• geçen sene işten çıkarıldım. tamamen haksız sebeplerden. bu yüzden davayı zaten kazandım.

    neyse efendim, kıdem ve ihbar ile yaşayabildim iş buluncaya kadarki 3 ayda. kaldı ki bekar ve birikmişi de olan biriydim. borcum yoktu.

    çünkü işsizlik maaşı, aldığım maaşın 1/4'ü bile etmiyor. sadece ihbar tazminatımı alsam, muhtemelen 2. ay itibariyle birikimden yemeye başlayıp, işsizliğim uzasa bildiğin sokakta kalacaktım.

    şimdi sorarım, türkiye gibi işyerlerinde adaletsizliklerin, mobbing'lerin kol gezdiği bir ülkede, işçinin alabileceği tek güvenceyi kaldırmak, elli tane şarta bağlamak akıl karı mıdır?

    parti bağımsız düşünün. yarın bu kişi siz de olabilirsiniz. işte bu akp'nin saçma ekonomi politikalarında artık geldiği son noktadır. maaşın %50'sinden fazlası vergilere giderken, devleti, ülkeyi daha ne kadar vatandaş ayakta tutacak? ekonomi politikası hiç olmayacak mı bu ülkenin?
  • beceriksiz siyasilerin, ekonomiden anlamadan ülke yönetmeleri sonucu "sıcak para nerden buluruz amk" sorusuna buldukları yanıt...

    kıdem tazminatının tüm kontrolü devlete geçecek ve dolayısı ile çalışanlar kıdem tazminatlarını taaa emekli olduklarında anca alabilecekler. yani işveren işçiyi çıkarsa dahi kıdem tazminatını ödemeyecek işçiye, o hakkın bizde saklı merak etme diyecek devlet ve o parayı işverende değil kendinde biriktirecek.
    yasanın çıkmasıyla beraber tüm kıdem tazminatlarının tamamı ya da kısım kısım bir şekilde kendine ödenmesini sağlayacak.
    böylece sıcak para gelecek ki krizi öteleyebilsinler.

    kriz kapıda değil artık, kriz başladı ve krizin deliği büyümesin diye önlem almaya çalışıyorlar.
    iç güvenlik paketi olsun kıdem tazminatı kaldırılması olsun.
    hep bunlar kritik planlar.
    hele olur da kriz çıkarsa diye suçlanacak adam da hazır. faizi düşürmeyen erdem başçı.

    ülkeyi belediye başkanı yönetirse daha çok şeyler göreceğiz.
    dini inanışlarının kurbanı olan türk halkı bazı şeylerin farkına varır mı merak ediyorum ama gün geçtikçe şemsiye daha derinlere doğru ileriyor ve korkuyorum ki mutlaka açılacak...
  • cumhuriyetin kurulduğu zamanlar, yeni fabrikalar da beraberinde açılmış ama çalışmak isteyen işçi bulunamadığı için işçilerin en az 5 yıl çalışmaları karşılığında ayrılsalar bile alabilecekleri paranın teminatı olarak ortaya çıkmış bir şeydir bu kıdem tazminatı ve zamanla şimdiki halini almıştır. velev ki bugün kaldırılması gündemde, hal böyleyken bizler ötv’nin çok yüksek olduğunu, kaldırılması isterken. hükümet daha da tezat bir hareketle kıdem tazminatını kaldırmak istemektedir, bu ne yaman bir çelişkidir? bizleri yok etmek mi istiyorsunuz? kolayca işten çıkarılıp, taş mı kemirelim istiyorsunuz?! hiç mi vicdan, allah korkusu yok siz de? bu nasıl bir aymazlıktır, yardım et allah’ım!
  • müjde!!! sonunda gerçekleşendir.

    komprador, kodaman, zengin, fabrikatör, sermayedar, mafya, tefeci ve cümle işçi çalıştıran para sahipleri, büyük müjde! artık işçi denen fukara, sefil, aç, biilaç zevata sırf işten ayrıldı veya emekli oldu diye para vermek zorunda kalmayacaksınız. ne yediğiniz etten ne siktiğiniz götten fedakarlık etmeniz gerekmeyecek.

    bakın nede güzel değinmiş sabah gazetesi: "referandum bitti, önümüzdeki dönem, çalışma hayatı ile ilgili çok önemli düzenlemeler yapılacak. bunların başında da neredeyse 40 yıldır gündemde olan ama bir türlü çözülemeyen kıdem tazminatı sorunu geliyor."

    güzel devletimiz 40 yıllık sorunu şaaaak diye çözdü sonunda çok şükür.

    işçi kardeşim; sen benim kardeşimsin. üzülme, isyan etme.allah isyan edenleri sevmez. şeytan isyan etti noldu bak? sadıkların makamı cennet-i firdevstir. patronun veli nimetindir, o olmasa çoluk çocuk açlıktan ölürdün. haline şükret, bir işin var. sağ iktidarlara oy vereye devam et. kafir, küffar, münafık, mücrim, zındık, müşrik sol iktidarlardan sana ne fayda gelecek? ölsen bir yasin-i şerif bile okuyamazlar mezar başında.

    aferin lan aferin. "evet" vermekle ne iyi ettiniz. hay aklınızla bin yaşayın. size daha ne sürprizlerimiz var bir bilseniz?
  • ezilenlerin gür sesidir o...
    yetmez ama evet... bu ülkede işçiler hiçbir haklarını mücadeleyle almadı. sendika ve grev hakları bile 27 mayıs darbesiyle verildi.
    tayyip, belediye başkanlığına gelir gelmez sendikalı işçileri bitirip, taşeronları doldurdu. başbakan olunca da sendikaları ve sosyal hakları yok edip, işçilerin pazarlık gücünü bitirip, makarnaya muhtaç etti.
    devam edin bir paket bulgura şükredip, ezilenlerin sesi diye saraylarda ejder meyvesi yiyenleri şakşaklamaya...
    bir zamanlar büyük saygı duyduğum işçi sınıfından soğudum...
    canınız cehenneme...
  • elimde viski kadehi isterik kahkahalarla takip ettiğim düzenleme girişimi.
    işçi sınıfının götüne sonuna kadar sokacak çok güzel bir gelişme.

    normalde en azından zekası düğmesini ilikleyecek kadar yeterlilikte insanlardan oluşan bir işçi sınıfı normal bir demokratik devlette böyle bir girişim olduğunda meydanları doldurup ülkeyi öyle bir felç ederdi ki, buna girişimde bulunanları öyle bir anasından doğduğuna pişman ederdi ki, böyle bir şeyi değil gündeme getirmek, aklından geçirecek bir siyasetçi bile olmazdı bir daha.
    ama gel gör ki bizim koyunlaşmış işçiler meleyerek seyrediyor. hatta hatta emeğinin hakkının göz göre göre iç ve piç edilmesine, talan edilmesine alkış tutuyor.
    beter olsunlar amk, demek ki bunu hakkediyorlar. bunlardan birilerini eğer önümde düşmüş olarak görürsem bir tekme de ben atacağım. hep sağ hükümetler mi sikecek bu sikko insanları, biraz da biz sikelim. kendini düşünmeyeni, kendisini her defasında döndere döndere siken sağ hükümetleri her görüşünde pantolonunu indirip domalanı ben mi düşüneceğim, ben mi üzüleceğim amk. gebersin gitsinler. darwin dünyası bu, sadece en güçlüler en akıllılar, en becerikliler hayatta kalabilir.
    ohhh, viski de yağ gibi akıyor boğazdan. ni-hohahahahaahaha, mınakoduğumun geri zekalıları.
  • sanki geri kalan 15 günü cebinden verecek pezevenk. "ulan sen kim oluyorsun benim hak edilmiş 30 günlük kazancımı 15 güne indiriyorsun orospu çocuğu?" demezler mi? uyarıyorum derler.

    kazanılmış hakların mundar edilmesi olayıdır.
  • türkiye cumhuriyeti'nin,kuruluş konsepti bağlamında bu ülke için ne anlam ifade ettiğini anlamaya belli bir parça katkıda bulunur bu durum. sosyal güvenlik diye bir olgudan bile haberi olmayan işçilere-köylülere sendikalaşma hakkı veren bu cumhuriyet yaptıklarının karşılığını, kendisinden nefret eden ve içten içe yıkan sürülerin toplumsal tercihleriyle gördü.
    şimdi 18.-19. yüzyıl kapitalizmiyle tanışıyorlar bu sürüler.
    şimdi babaların dedelerin tercihlerinin acı sonuçlarıyla karşılaşılıyor. beter olun.
  • günde 50 tane imamoğlu başlığı açan yavşak aktrolleri bu başlıkta da görmek isteriz. öğrenelim bakalım; kıdem tazminatı konusu nasıl bir beka meselesiymiş, arkasında bilmediğimiz nasıl "büyük oyunlar" varmış...
  • ona öyle denmez. bildiğin;
    kıdem tazminatlarına çökme planı denir.
    yetmedi, yetmedi. farkında mısınız? kulak arkası bile kalmadı.
hesabın var mı? giriş yap