• "geri zekalı ben sözlükte yazılmayan "yeni şey" olarak adlandırdım bunu. valla entry ortalamandan ağlak kız başlıkları hariç pek bir zeka pırıltısı göremedim ama kendini üst seviyeye konumlaman bence de güzel olmuş. herkes bi hayalin peşinde işte. her yazılanı okumak zorunda değilsin daha yeni aldığın yazarlığınla. b, siktir git başkasına laf yetiştir."

    mesajını atabilen trollerden.
  • minos girit tahtına çıkmak isteyince üç kardeş arasında kavga kopmuş, ama minos tanrıların kendisinden yana olduklarını ileri sürmüş, bunu kanıtlamak üzere de poseidon tanrıdan bir dilek dilemiş, denizden bir boğa çıkarmasını istemiş ve bu boğayı da gene tanrıya kurban etmeye söz vermiş. dilediği gibi olmuş, denizden köpükler gibi ak bir boğa çıkagelmiş. minos boğayı almış, tahta oturmuş ama hayvanı tanrıya kurban etmeyi unutmuş. güzelim ak boğayı sürülerinin arasına damızlık olarak göndermiş. bu duruma çok kızan deniz tanrı, ak boğayı minos’un başına bela etmiş; bir efsaneye göre de hayvan kudurmuş , ortalığı kasıp kavurduğu bir sırada herakles’in elinden öldürülmüş, ama iş bununla da kalmamış, kralın karısı pasiphae bu boğaya doğadışı bir aşkla tutulmuş ve onunla birleşmiş. kral minos güneş tanrı helios’un kızlarından pasiphae ile evlenmişti. bir zamanlar europe gibi boğaya vurulan pasiphae ak boğayla birleşebilmek için daidalos’a bir inek heykeli yaptırır, içine girer ve gebe kalarak minotauros’u doğurur. ondan sonra da girit sarayının yaşamı karmakarışık olur.
  • mitolojik bir figür.

    başı boğa, gövdesi insan olarak tasvir edilen tehlikeli bir yaratıktır. aslında mitolojik hikayelerin içinde neler saklı olduğunu da anlarız.

    girit kralı minos, denizlerin tanrısı olan poseidon/neptün’den kurban etmek için bir boğa ister. poseidon bunu kabul eder ve ona bir boğa hediye eder, ancak minos o boğayı o kadar çok sever ki onun yerine başka bir boğa kurban eder.

    kurbanın kokusundan kendi gönderdiği boğa olmadığını anlayan poseidon, öfkeyle boğayı yönlendirir ve girit’i yıkıp yakar. kralın karısını da boğaya aşık eder ve bu aşkın ardından minotaurus doğar.

    hikayeyi başka bir açıdan okuduğumuzda ise insanın mala mülke ne kadar kıymet verdiğini görürüz. boğanın güzelliği kralı o kadar etkiliyor ki onu söz verdiği üzere kurban etmek yerine “ona sahip olduğunu” herkese göstermek için başka bir boğayı kurban eder.

    bu da ilginç ki elinde kurban edeceği bir boğa varken, açgözlülüğü yüzünden başka bir boğa da talep eder. elimdekini kullanmayıp, başka birinden boğa istiyor. belki elindeki boğaları daha çok besleyip daha bakımlı bir hale getirse, en az hediye edilen boğa kadar güzel olacaklar. ama o ne yapıyor? başkasının malını istiyor, sonra onun güzelliğinden etkilenip, onu kendisine saklıyor.

    mitolojik hikayeler fantastik unsurlar gibi görünse de aslında bizi, bize anlatan hikayelerdir. her birinde kendimizin farklı bir yüzünü görür, tanır, öğreniriz.
  • daidalos, giritli kral minos’un ünlü labirent sarayını inşa eden mimardı: labyrinthos’tan çıkıp kurtulmak mümkün değildi... labyrinthos, minotauros’u barındırmak üzere inşa edilmişti. minotauros bir boğaydı: bir canavar, öfkesinden kurtulmanın mümkün olmadığı, insanları dehşet içinde bırakan bir yaratık! minotauros girit’te, bu labirent sarayda yaşardı... kral minos, atina kralı aigeus’u bir cezaya mahkum etmişti: panathenaia bayramında yarışan giritli atlet, kral minos’un kardeşi androgeos’u öldürttüğü için artık kral minos’un isteklerine uymak zorundaydı. her yıl atina gençliğinden yedi erkek ve yedi kız, korkunç boğa minotauros’a yedirilmek üzere girit’e gönderilecekti. aigeus üzgündü: her yıl siyah yelkenler çekilen bir gemiyle girit’e gönderilirdi ondört genç ve daidalos’un inşa ettiği labirent sarayda korkunç yaratık minotauros’un önüne atılırdı...
  • girit uygarlığının mitolojisidir minator.

    minos kral olabilmek için, deniz tanrısı poseidon’dan kendisine daha sonra kurban etmek için bi boğa istiyor. poseidon minos’a beyaz bir boğa gönderiyor. ama minos boğayı o kadar seviyor ki sürüsüne katıyor, kurban etmiyor. poseidon buna çok kızıyor ve minosun karısı pasiphae ‘yi boğaya aşık ediyor. ama tabi pasiphae boğayla bi türlü birlikte olamadığı için daidalos’tan yardım istiyor. daidalos tahtadan bi inek yapıp pasiphea’yı içine sokuyor böylece boğa ile pasiphea çiftleşiyor. (oha)
    sonra bu ilişkiden minator doğuyor. ama minator insan eti yiyen bi yaratık pasiphea gene büyücüden yardım istiyor bi labirent yapıp minatoru içine hapsediyolar.
    atina o sıralar girit’e 7 erkek 7 kız her yıl haraç veriyor. bu haraçları labirentte minatora yemek diye veriyorlar.
    sonra atina’lı theseus bu işe bi dur demek lazım artık diyor ve 14 haraçtan biri olarak girite gidiyor. minos’un kızı ariadne bu atinalı gence aşık oluyor ve yardım edicem sana eğer benle evlenirsen diyor. büyücü bi iplik yapıp theseus’a veriyor, sonra theseus minatoru öldürüyor ve ipin yardımıyla labirentten çıkıyor.
    son olarak minos büyücü daidalos’a çok kızıyor ve oğlu ikarosla bunu labirente tıkıyor ama daidalos zeki adam tabi hemen labirente düşen kuş tüylerinden kanat yapıyor oğlu ve kendine. bal mumuyla yapıştırıyor ve oğluna sakın çok havalanma erir mum diyor. tabi ikaros, uçuyor ya bi gaza gelip güneşe kadar uçmaya çalışırken mum eriyor ve bu denize düşüp ölüyor.
    minator, labirent, ikaros üzerine bir çok sanatçı eser üretiyor.

    labirent temalı çalışmalar:

    m.c escher 1

    motoi yamamoto 2
    ( ya adam tuzdan yapmış bunu ya tuzdan ya. resmen kafayı yemiş bu insanlar neyse. )

    piet mondrian 3

    piranesi 4

    michelangelo pistoletto 5

    minator temalı çalışmalar:

    beth carter 6 7

    roma mozaikleri 8

    picasso 9

    rodin 10

    myron 11

    ikaros temalı çalışmalar:

    herbert james draper 12

    jacob peter 13
  • israilli yazar benyamin tammuz'un on dile çevrilen, ingiltere'de yayımlandığında da en iyi çeviri roman ödülüne layık görülen romanının ismi. bir aşk ve casusluk öyküsü olarak tanımlanabilir aslında, arka planda, doğu akdeniz şehirleri, kardeş halklar arasındaki düşmanlıklar, güneş ve deniz var. türkiye'de doğan kitap tarafından yayımlanmış durumda, almanca'dan minotaur isimli kitaptan çevrilmiş ayrıca... hep yaşanagelen ve söylenegelen klasik bir hikayeyi kendi hayal dünyasında evirip çevirip, zenginleştirip, güzel ve etkileyici bir anlatımla dökmüş sayfalara bence yazar. lawrence durrell romanları tadında gibi...
  • minotauros, dalalete sapmış insan tutkusundan doğan bir canavardır. *
  • kelime anlamı "minos'un boğası" olan, boğa başlı insan gövdeli mitolojik canavardır. babası, tanrı poseidon'un minos'a gönderdiği boğadır. annesi ise, minos'un karısı pasiphae'dir.
  • entelektüel kezban, proletarya kraliçesi kişilik.
  • çok kedili ve çok yürüyen şaşırtmaçlı kişilik
hesabın var mı? giriş yap