceğim; ama kendi hâlinde bir otobüse binip bu ülkenin dilinde bir şey sormaya çabalayan adama ve ailesine de böceğe bakılır gibi bakılmasına hayret edeceğim, o bakışların eyleme döküldüğünde nereye varabileceğinin kaygısını taşımaya devam edeceğim.

    bazen herkes haklı, bazen herkes mağdur.
  • mensubu olduğu ırkı diğer milletlerden üstün gören kimseye ırkçı denilebilir.
    ancak son zamanlarda kendi ülkesinde sığınmacı ve kaçak istememek de ülkemin yegane pembe götlü solcuları tarafından ırkçılık olarak nitelendirilmektedir.
  • geçenlerde iki katlı otobüslerden birinde yanıma yabancı olduğunu anladığım bir kadın oturdu. kitap okumaktayken kadın, ingilizce bilip bilmediğimi sordu. bildiğimi öğrenince de tuhaf bir şekilde hayat hikayesini anlatmaya başladı. ( bir an bu kadar açık bir şekilde anlatmasına dumur oldum ama merak ettiğim için de dinlemeye başladım) kadın eşiyle pakistan'dan norveç'e gittiğini, ikisinin de diş hekimi olduğunu anlattı. norveç'i niye bırakıp türkiye'ye döndüklerini sorduğumdaysa, norveç'de asla mutlu olamadıklarını, 3. sınıf hatta belki de 4.sınıf varandaş yerne konduklarını, bizzat ırkçılık yapılmasa dahi ırkçılığın dolaylı şekilde hissettirildiğini ve bunun çok yıpratıcı olduğunu anlattı. ben de bunun üzerine niçin kendi ülkesine değil de türkiye'ye geldiğini sordum. ve beni, türkiye'nin pakistan'a kıyasla daha avrupai bir ülke olduğunu buna ek olarak diğer avrupa ülkelerine kıyasla müslüman bir ülke olduğunu bu yüzden burada yaşamaktan çok mutlu olduğunu anlattı.
    ben de son olarak, türkiye'de insanların ona nasıl davrandığını sordum. türklerin onu insan yerine koymadığından yakındı ; tek konuştuğu insanların suriyeliler, pakistanlılar ya da afganlar olduğunu ekledi.
    daha önce bir göçmenle uzun soluklu konuşma fırsatımı olmamıştı, değişik bir deneyimdi. ama sanırım bundan sonraki zamanda bu ve benzeri deneyimlerle ister istemez hepimiz hayatın bir kenarında karşılaşacağız.
  • ben medeni olmayana ırkçıyım.
    kural tanımayana ırkçıyım.
    hoşgörü bahanesine sığınıp insanların haklarını gasp edene ırkçıyım.
  • suriyeli işgalciler yüzünden kanımda kaynayan istek
hesabın var mı? giriş yap