• 1933-1945 arası süren 3.reich dönemine dair hiçbir fikri olmayanlara, konuyu nereden ne şekilde okumaya başlayacağım diye düşünenlere bazı kitap tavsiyelerini yazacağım. bunların hepsini okursanız nazizmin ne olduğuna ve neden bir korku imparatorluğuna dönüşüp sonunda da yıkıldığına dair kafanızda bir şekil ortaya çıkacaktır. kitapların hemen hepsi doğru düzgün şeyler. "naziler - ufolarla diriliş", "hitler-büyücüler" gibi otobüs mola yerlerinde 10 liradan satılan abuk fantezi kitaplar değil.

    giriş olarak tavsiye edebileceğim ilk kitap amerikalı gazeteci william l. shirer'ın yazdığı, nazi almanya'sının derli toplu bir portresini çizen 3 ciltlik seri: nazi imparatorluğu / doğuşu - yükselişi - çöküşü

    william shirer nazilerin iktidara geçtiği dönemde almanya'da bulunan bir amerikalı gazeteci. ülkeden ayrılmaya zorlanana dek yaptığı gözlemleri not almış ve savaştan sonra da alman devletinin binlerce belgeden oluşan arşivini birazcık inceleyebilmiş bir kişi. kitaplarını okursanız nazilerin iktidara yürüme süreçleri ile savaşı nasıl çıkardıklarını ve savaş esnasındaki davranışlarını kronolojik olarak görebilirsiniz. iyi bir özettir ve konuya yavaş ama düzgün bir giriş yapmanızı sağlar.

    bu yumuşak girişten sonra işleri biraz sertleştirelim.

    2. kitabımız ian kershaw'un yazdığı iki ciltlik harika bir biyografi; hitler 1889-1936 hubris ve hitler 1936-1945 nemesis. bu biyografiyi okuduğunuzda silik bir adamın hangi koşullar altında ne şekilde etkili bir ajitatöre ve daha sonra da kendisini dikkate almayanlar sayesinde bir diktatöre dönüşebildiğini çok iyi anlayabileceksiniz.

    3. kitabımız bulunması birazcık zor, çerez kıvamında az sayfalı bir kitap, walter c. langer'ın yazdığı hitler'in psikopatolojisi. kitap o dönemin psikoloji kuramları ışığında hitler'in davranışlarını analiz etmek üzere yazılmış bir ingiliz istihbarat çalışması aslında. içinde hitler'in tek testisli olduğu için bu davranışları sergilemiş olabileceğine dair bazı acayip tahminler de olsa bilimsel çalışma sayılabilecek bir değeri var ve o dönemdeki psikoloji bilimi açısından hitler'e karşı bakışı size güzelce anlatıyor.

    4. kitap jane caplan'ın derlediği ve farklı yazarların makalelerinden derlenen hitler almanyası 1933-1945. kitapta yer alan makaleler nazi almanyası ile alakalı çeşitli konularda size güzel bilgiler veriyor.

    5. kitap mark mazower'ın yazdığı "hitler imparatorluğu işgal avrupa'sında nazi yönetimi". kitapta nazilerin avrupa çapında kurmaya çalıştığı yönetimin ne şekilde bir yönetim olduğuna dair gerçekten güzel bir çerçeve çiziliyor. atlanmaması gereken bir eser.

    işleri biraz sertleştirelim ve ideolojik kuramlara dalalım.

    6. kitabımız saul friedlander'ın yazdığı 2 ciltlik bir eser olan "nazi almanyası ve yahudiler zulüm yılları: (1933-1939) " ve "nazi almanyası ve yahudiler imha yılları: (1939-1945)". bu ciltlerde nazilerin başta yahudiler olmak üzere toplum dışı olarak görülen tüm azınlıklara ne şekilde yaklaştığına dair detaylı ideolojik analizler ve pratik yaklaşımlara dair örnekler var. nazilerin kafasını birazcık anlayabilmek için kitaplıkta olması gereken bir eser.

    7. kitabımız biraz ayrı bir konuya odaklanan ama nazi ayrımcılık mantığını ve pratiklerini güzelce anlatan bir eser; carsten dams ve michael stolle'un yazdığı "gestapo: nazizm döneminde tahakküm ve terör". bu kitapta nazi terör pratiklerinin nasıl ortaya çıktığı, geliştiği ve ne şekilde sonuçlandığı gayet güzelce açıklanmış.

    madem gestapo'dan girdik oradan devam edelim. 8. kitap rupert butler'ın yazdığı, 2000'lerin başında çıkan, okuması kolay ama nazi terörünün ne şekilde ilerleyebileceğini çok iyi anlatan bir kitap; resimlerle nazi tarihi gestapo. gestapo pratikleri basit ve net anlatılmış bu kitapta.

    9. kitabımız yine gestapo ile alakalı bir kitap jacques delarue'nun yazdığı "gestapo: doğuşu yükselişi ve çöküşü". fransız direnişinde olan ve yakalanıp hapis yatmış yazar ss'in terör uygulamalarını bu kitapta anlatıyor.

    10. kitabımız benim içeriğine biraz temkinli yaklaştığım bir kitap. aslında stalin için sovyet istihbaratınca (nkvd) hazırlanan ve hitler'in yakınında bulunan 2 eski ss'in sorgulanması sonrası ortaya çıkarılan bir istihbarat raporuna dayalı bir eser; hitler kitabı. yazarları henrik eberle ve mathiass uhl. o dönemdeki nkvd sorgu tekniklerini birazcık okumuş birisi olarak rusların iki eski naziye istedikleri her şeyi söyletmeyi başarabileceklerini düşündüğümden sanki raporun stalin'in hoşuna gidecek şekilde detaylarla doldurulmuş olduğunu düşünüyorum ama genel yapı itibariyle hitler ve yakın çevresine yönelik anlatılardan oluşan bir kaynak olduğu için de okunması gerekir diye düşünüyorum.

    stalin dedik oradan devam edelim. richard overy'nin yazdığı 11. kitabımız biraz eski ve bulunması zor ama aslında temelde aynı kafada olan 2 diktatörün karşılaştırıldığı hitler ve almanya'sı - stalin ve rusya'sı isimli kitap renkleri, ideolojileri ve sembolleri ne olursa olsun diktatör kafasının aynı olduğuna dair güzel bir karşılaştırma kitabı.

    hitler'in yakın çevresine girelim 12. kitabımız robert k. wittman ve david kinney birlikte yazdığı "şeytan’ın günlüğü: alfred rosenberg ve üçüncü reich'ın çalınan sırları" isme bakınca ufolar, büyücüler ve hitler tadında bir algı yaratıyor ama öyle değil. alfred rosenberg denen kişi bizim nazi hayranları! arasında pek bilinmeyen bir isim ancak nazi almanya'sında en az goebbels, goering, hess kadar etkili bir nazi ve partinin baş ideoloğu. yazdığı the myth of the twentieth century isimli kitap nazi almanya'sında hitler'in kavgam'ından sonra en çok satılan ikinci nazi ideoloji kitabı. adam silik bir tip gibi görünebilir ama hitler ile yaptığı ideolojik sohbetler sonucunda tüm soykırım işlemlerinin şekillenmesi gibi bir gerçeklik var. dolayısıyla şeytan’ın günlüğü: alfred rosenberg ve üçüncü reich'ın çalınan sırları kitabını mutlaka okuyun ve bu tipin ne şekilde bir karakter olup nazi politikalarına yön verdiğini kendiniz görün.

    13. kitabımız albrecht koschorke'in yazdığı "hitler'in kavgam'ı üzerine bir analiz: nasyonal sosyalizmin poetikası" isimli eser. bu kitabı okumanız ve anlamanız için kavgam'ı okumanız şart değil ama bu kitap içinde kavgam'ın neden insanları etkilediğine dair güzel bir anlatım mevcut. kısa bir kitaptır kendisi, 1 günde bitirebilirsiniz.

    14. kitabımız norbert frei'ın yazdığı führer devleti. bu kitapta nazilerin kurduğu parti devletinin ideolojik ve yönetimsel arka planı anlatılıyor. biraz ağır bir kitap sayılabilir ancak parti-devleti nedir, ne şekilde kurulur ve işletilir sorusuna güzel bir cevaptır.

    bu noktada nazilerin ne şekilde yönetimi ele geçirdiklerini anlamamız lazım. buna girmek için de 1933 öncesi alman siyasi durumunu ve weimar cumhuriyeti'ni birazcık tanıyalım ki hitler'in hangi siyasi koşullarda ortaya çıktığı belli olsun.

    15. kitabımız colin storer'ın yazdığı weimar cumhuriyeti'nin kısa tarihi. kitabı okuyun ve kişisel hırslar ve siyasi körlüklerin ne gibi felaketlere yol açabileceğini kendiniz görün.

    16. kitap harika bir eser. william sheridan allen'ın yazdığı bir bilimsel çalışma olan naziler iktidarı nasıl ele geçirdi? almanya'daki küçük bir şehri konu alan çalışmada kişisel çıkarların ne şekilde toplumsal karmaşaya neden olabileceğini ve insanların şahsi menfaatler uğruna nelere göz yumabileceğini anlatıyor. mutlaka okunmalı.

    evet bu kadar teorik okuma yeter, şimdi savaş dönemine geçmek zorundayız.

    öncelikle 17. kitap olarak efsane ingiliz askeri tarihçisi liddell hart'ın yazdığı 2.dünya savaşı tarihi'ni okuyun. birazcık sıkıcı ve resmi askeri tarih kronolojisi gibi bir kitap ama savaşın genel gidişatını çok iyi özetleyen bir eser.

    alman harekatlarına odaklanmak isteyenler için gelsin.

    18. kitabımız ilginç bir kitap. olayı alman tarafından anlatan 3 ciltli bir eser: barbarossa harekatı. yazarı eski bir nazi olan paul carell. sovyet-alman mücadelesini alman tarafından anlatan güzel bir çalışma. eski baskıları sahaflardan bulunabilir.

    19. kitap viktor suvorov'un yazdığı buzkıran. aslında bu kitap da benim hitler kitabı gibi kuşkuyla yaklaştığım bir kitap çünkü yazarı eskiden sovyet istihbarat subayı olarak görev yaparken batıya iltica eden birisi ve bu tip kişilerin mecburen bir tarafı tutan şeyler yaptığını biliyoruz. ancak yazar stalin'in hitler'i kendi ülkesine saldırıya kışkırtmasına yönelik ilginç bir bakış açısını anlatıyor bu kitapta. okumakta fayda var.

    20. kitabımız bizde pek bilinmeyen ama nazilerin kendileri hakkında bayağı bir kafa patlattığı mischling'lerin alman ordusundaki durumunu anlatan bir kitap; hitler'in yahudi askerleri. yazarı bryan mark rigg. mischling'ler büyükanneleri ve büyükbabalarından en az 1 tanesi yahudi olan ve ari kanlarının yeterince saf olmadığı düşünülen! yarı yahudi almanlar. naziler bu yarı yahudilerle ilgili gerçekten çok arada kalıyorlar ve bu kitapta da bu gruba mensup olanların durumu anlatılıyor.

    21. kitabımız almanların rus harekatını anlatan, guido knopp'un yazdığı lanet savaş. rusya seferinin ne olduğu güzelce anlatıyor.

    22. kitabımız yine guido knopp'un yazdığı "stalingrad: ders ve uyarı". adından da anlayacağınız gibi almanların karşılaştığı çok büyük bir askeri felaket olan stalingrad'ı anlatıyor.

    stalingrad derken 23. kitabımız antony beevor'ın harika kitabı stalingrad. kitapta bu harekatla ilgili olarak öğrenmek isteyebileceğiniz yığınla konu var.

    savaşı almanlardan dinlerken okuyacağınız kitaplara gelelim.

    24. kitabımız general heinz guderian'ın yazdığı bir askerin anıları. guderian alman zırhlı birliklerini inşa eden ve savaşta kullanım şekillerini tayin eden çok önemli bir subay. ayrıca savaş süresince hitler'e yanlış yaptığını söyleyebilen ve hitler'in kendisini hizmetten kovmasına rağmen ortadan kaldırtmayıp geriye çağırdığı çok nadir bir kişilik. savaşa dair bakış açısını okumanız şart.

    guderian derken 26. kitap olarak kendisinin yazdığı achtung-panzer! / dikkat tank! kitabını da okuyun. bu aslında askeri bir doktrin kitabı ama alman tank birliklerinin nasıl inşa edildiğini gösteren temel bir eser.

    27. kitabımız liddell hart'ın önemli eseri hitler’in generalleri konuşuyor mutlaka okunması gereken bir kitap. savaşı ele alan ve gittikçe askerleri uzaklaştırıp kendisini yönetime koyan hitler'in nasıl hatalar yaptığını ve buna rağmen hitler'e olan körü körüne bağlılığın da bir ulusu nasıl felakete sürüklediğini anlatan çok iyi bir kitap.

    richard humble'ın eseri olan hitler'in açıkdeniz filosu da 28. kitap olarak karşımızda. alman donanmasının 2. dünya savaşı'ndaki mücadelesini anlatan güzel bir özet çalışması.

    29. kitabımız değişik bir konuya odaklanan farklı bir çalışma; esin akan'ın yazdığı hitler'in sığınak'ları. hitler savaşı yürütürken avrupa'nın farklı yerlerindeki karargahları kullandı. bu çalışmada da bu karargahlara ait güzel bilgiler bulabilirsiniz.

    30. kitabımızı yazıp bitireceğim zira yazmaktan yoruldum. son kitabımız yine anthony beevor'ın yazdığı berlin'in düşüşü 1945. yazar bu kitabında stalingrad kitabında olduğu gibi sovyetlerin berlin saldırısının öncesini, saldırı günlerini ve sonrasını hem askeri hem de insani açıdan gayet güzel anlatıyor.

    elbette naziler ve 2.dünya savaşı bu kadarcık kitapla tamamen anlaşılmaz. yazamadığım çok kitap var, hem türkçe hem de ingilizce. ancak konuya yabancı iseniz veya bazı şeylere hakim değilseniz bu kitapları okuyup en azından kafanızda bir şablon çıkarabilirsiniz.

    peşin peşin yazayım bu sete hannah arendt'in yazdığı kötülüğün sıradanlığı eichmann kudüs'te kitabını bilerek elemedim. nedenini anlatayım, arendt'in kitabı nazi düşünce yapısı ve yahudi soykırımının işleyişi konusunda atlanmaması gereken bir eser. bununla birlikte kitabın odak noktasına 3. seviyede bir nazi memuru olan adolf eichmann'ın oturtulup bu adamın nazilerin göç sistemindeki rolünün diğer nazi aktörlere göre abartılarak anlatılması bence konuyu çok zorluyor. soykırımın planlanması ve uygulanması hususunda odaklanılması gereken nokta eichmann değil bağlı olduğu rsha kurumu aslında.

    hepinize iyi okumalar dilerim.
  • nazi ordusunun saatlerini junghans yapmış, kahverengi kostümlerini lodenfrey satmış.

    "hugo boss ordusunu giydirdi.
    bertelsmann subaylarını eğiten eserleri bastı.
    uçakları standard oil'in verdiği yakıtla uçuyordu ve askerleri ford marka kamyon ve ciplerde yolculuk ediyorlardı.

    bu araçların yaratıcısı ve uluslararası yahudi adlı kitabın yazarı henry ford onun ilham perisi oldu. hitler ona madalya takarken teşekkür etmeyi de unutmadı.
    ayrıca yahudileri belirlemeyi mümkün kılan şirket ibm'in başkanına da madalya taktı.

    rockefeller foundation, nazi tıbbının ırksal ve ve ırkçı araştırmalarını finanse etti.

    (...) mahkumlar ayrıca krupp, thyssen, siemens, varta, bosch, daimler benz, volkswagen ve bmw gibi nazi çılgınlıklarının ekonomik temelini teşkil eden başka şirketler için de çalışıyorlardı.

    isviçre bankaları mahkumların altınlarını (mücevherlerini ve dişlerini) hitler'den satın alarak dünyanın parasını kazandılar. altınlar, sınırın kanlı canlı kaçaklara karşı sıkı sıkıya kapalı olduğu isviçre'ye, şaşılacak kadar kolay giriyordu.

    coca-cola firması fanta'yı savaşın ortasında almanya pazarı için üretti. aynı dönemde unilever, westinghouse ve general electric firmaları da almanya'daki yatırımlarını ve kazançlarını katladılar. savaş bitince itt firması, müttefiklerin bombardımanının almanya'daki fabrikalarına verdiği zararı gerekçe gösterip milyonluk bir tazminat kazandı." eduardo galeano - espejos una historia casi universal

    (bkz: the cultural cold war/@ibisile)
    (bkz: nazizm/@ibisile)
    (bkz: alman/@ibisile)
  • adolf hitler'in nasıl iktidara geldiğini, nazi almanyası'nın nasıl oluştuğunu belgesel kanalları genellikle birinci dünya savaşından çıkan yıkılmış alman imparatorluğunun weimar cumhuriyetine dönüşmesi sonrasında versailles antlaşması ile ekonomik olarak bitirilmesi var. üzerine antlaşma ve savaşın sonunda mağlup olmanın getirileri olan işsizlik, paranın değersizleşmesi gibi faktörlerle birlikte büyük buhran ile bir çöküş daha gerçekleşir. bunlar doğru fakat halkın körü körüne aşırı sağ bir partiye oy vermesinin sebebi değil. biraz araştırdıktan sonra çok partili sistemde halkın yarısından fazlasının adolf hitler'in partisine evet dediği görülmediği için burada bir tezatlık yatıyor. bunu araştırırken adolf hitler'in weimar cumhuriyeti'nden nazi almanyası'na dönüştüren 3 kritik aşamanın olduğunu gördüm.

    1- 1928 yılında nazi partisi %2 küsür oy alarak mecliste 12 sandalye çıkartıyor. bu nazilerin meclise ilk defa girişi. büyük buhran yüzünden 1930'da seçimler oluyor ve işten en karlı çıkan komünist parti ile nazi partisi oluyor ki nazi partisi 95 arttırarak 107'e çıkıyor (18.25%) ve 2. en büyük parti konumuna geliyor. (belirtmek gerekir ki meclisteki sandalye sayısı her seçimde değişiyor. mesela 1928'de 491'ken 1930'da 577, 1932 ilk seçimde 608 ikinci seçiminde 584) işte bu 1930 seçiminde koalisyon hükümeti (sosyal demokratlar/spd ve merkez parti/centre) bir türlü yürümüyor.

    1932 yılı almanya tarihi ve adolf hitler için çok önemli bir yıl.

    13 mart 1932'te cumhurbaşkanlığı seçimleri oluyor. 1. turda bitmiyor, 2. turda paul von hindenburg yeniden cumhurbaşkanı seçiliyor. adolf hitler cumhurbaşkanlığına adaylığını koymuş ve %36 oy almıştır.

    31 temmuz 1932'de seçimler oluyor ve nazi partisi ilk defa meclisteki en büyük parti oluyor fakat çoğunluğu sağlayamıyor. toplamda 230 sandalye ve %37 oy oranına sahip oluyor. paul von hindenburg tarafından hitler'e şansölyelik verilmiyor. bunu da "tanrının, vicdanımın ve vatanımın huzurunda sizinki kadar hoşgörüsüz bir partiye gücü teslim edemem." sözleriyle belirtir. hindenburg hitler'e bakanlık teklif eder, hitler bunu kabul etmez. goebbels politik işleyişi felç ettiğinden dolayı seçimler yenilenmek zorunda kalır.

    6 kasım 1932'de seçimler yenilenir. hitler bu seçimde oy kaybetmiş, oy oranı 33.09%, sandalye sayısı ise 34 azalarak 196'ya gerilemiştir. bütün bunlara rağmen o günün parlamentosunda çoğunluk hükümeti(koalisyon) yine de kurulamamıştır. bütün bunlar olunca paul von hindenburg adolf hitler'i şansölye olarak atamak zorunda kalır. bu sonun başlangıcındaki kritik aşamalardan ilki.

    2- 30 ocak 1933 itibariyle adolf hitler artık şansölye. mecliste çoğunluğu sağlayamadığı için koalisyon arayışında olan hitler alman ulusal halk partisi/dnvp ile anlaşır. şansölye yardımcısı olarak da franz von papen'i atar. bu adam temmuz ile kasım seçimleri arasında boşlukta şansölyelik yapmış bağımsız bir isimdir. bu adamın o dönemde hitler'e kıyağıysa sa diye bildiğimiz kahverengi gömleklerinin/fırtına birlikleri yasağını kaldırmıştı. böylece yasağı kalkan milis ordu komünistlerle o dönem çarpışmıştı. adolf hitler sadece 2 bakanlık aldı, gerisini dnvp'ye bıraktı. bu iki bakanlıktan birisi içişleri bakanlığıydı diğeriyse portfolyosuz bir bakanlıktı. bu portfolyosuz bakanlığa hermann göring'i birkaç ay boşta tutacak, içişleri bakanlığına atayacağı wilhelm frick'i ve onun polis gücünü kontrol etmek için kullanacaktı. 10 şubar 1933 tarihinde ilk konuşmasında meclisi fesheder. meclisteki spd ile kpd'nin toplam sandalye sayısı 221 kendisinin ise 196'dır.

    27 şubat 1933'te meşhur reichstag yangını çıkıyor. o günün weimar cumhuriyeti'nde iktidar olan adolf hitler hollandalı bir komünistin çıkardığı söyleniyor. komünist partide cadı avı başlıyor ve meclisteki bütün komünist parti üyelerini hapse tıkıyorlar. ilk toplama kapları da bu zamanda kuruluyor. bu yangının hemen ertesi günü paul von hindenburg hitler'e dönerek kararname çıkartması isteniyor. kararnamenin içeriği "nazi karşıtı olduğu düşünülen herkesin hapsedilmesi, nazi davasına "dost" olmayan yayınların bastırılmamasını" sağlayan bir yasal dayanaktı. (bildiğin bir çok insan hakkını oradan kaldıran yasal bir dayanak.) bu 2. kritik aşama.

    --- spoiler ---

    on the basis of article 48 paragraph 2 of the constitution of the german reich, the following is ordered in defense against communist state-endangering acts of violence:

    articles 114, 115, 117, 118, 123, 124 and 153 of the constitution of the german reich are suspended until further notice. ıt is therefore permissible to restrict the rights of personal freedom [habeas corpus], freedom of (opinion) expression, including the freedom of the press, the freedom to organize and assemble, the privacy of postal, telegraphic and telephonic communications. warrants for house searches, orders for confiscations as well as restrictions on property, are also permissible beyond the legal limits otherwise prescribed.
    --- spoiler ---

    3- 5 mart 1933 tarihinde almanya'da çok partili son seçim olur. hitler'in kabinesi şansölye olduğundan beri bunu bekliyordur. seçimden tarihinin en yüksek oyuyla nazi partisi çoğunluğu elde edemese de zaferle ayrılır. diğer bütün partiler kan kaybetmiştir. 43.91% oy oranı ve 288 sandalye.

    23 mart 1933 tarihinde enabling act meclisten geçirildi. bu alman kabinesine, daha çokta şansölyeye yani adolf hitler'e, weimar cumhurbaşkanı paul van hindeburg'a ve meclise sormadan istediği yasayı geçirme ve devlet yetkilerini hitler liderliğindeki alman kabinesine devretti. bu yasa meclis tarafından hitler'e verildi. bu yasa yangın sebebiyle parlamento binası yandığı için bir opera salonunda oylandı. opera salonunun girişinde sa birlikleri vardı yani hitler'in askerleri. o gün hayır oyu veren sadece sosyal demokrat partiydi. komünist partisinin üyeleriyse kararnameden dolayı tutuklanmıştı. bu üçüncü kritik aşamaydı, sonun sonuydu.

    bu olaylardan sonra (koalisyon hükümeti yaptığı dnvp dahil) bütün partiler kapatılır. başta spd ve kpd'den olmak üzere birçok parti üyesi tutuklanır. ya toplama kamplarına gönderilir ya da ülkeden yollanır.

    12 kasım 1933'te adolf hitler ve nazi partisi tek başına parlamento seçimleri yapar.

    30 haziran 1934'te uzun bıçaklar gecesi denen ve 3 gün süren bir cadı avı başladı. başta sa'nin başındaki ernst röhm ile birlikte ülkedeki muhalif olan her türlü politikacının peşine düşüldü ve öldürüldü, eski şansölye kurt von schleicher'de bu cadı avından nasibini aldı.

    2 ağustos 1934'te paul von hinderburg ölür. hemen 19 ağustos 1934'te referanduma gider. "reich başkanlığı makamı, şansölye makamı ile birleştirilmiştir. sonuç olarak, reich başkanının tüm eski yetkileri ve reich şansölyesi'nin yetkileri yeni oluşturulan führer'e, adolf hitler'e devredildi. yerine kendisi aday gösteriyor. siz alman erkeği ve alman kadını, bu kanunun öngördüğü bu düzenlemeyi onaylıyor musunuz? " sorusunu sorarlar. artık politik açıdan hiçbir insan almanya'da yoktur. adolf hitler tek başına nazi almanyası'nı kurmuştur.
  • tarihte, hakkında en çok eser verilen ülkelerden biri. son zamanlarda eşsiz kaynaklar tercüme edilmeye başlansa da -başta kronik kitap- bazı harikulade eserler hala dilimize çevrilmeyi beklemekte. yine de deepl gibi muazzam bir çevirmeni kullanarak merakınızı giderebilirsiniz.

    1. rudolf lehmann, the leibstandarte. - bu 4 ciltlik eserde, ss tarihini ve ölüm makinelerinin nerelerde, neler yaptığını en ince ayrıntısına kadar öğrenebilmek mümkün. nazi almanyası'nın ss kanadını en iyi anlatan kitaplardan biri.

    2. alexander b. rossio, hitler strikes poland. - adından da anlaşılacağı üzere adolf hitler'in, polonya üzerindeki emellerini ve ideolojisini işleyen 360 sayfalık bir eser. polonya'nın soykırım için bir deneme tahtası olduğunu görürüz.

    3. christa schröder, he was my chief. - adolf hitler'in sekreterinin anıları. hitler'in birçok konudaki düşüncesini, onunla yüzlerce kez sofraya oturmuş bir alman kadınının ağzından duymak okuyucuya ilginç geliyor.

    4. erich kempka, i was hitler's chauffeur. - adolf hitler'in uzun yıllar şoförlüğünü yapmış bir adamın ağzından çıkan cümleleri barındırır. mesela burada adolf hitler'in son günlerini, intiharındaki ince detayları öğrenmek mümkündür.

    5. paul schmidt, hitler's interpreter. - adolf hitler'in tercümanının yazdığı bu eserde nazi almanyası'nın dış politikadaki hareketlerini, planlarını, adolf hitler'in ortaklarıyla yaptığı diyaloglara şahit oluyoruz. etkileyici gerçekten de.

    6. max domarus, hitler: speeches and proclamations. hitler'in 1932-45 yılları arasındaki tüm söylevlerini ve gizli konuşmalarını bulabileceğiniz 4 ciltlik tuğla. bir diktatörün söylediklerine mutlaka kulak verilmesi gerektiğini bir kez daha öğretiyor.

    7. william l. shirer, this is berlin. - başkent berlin'in 1938-1940 yılları arasındaki durumunu en iyi şekilde anlatan eserlerden biri. şehir sakinlerinin savaşa yaklaşımlarını, tepkilerini, savaşın getirdiği ekonomik zorlukları gözlemlemek mümkün.

    8. alex mckay - hitler and himalayas. ss'in lideri heinrich himmler'in ari ırk arayışı üzerine tibet'e yolladığı birtakım bilim insanlarını ve onların gözlemlerini anlatır. zaman zaman sıksa da nazi kafasının nelerle meşgul olduğunu göstermesi açısından faydalı.

    9. richard breitman, the architect of genocide. - nihai çözüm'ü ve bunun için çalışanları belgelerle tane tane açıklayan eser. nihai çözüm denilince ilk bahsedilen kitaplardandır.

    10. katrin himmler - the himmler brothers. heinrich himmler'in erkek kardeşinin torunu tarafından yazılan bu eserde himmler ailesiyle ilgili detayları öğrenmek mümkün. farklı bir bakış açısı isteyenlere tavsiye ederim.

    11. hitler's table talk. stenografları tarafından çaktırmadan adolf hitler'in herhangi bir konuda söylediği her şeyi not aldıkları müthiş eser. 1941-45 yılları arasındaki konuşmaların yer aldığı bu eserde adolf hitler'in roma, papa, aile, hukuk, lebensraum, projeler gibi hemen hemen her konudaki fikrini öğrenmek mümkün. müthiş.

    12. richard bessel - life in the third reich. adından da anlaşılacağı üzere nazi almanyası'ndaki günlük hayatı anlatan en iyi eserlerden biri. yahudiler'e bakış, berlin'in erotikliği gibi birçok konuya temas edilmekte.
  • yıkılmasıyla beraber bilgisayar ve konsol oyunu tarihinde varolan her on fps'den üçünde ana antagonist olma hakkını kazanmıştır.
  • dünya tarihine en büyük vahşeti yaşatan bu devletin bir özelliğinden hiç ama hiç bahsedilmiyor, sanki bütün tarihçiler kendi arasında anlaşmış gibi.

    nazi almanyası tamamen bilimselliğe dayanan bir devletti.

    yaşlı başlı antropolog ve tarihçi profesörler her allah'ın günü almanların üstün, yahudilerin ise aşağı ırk olduğuna dair araştırma yapıp makale yayınlıyordu. zencilerin evrim teorisi'ne göre evrimini tamamlayamamış bir ırk olduğuna dair araştırmalara hiç girmiyorum bile.

    toplama kamplarında kullanılan zehirli gazlar, alman kimya mühendislerinin yoğun tempolu çalışmasının ürünüydü. bir konserve kutusu büyüklüğünde kapsül ile 1000'e yakın insanı ucuz ve hızlı şekilde öldürmenin haklı(!) gururunu yaşıyordu mühendisler.

    alman tıp akademisyenleri, ekonomi bakanlığı ile yaptığı ortak çalıştayda zihinsel engellilerin üremesinin hem toplum sağlığına hem de ekonomisine olumsuz etki ettiğini tespit ederek zihinsel engellilerin kısırlaştırılmasına dair program hazırlayıp uygulamıştı.

    alman doktorları, 6 aylık bebekten 80 yaşındaki ihtiyara kadar binlerce masum sivilin üzerinde hiç çekinmeden öldürücü deneyler yapıyor ve kaydettikleri bilimsel gelişmeleri duyurmak için birbirleriyle yarışıyorlardı.

    alman elektronik mühendisleri, uzaya radyo dalgası göndererek uzaylılarla ilk tanışma şerefine erişecek millet olmanın gururunu yaşıyordu. fakat radyodaki hitler'in nefret ve hakaret dolu konuşmalarını, bu konuşmayı dinleyecek uzaylıların olası tepkisini önemsedikleri yoktu.

    bilime, tarihe, sanata fazlasıyla odaklanan bu toplum sadece bir şeyi unutmuştu; insanlık.
  • sanırım sözlükte bu husustan çok bahsedilmediği için, bu başlıkta konuyu biraz açmak istiyorum. nazi almanyası, zamanında dünyanın en büyük anti-tütün hareketine sahip dönemdir. temeline bakıldığında, ari ırk gibi sapkın bir düşünceyi içeriyor olsa da, bu felaket dönem için konuşulacak belki de tek olumlu şeydir.

    aslında her şey, gençliğinde adolf hitler'in son sigara paketini, tuna nehrine fırlattığı güne kadar uzanmaktadır. sigara içmek onun için dolayısıyla almanlar için kötüydü. tütün aslında onun için, dünya'dan tümüyle silmeye çalıştığı ilk şeylerden biriydi. hatta, hitler'in sigara içme nefreti kendi standartına göre bile olağanüstüydü. savaşın son günlerinde führer ile çatıyı paylaşan sevgilisi eva braun, joseph goebbels ve diğer talihsiz bağımlılar, gizli gizli sigara içmek için berlin'in yanan kalıntılarına içine saklanıyorlardı. braun, bu sigara sırrını, şeker çiğneyerek örtbas etmeye çalışıyordu.

    nazi almanyası, 1930'larda ve 1940'ların başında, kamusal alanlarda sigara içilmesini yasaklarken, reklam yasakları ve kadınların tütün içimine getirilen kısıtlamaları da kapsayan dünyanın en güçlü anti-sigara karşıtı hareketine sahipti. o dönemde, nietzsche'nin üst insan (übermensch) kavramını saptırarak, iğrenç bir soykırıma sebebiyet veren nazi almanyası, nikotini "aryan ırkı için zehir" olarak ilan eden milyonlarca afiş bastırmıştır. kadınlara sigara satılmasını kısıtlayan; araba, tren ve binalarda sigara içmeyi yasaklayan önlemler alınmıştır.

    tütün karşıtı kampanya, nazilerin ırksal ve bedensel saflık arayışı zeminine de uygun olduğu için, o dönemde halk sağlığı ile ilgili yapılan başka çalışmalara da motivasyon sağlamıştır. o dönemde nazi doktorları tarafından yapılan araştırmalarda, tütünün akciğer kanseri ile ilişkisi tespit edildikten sonra bu bulgularına göre hareket edilmiştir (racial hygiene: medicine under the nazis. cambridge: harvard university press). 1939'larda bile naziler, 15.000 bilim insanının katıldığı tütün tehlikelerini anlatan bir kongre düzenlemiştir. aynı yıl hermann goering, askerlerin yürüyüşlerde, sokaklarda veya devriyelerde sigara içmelerini yasaklamıştır. doğurganlığa zararlar vermesi nedeniyle, sigaralar kadınlara kolayca satılamıyor, sürücüler direksiyonda sigara içerlerse, ceza ile karşı karşıya kalıyorlardı. kısacası hitler, tütünün kalıcı genetik etkilerine bütünüyle ikna olmuştu.

    2. dünya savaşı'nın sonunda ise, tütün kaçakçılığı yaygınlaştı ve 1949'da yaklaşık 400 milyon amerikan sigarası almanya'ya her ay yasa dışı yollardan girdi. marshall planı’nın bir parçası olarak abd, almanya’ya ücretsiz tütün sevkiyatı için yaklaşık 70 milyon dolar harcadı. almanya'da yıllık sigara tüketimi 1950'de kişi başına 460'dan 1963'te 1,523'e yükselmiştir.

    kaynaklar:

    https://www.pharmaceutical-journal.com/…tpass=false

    https://www.independent.co.uk/…smoking-1120003.html
  • akp türkiyesi'yle uzaktan yakından ilgisinin olmadığı dönemdir.

    -hitler, almanya'nın ekonomisini resmen şahlandırmıştır. 1. dünya savaşının etkisiyle kıtlık çeken halk, birkaç yılda kendi otomobiline (volkswagen) binebilecek duruma gelmişti. tarım üretimleri, başarılı iktisadi politikalar ki halkın refahını dört bir cephede savaşırken sağlamışlardır. savaşmadığı halde kendi kendisine çöken bir sovyetler veya dünyayı sömürerek ekonomisini ayakta tutan ingiltere gibi başarısız değildi.

    -sanayi ve teknoloji üretiminde ciddi bir ilerleme sağlanmıştı. öyle ki bir anda dünyanın en ileri sanayi ve teknoloji ülkesi olmuştu. jet motorları icat edilmiş, ilk roket bulunmuş (uzaya bu teknolojiyle gidiliyor), ilk denizaltılar, dünyanın en büyük gemileri, devasa toplar, tanklar, motorsikletler, uçaklar, arabalar aklınıza gelebilecek bütün bir teknoloji.

    -ayrıca hitler; doktrinleri olan, davranışlarında kararlı, yapacaklarını önceden belirlemiş, planlarını uygulayan bir yöneticidir. bu yüzden genel olarak istikrarlı bir profil çizmiştir, hatta kaybettiğini kabullenmeyerek, son ana kadar planından caymamış, bu da sonunu getirmiştir. düşmanları en başından bellidir, bu yüzden kandırılmamıştır da.
  • o dönemler çok ilgimi çekiyor. üniversitede seçimlik derslerimi tarih almıştım özellikle yakın çağ tarihi ilgimi çok çekiyor.

    hitler almanyası çok enteresan bir dönem kitaplarda ve belgesellerde genelde savaş yöntemlerini ve hitlerin psikolojisini, davranışlarını görüyoruz ancak en son izlediğim hitler's circle of evil hitlerin çevresindeki insanların nasıl bir kafa yapısında olduklarını çok enteresan ve basit yöntemlerle anlatmış.

    açıkçası bazı bölümlerde ağzım açık kaldı. en çok şaşırdığım şeylerden birisi hitler nazi partisidir, nazi partisi almanyadir, hitler almanyadir propagandası. ya da hitlerin gömlek değiştirip meşru siyasete dönmesi. her türlü eylemlerine kılıf uydurma methodu olarak mağdur olmaları. hitlerin çevresindeki insanların almanya’yı hiç umursamaması ve hitleri memnun edip kişisel çıkar sağlamak için yarışmaları. akılla izah edilemeyecek şekilde kötü gidişe dur diyememeleri hatta bir bildiği vardır diyerek hitleri sorgusuz sualsiz desteklemeleri. gestaponun yöntemleri. medyayı tekelleştirmeleri.

    doğrusunu söylemem gerekirse tarihin bu kadar yol gösterici olabileceğini düşünmemiştim.

    insanlar hasta bir adamın hasta politikalarına o kadar çok bağlı ki, nazi almanyasi olmazsa ben nasıl yaşarım? hitler olmazsa benim yaşamam için sebep yok diyerek kendilerini öldürüyor.

    gerçekten ibretlik bir dönem. savaşlardan yorgun düşmüş bir halkın nasıl manipüle edildiğini öğrendikçe daha bir üzülüyorum.
  • iktidara geldiği 1933'ten itibaren "kalıtsal hastalıkları önleme yasası" çıkararak damgalama/etiketleme/ötekileştirmeye dair tarihe sıkı çalımlar atan hitler diyarında.. vakti zamanında -1939/1945 yılları arası- 180 bin psikiyatrik hasta psikiyatristlerin gözetiminde öldürülmüştür.

    bonus edibkz:
    (bkz: nazi toplama kamplarındaki sınıf ayrımı)
    (bkz: nazizmin psikolojisi)
hesabın var mı? giriş yap