• 103 yillik gecmisinde toplam 34 kadinin alma basarisini gosterdigi oduldur.

    aslinda bu rakami epey etkileyici sayilir zira, ekonomi disinda her dalda nobel kazanan bir kadin mevcut. tabii bu hanimlarin yarisindan fazlasi baris ve edebiyat alanlarinda odul kazanmis da olsalar, kanimca en prestijli odul olan fizik odulu tam iki kere bir kadin tarafindan kazanilmis.

    bu hanimlarin oncusu, beklendik sekilde herkesin bildigi marie curiedir. organizasyonun sadece ucuncu yilinda (1903) henri becquerel abimizle beraber, radyasyon alanindaki calismalarindan oturu odulunu kazanmayi bilmis*. madam curie bununla da kalmamis, bir de 1911 yilinda radyum elementi hakkinda yaptigi calismalardan oturu nobel kimya odulunu de kazanmis.

    simdi efendim niye matematik dalinda nobel odulu yok? karisinin onu bir matematikciyle aldatmis olmasi dedikodusu kulliyen yalandir, zira alfred nobel efendi hic evlenmemistir. sophie hess adinda bir sevgilisi olmustur ama o hanimin da nobeli bir matematikci yuzunden reddetmis olmasi hakkinda en ufak bir tarihsel kanit yok, sadece hos bir hikaye.

    bu konuda en akla yatkin ihtimal, bir mucit olan ve son derece pratik bir adam olarak bilinen nobelin, matematik bilimini cok teorik bulmasi ve insanlara direk yarar saglayacak bir bilim olacagina inanmamis olmasidir. hatta onun zamaninda iskandinavyada epey prestijli bir matematik odulu de mevcutmus zaten, belki bu da yardimci bir sebep olmustur. elbette ondan sonra gelenler, matematigin onemini kesin olarak kavramis olsalar da, nobel'in anisina saygidan olsa gerek, bu gelenegi bozmamislar. onun yerine, yaklasik 20 sene sonra fields medali ortaya cikarmislar. (nobelin aksine 4 senede bir veriliyor ama hep birden fazla kisiye. hatirladigim kadariyla uzerinde arsimetin resmi ve "kendini as ve dunyayi kavra" yazisi var*)

    bir guzel gelenek de, son 80 senedir odulun stockholmun guzel konser salonunda verilmesi. hatta bizzat isvec kralinin elinden aliyorsunuz. yani adam kara deliklerle, zamanda yolculukla ugrasirken ertesi gun bir de bakiyor, monarsinin ortasina dusmus, karsisinda etten kemikten bir kral. sicak kumlardan serin sulara atlamak gibi bir his olsa gerek.
  • http://video.google.com/…?docid=6586235597476141009

    24:20'den 27. dakikaya kadar olan kisma bir bakin. aslinda hepsini izleyin de ozellikle bu kismi odullerle, unvanlarla ilgili.

    "i dont like honors, i am appreciative of the work that i did and i notice other physicists use my work, i dont need anything else, i dont think there's any sense to anything else. i dont think that it makes any point, that someone in the swedish academy thinks that this work is noble enough to receive a prize. i have already got the prize, the prize is the pleasure of finding things out, the kick in the discovery, the observation that others use it. those are the real things, the honors are unreal" (bkz: richard feynman)

    rahmetli cok sahane adam yahu, ne zaman okuyup izlesem duygulandiriyor samimiyeti; hafif tirlak da zaten, sahane iste.
  • kazananların 1,3 milyon abd dolarına hak kazandığı ödül.
    (bkz: trilyoner olmak için nobel e kasmak)
  • baris ödülü töreni norvec'te, diger ödüllerin (fizik, kimya, ekonomi, edebiyat, tip) töreni isvec'te duzenlenir**.
  • nobelin karisi onu bir matematikci ile aldattigi icin matematige nobel odulu konmadigi rivayet edilir
  • "nobel, kişinin mezarına bilet kesmektir. o'nu aldıktan sonra kimse bir şey üretememiştir."
    (bkz: t.s. eliot)

    edit: imla
  • isim babası olan kimyageri dinamiti bulduğu için suçlamanın saçma olduğu ödül. zira alfred nobel'i dinamiti buldu diye insanların katliyle itham etmek lidya'lıları parayı buldukları için ayıplamaya benzer. dinamit sayesinde ulaşım ve taşımacılık gelişmiş, bu sayede milyonlarca insanın hayatı kurtulmuştur aynı zamanda. hangi icadın ne amaçla kullanılacağı belli olmaz ve suçlu olan mucitlerden çok uygulayıcılardır çoğu zaman. elektrikle işkence yapılan adamdan ötürü edison'u suçlamak gibi ben yapmadım miki yaptıcılıklarla insanlık olarak kendi ayıplarımızı örtemeyiz malesef.
  • "nobel ödülü kazanmak, oscar almak, insan yaşamındaki talihsiz serüvenlerdendir. mona lisa gibi bir klişe olup çıkarsınız. büyük bir yangını söndüren büyük bir kahramana 'itfaiye memuru' sanının verildiği andır bu."

    umberto eco
  • merdivenleri üçer beşer çıkıp, hocanın odasına yönelmek üzereyken panoda asılı bir afiş gözüme çarptı.
    okulda yine, aman etkinlik olsun diye (bkz: ne idüğü belirsiz) bir konferans yapılacaktı. hani bu tip şeyler arada bir asosyal okulumuzda yapılmaz değildi.
    afişte şunlar yazıyordu: ......“edebiyat alanı dışında neden nobel ödülü alamıyoruz”......
    okudum ve ne tepki vereceğimi bilemedim. (????!!!hahahahah)
    ağlasan mı gülsen mi. bu konferansı verecek şahıs sanırım bütün edebiyat nobel ödüllerini topladığımızı sanıyordu. yahu bire adam: daha çok değil ya orhan pamuk bu ödülü alan ilk ve tek (şimdiye kadar) türkiye vatandaşı insan, onu da 12 ekim 2006'da aldı. daha bi dur.
    neyse nobel ödülünü bir türkiyeli de gördü ya adamcağız dert edinmiş kendine.
    yapmayın etmeyin...
  • http://www.nobel.se/
    adresinden kim kazanmış falan filan gayet güzel bakılabilinir.
hesabın var mı? giriş yap