• zen ile motosiklet bakım sanati - sizi tamamen içine alan düşünsel yolculuğun hiç bitmesini istemeyeceginiz efsane bir kitap; felsefe severler mutlaka okumali.
  • (bkz: tatar çölü)
    (bkz: dino buzzati)
    hayatı sorgulatan bir kitap okumak isteyenlere verilebilecek tavsiyelerdendir.
    öyle boş, geçici heveslere bir ömür harcayıp elde sıfırın kalmasıyla gelen ölüm isteğini bundan daha sade anlatabilen bir kitap okumadım henüz.
  • (bkz: das kapital)

    işçi - işveren kavramlarının aslında bize dayatılan kölelik - efendilik düzeninin devamı olduğunu açıklayan kitap. mangası da çıktı onu da okumanızı tavsiye ederim.
  • jose saramago'nun körlük'ü ilk tavsiyem olabilir.
    okurkan daha önce herhangi bir edebi eserde gözümün dolduğunu hatırlamıyorum. ne anlatmak istediğine kafa yoran bir insanın istese de çok fazla tehlikeli biri olamacağına inandığım bir kitap. dünyaya daha yaşanılır bir hal vermek istersek böyle eserlere dalabiliriz. belki de sonuna kadar içinizi sıkacak moraliniz bozulacak vs. ama okuduğunuza değecektir.

    albert camus'un veba'sı da ikinci tavsiyem olsun. kendinize bir felaket hanına hazır mıyım gibi saçma sapan bir soru sormuş olduğunuzu varsayıyorum. üzerine çevrenizdeki insanların nasıl değişim geçirdiğini ve hayatta kalma dürtüsünün insanlara neler yaptırabileceğini vs.

    sırada nikolay vasilyeviç gogol'den bir delinin hatıra defteri var. söylediklerim arasında en kısa olanı. okur okumaz tazecikken bir de üzerine genco erkal'dan oyununu izlerseniz ömrünüz boyunca unutamazsınız. insanların saplantılarının insanlara neler yapabileceğini bu kadar kısa sürede kimse öğretmez bakın benden söylemesi.

    ukalalık olmasın ama ben de orhan veli kanık bey gibi sağa sola bir şeyler yazmak isteyen biriyimdir. bu isteğim olmasaydı zaten orhan veli de kimmiş benim için nereden tanıyacaktım ki?.. velhasıl son günlerde hoşuma giden bir şey oldu söylemeden edemeyeceğim. doğrudan aklına aşık olduğum ve her gel dediğinde koşulsuz gidebildiğim bir güzel de bana orhan veli kanık'a benziyorsun dedi. gözlerim güldü o an eminim. her neyse bu adamı okuyan biri de kötü kalpli olmaz. bu konuda mütevazı olmaya gerek yok.

    çağın hastalıklarıyla boğuşmuş birbirinize layk atmaktan sıkılmışsanız biraz gerçeklik gözünüzü alsın isterseniz bence dünya klasiklerine deli yürek'in yusuf miroğlu'sunun mekan basması gibi girin efendim. dostoyevski size türkçesini çok sevdiğiniz konuşsa da dinlesem dediğiniz o eski orta yaşlı tanıdığınızı hatırlatacak. biraz daha olsa da okusam diyeceksiniz. pek fark etmeseniz de yaşam öyle para, pul, araba, şan, şöhret değilmiş lan.

    yine üniversite yıllarımda birçok arkadaşım tarafından benzetildiğim bir yazar daha var ki yine benim nazarımda kraldır kendisi. herkes biraz başlayıp bir hevesten sonra yarım bırakıyor ya geberiyorum. oğuz atay'ı anlayın arkadaşlar. kimse bizi umursamıyor ama bir şey konuşuyoruz şurada. özellikle bilge'ye yazdığı mektubu ben de başkasına yazdım. aynı kelimelerdendi evet. biz hayata böyle bakıyoruz. siz hiç soru sormaz mısınız? peki sormayın!
  • ayşe kulun tolstol dostoyevski yazı dili akıcı ve anlaşılır olan yazarlar.
  • kaçkarlardan berlin'e
    ali uzun
  • neredeyse yirmi dakikadır, şuraya tavsiye edebilecek tek bir kitap seçemedim. cennetin doğusu*, gazap üzümleri?, martin eden?, çanlar kimin için çalıyor ?... tavsiyem, şu üç yazar alışveriş listesi bile yazmış olsa okunur: john steinbeck, jack london, ernest hemingway.

    üslupları sağlam, sürükleyici. hayata dair, insana dair, iyilik ve kötülüğe dair çok yerinde ve güzel tespitler var. olayları anlatıp heves kaçırmayayım. arka planda mutlaka yazıldığı dönemin siyasal çalkantıları, toplumsal olayları var. (büyük buhran, abd'nin komünizm paranoyası, ispanyol iç savaşı gbi )
  • (bkz: sen kimsin) gerçekler,kanıtlar,yakın geçmiş
  • huzursuzluğun kitabı- fernando pessoa.

    hepimiz acılar çeken kendi girdaplarında boğulan aynı zamanda her yeni günde tekrar yeşeren insanlarız. var ya bir şiiirde. acılar da geçer. nerde geçen yılki kar? nerde gözyaşlarım? pessoa tam olarak ruhumuza dokunuyor. tam olarak.

    günübirlik hayatlar- yalom

    burdaki psikoterapiler hayata bakış açımı etkiledi.insanalrı anlamamda çok yardımcı oldu. aynı zamanda inanılmaz keyifli bir kitap. üçüncü bir şahıs gibi içinde hissediyorsunuz. kitabı hatırladığımda kendimi kırmızı kadife bir pskiyatr sandalysine yerleşirken canlandırıyorum zihnimde. sanki daha önce bulunmuş gibi.

    yalnızgezerin düşleri- j.j. rousso

    sen koskoca fransız düşünür, koskoca rönesans başlatıcısı.. gel benim gibi yalnızlık bunalımları geçir. resmen kendimizi farklı görürken hepimizin aynı olduğunu belirtiyor..

    kinyas ve kayra.

    bir doğum bir ölüm hikayesi. hayata nasıl baktığımıza dair inanılmaz bir kitap. ne olmak istediğimize ne olduğunuza ve ne olacağımıza dair.
  • (bkz: barış bıçakçı)
    (bkz: sinek ısırıklarının müellifi)

    barış bıçakçı'nın bütün kitapları okunası. sinek ısırıklarının müellifi ise karakterleriyle en duru, su gibi olanı bence. henüz okurken tanıdık bir hissiyat sarıveriyor. kalkıp reçel yapmak, ot toplamak isterken buluyorsunuz kendinizi. bildiğiniz ama bildiğinizi unuttuğunuz duyguları yeniden anımsatıyor ve kırk yaşınızda, yirminizdeyken yaptığınız çilekli reçelin tadı geliyor.
hesabın var mı? giriş yap