• bunu yapan insan aslinda baskalarini rahatsiz etmekten cok, bulundugu ortam icinde bulunanlar tarafindan farkedilmekten korkar. tipik bir sosyal fobi belirtisidir. buyuk ihtimalle o cayi kendisi soylememis-soyleyememis, bir baskasi tarafindan getirilmis veya ikram edilmistir.
  • virgül kullanıl(a)madığı için anlam kaymasına uğrayan ifade. "kaşığı bardağa değdirmeden çayı karıştırmak" söylemi, doğru ifade olarak depoda durmaktadır.
  • çay bardağına kaşık çarpması sesinden kendisi rahatsız olan kişinin tercih ettiği yöntemdir.
  • oysa ki, çıkarmaktan çekinilen ses, çayı şekersiz içenler için bile, pazarları tatlı sabah uykusunu bıraktırıp, kahvaltıya koşturan bir sestir.
  • bir gorgu kuralidir.
  • butun isi gucu birakip bardagin once capini sora elimizin bu cap icinde ne kadar genislikte dondurebilecegimizi her cay bardaginda hesaplarsak paranoyaklik yaratabilecek bir eylemdir. paranoyak olmaktansa gorgu kurallarinin cignenmesi gerekmektedir rahat olunuz.
  • bir görgü kuralını uygulamak ve insanları rahatsız etmemeyi başarmak...

    çekingenlikten yapılanı da belki vardır ama, doğrusu bilerek ve isteyerek yapabilmektir.
  • takdir edilmesi gereken bir davranışa işaret eden ama gramatik açıdan yerilmesi gereken cümle
  • kesinlikle tasvip etmediğim bir harekettir. nedir? cay karıştırırken ses cıkmasınmış, ne anlamı kaldı o zaman çay içmenin.. o kaşık sesi duyulacak çıngır çıngır. mesela ben şekersiz içiyorum ama yinede şöyle bir bardağa dokunup öyle çıkartırım kaşığı... yok o "cling" sesi duyulmalıdır muhakkak. *
hesabın var mı? giriş yap