• --- spoiler ---

    sarışın bir kurda benziyordu.
    ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
    yürüdü uçurumun başına kadar,
    eğildi, durdu.
    bıraksalar
    ince, uzun bacakları üstünde yaylanarak
    ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak
    kocatepe'den afyon ovası'na atlayacaktı...
    --- spoiler ---
  • türk düşünce ve edebiyatının abide isimlerinden birisidir. ne yazıkki benimsemiş olduğu ideoloji sebebiyle yollarca bunun acısını çekerek vatan hasretiyle sscb'de yaşamını yitirmiştir. ölümünden sonra fikir ve sanat adamı olarak kıymetinin bilinmesi üzücüdür. nazım hikmet bu toplumun gerçekten sesi olmuş istisna aydınlardan biridir. eserlerinin okutulması ve gelecek nesillere aktarılması gerekmektedir. ülkemizde kimsenin benimsemiş olduğu düşünce biçimi yada ideoloji neticesinde yargılanmaması gerektiği umarım anlaşılır.
  • orhan kemal ile nazım hikmet bursa cezaevinden koğuş arkadaşıdır. nazım hikmet herkese ve fikirlerine saygılı olan, hatta düşmanları tarafından bile sevilen biriymiş. mecbur edilmedikçe tartışmaya girmez, hatta çok defa mecbur edilse de tartışmazmış.

    orhan kemal özenerek yazdığı şiirlerini nazım'a gösterir, nazım da "rezalet", "berbat" gibi sözleriyle acımadan eleştirirmiş. hatta bir gün orhan kemal'in yazdığı bir hikayenin başlangıcını okumuş nazım hikmet, "sen şiiri bırak nesire geç" diye akıl vermiş orhan kemal'e. "hikaye yabancı olduğum bir konu" deyince orhan kemal'e "daha iyi, hiç kimsenin tesirine kapılmadan kendinize has şekli bulursunuz" demiş nazım hikmet.

    bu hapishane günlerinden bahçede futbol oynanırmış. ancak başgardiyan zaman zaman futbol topunun bahçe duvarını aşıp geri gelmesiyle "esrar kaçakçılığı" yapıldığı ihtimalini sebep göstererek engel olurmuş. bir gün başgardiyanın gönlü hoş edilip futbol topunu almışlar, maç yapacaklar. nazım hikmet ben de oynarım demiş. orhan kemal'in karşı takımına geçmiş. şiirdeki gibi usta olmadığı için onu kolayca geçer, amiyane tabirle deli ederlermiş. nazım hikmet de kurşuni kasketini ters çevirir, oyuncuların yerlerini değiştirir, takım arkadaşlarına çıkışırmış.

    golü yedikçe deli olurmuş. kıpkırmızı yüz, masmavi göz ve sarı kaşlar. hele çalımı yiyince öyle içerlermiş ki faul kralı kesilirmiş. rakibe elle, kolla, tekmeyle girişirmiş. esaslı tekmeleri orhan kemal'e de nasip olmuş.

    "bir gün esaslı bir tekmesini yemiştim, hani laf aramızda çok nefis bir tekmeydi..."

    kaynak:
    orhan kemal: nazım hikmet'le 3,5 yıl anı kitabı

    son söz:
    futbol asla futbol değildir. futbol bir ölüm kalım meselesi de değildir. ondan çok daha önemlidir.
  • denize dönmek istiyorum!
    mavi aynasında suların:
    boy verip görünmek istiyorum!
    denize dönmek istiyorum!

    gemiler gider aydın ufuklara gemiler gider!
    gergin beyaz yelkenleri doldurmaz keder.
    elbet ömrüm gemilerde bir gün olsun nöbete yeter.
    ve madem ki bir gün ölüm mukadder;
    ben sularda batan bir ışık gibi
    sularda sönmek istiyorum!
    denize dönmek istiyorum!
    denize dönmek istiyorum!
  • “benim bildiğim devrede, yani türkiye sınırlarından sonra uzaklaştığı ana kadar bence, hiçbir zaman komünist olmadı. hatta o zaman komünist partisi de onun adını, azaları arasına kaydetmedi.

    ömrünün son on yedi senesini, vatan toprağındaki cezaevlerinde bıraktıktan sonra, kendi seçtiği yerlerde, kendi kaderini yaşamak için, fakat istemeyerek, mecbur olarak gitti.

    bugün artık o, bu gökkubbe altında değildir ve ölüm çok şeyleri halleder. bizden uzak bir toprakta, bağlandığı toplumun ve sanat dünyasının olağanüstü ilgileri arasında, fakat derin bir nostalji, bir vatan hasreti içinde gözlerini hayata yumdu. son vasiyeti, ücra bir türk köyünün mezarlığında toprağa verilmekti. olmadı.”

    suyu arayan adam - 205. sayfadan alıntıdır.
  • türkçe yazılmış en güzel cümlelerin sahibi.
  • "aklım fikrim sende,
    senin gelişinde,
    seni ne zaman göreceğimde,
    seni nasıl göreceğimde,
    beni görür görmez ne diyeceğinde.."
  • kalemi dokunaklı şairdir.

    bugün okuduğum bir şiirini iliştirmek isterim:

    asla beraber olamayacağız.
    aynı evi, aynı teni paylaşamayacağız.
    aynı masada oturmayacağız.
    hatta aynı şehirde bile oturmayacağız.
    belki bir gün son kez görüşeceğiz,
    ikimiz de bunun son olduğundan habersiz.
    son kez el ele gezeceğiz,
    belki de son kez söyleyeceğiz birbirimizi sevdiğimizi.
    yine beraber planlar yapıp, tutamayacağımız
    son sözleri vereceğiz birbirimize.
    ve elbette yollarımız yine ayrılacak bir gün.
    sonra aramıza şehirler girecek,
    hiç karşılaşmayacağız.
    tesadüfler bile bir araya getiremeyecek.
    sonra da belki birimiz öleceğiz, diğerimiz hiç bilmeyecek.
  • nazım hikmet'in beyrut'ta sanatçı dostlarıyla bulunduğu evde feyruz'la tanışması, feyruz'dan şarkı dinlemesi 20. yüzyılda yaşanmış en büyük buluşmalardan biridir.
hesabın var mı? giriş yap