• atina international hava alaninda erkekler tuvaletinde, bir kapinin arkasinda yazan yazi: " constantinopolis is the capital of greece"
    altinda ise bir turk gencinin yazisi:" then greece is a district of turkey"
    helal olsun turk gencine.
  • gecenin bir korunde yunan bir arkadasla alkollu bir sekilde san francisco sokaklarinda bagira cagira soyledigimiz eglenceli sarkidir kendisi.. tabi bizim sozler biraz degisikti:

    ijtanpu vas costantonopol
    nav ij ijtanbol na conjanpolujj

    seklinde gidiyordu sarki.. netekim burdan sunu cikariyoruz ki alkol insanlari ulus, irk, renk ayirmadan yakinlastirir, sevistirir.. ondan sonra kalkip bi de kotuluklerin anasi diyorlar cok aliniyorum..
  • 17 ağustos 1999 saat tam 03:03'te kafamın içinde çalmakta olan şarkı...

    evet o gece!

    internette amerika'lı bir kadınla tanışmıştım. icq'da sohbet ederdik uzun uzun. ancak kendisi ms* hastasıydı. zamanla daha az internete girmeye, daha az yazmaya başlamıştı. bu yüzden de onun yerine kızı sohbet ederdi benimle bazı bazı. o sohbeterimizden birinde "biliyor musun istanbul not constantinople'u çok severim ben" demişti. halbuki ben o parçanın adını dahi duymamıştım. o gece yolladı bana parçayı. dinledim, eğlendim ve yattım. gecenin üçünde, ağustos sıcağında uyur uyanık arası çalııyordu beynimin içinde. o uyku mahmurluğunda parçaya ritm tuttuğumu hissettim. evet, kafamla parçaya ritm tutuyordum uyurken. çok saçmaydı! sonra ritm hızlandı ve parçadan bile hızlı hale geldi. gözümü açtığımda ise bütün oda istanbul not constantinople'a ritm tutuyordu... izmit'te, gölcük'te, yalova'da insanlar ölüyordu.

    bir daha da bilinçli olarak hiç dinlemedim o şarkıyı...
  • san francisco ulku ocaklarından oldugunu tahmin ettigimiz "they might be giants" grubunun eglenceli bir parcası..
  • en can alici cumlesi "that's nobody's business but the turks!" olan sarki. yunan arkadaslarla birlikte koro halinde soylenmesi cok zevklidir.
  • peş peşe 10 kez söylemişliğim vardır herhalde.. şarkıyı değil ama..

    yurtdışında eğitim aldığım dil okuluna lokum götürmüştüm bir gün.. "meşhur turkish delight mı?" diye sordu hemen hemen herkes.. ben tam "evet o!" diyecekken, sınıf arkadaşım dimitris bir tane lokumu ağzına atıp, hemen müdahil oldu konuya.. "yo hayır, loukumi bu.. greek delight!" dedi.. bu olayın akabinde türk kahvesi mevzusu açıldı derste.. bizim hocalardan biri çok severmiş meğer.. o sırada dimitris "o bahsettiğiniz aslında greek coffee'dir!" dedi.. dedik "farklı onlar birbirinden çoocuğum" ama ikna edemedik kendisini..

    aramızdaki bu durumu farkeden hoca, sınıfta bir sorun olmaması adına, kelimelerle oynadığımız bir oyunda partner olma bahanesine bizi yan yana oturtur o gün.. sözlükten rastgele bir sayfa açıp, partnerine orada ilk gördüğün kelimeyi anlatma amacını güden oyunda ben kelimemi anlatırım, sıra dimitris'e gelir.. anlatmaya çalıştığı kelime legendarydir.. barney stinson'dan legen wait for it dary tekniğini kullanarak anlatsa sorun yaşamayacaktık tabii ama arkadaşımız başka bir yöntem seçer..

    - şimdi sana anlatacağım kelime için, hımmm şeeeey hah tamam.. mesela konstantinopolis'i düşün..
    - istanbul demek istiyorsun?
    - hayır a little bird told me! o'nun ismi konstantinopolis.. ve orası bizim, biliyorsun değil mi?
    - (hasbinallah) istanbul dimitris, konstantinopolis değil! lokumdu, kahveydi bir şey demedim ama bari bu konuyu kabul et..
    - konstantinopolis!
    - istanbul!
    - konstantinopolis!
    - istanbul!

    hoca bu kırmızı beyaz tezahüratına benzeyen çalışmamızı duyunca yanımızda alır soluğu, oyunu değiştirir.. şimdi biz dimitris ile görüşürüz ara sıra.. "burası istanbul dimitris is-tan-bul!" demiyorum tabii kendisine ancak ne zaman sohbet etsek, ön hazırlık olarak sesim bir değişiyor..

    (bkz: tezahürat yaparken ses tonunun değişmesi)
  • fanatik yunanlilara dinletilmemesi tavsiye edilir
  • işte gönüllere neşe saçan they might be giants şarkısı istanbul not constantinople'nin sözleri. şarkının alternatif isimleri kız sen istanbulun neresindensin ve even after all'dur.

    istanbul was constantinople
    now it's istanbul, not constantinople
    been a long time gone, constantinople
    now it's turkish delight on a moonlit night

    every gal in constantinople
    lives in istanbul, not constantinople
    so if you've got a date in constantinople
    she'll be waiting in istanbul

    even old new york
    was once new amsterdam
    why they changed it i can't say
    people just liked it better that way

    so take me backto constantinople
    no, you can't go back to constantinople
    been a long time gone, constantinople
    why did constantinople get the works?
    that's nobody's business but the turks!
  • çevirisi aşağı yukarı şöyledir;

    istanbul konstantinopolis idi
    artık o istanbul, konstantinopolis değil
    konstantinopolis gideli çok oldu
    artık o mehtaplı gecelerde bir türk lokumu

    konstantinopolis'de yaşayan her kız
    artık istanbul'da yaşıyor
    eğer konstantinopolis'li bir çıktığın varsa
    o seni istanbul'da bekliyor olacak.

    koskoca new york bile
    bir zamanlar new amsterdam idi.
    niye değiştirdiler bilemem
    insanların böyle daha çok hoşuna gitti heralde.

    hadi geri götür beni konstantinopolis'e
    hayır konstantinopolis'e geri gidemezsin
    konstantinopolis gideli çok oldu
    konstantinopolis neden işe yaramadı
    bu türklerden başka hiç kimseyi ilgilendirmez.
  • homerın türklerle rakı içtiği bölümün sonunda çalan şarkı
hesabın var mı? giriş yap