• sana söyleyecek bir çift sözüm var:
    - içinde hala kelimeler yoluyla canlanmak isteyen bir hayatın olması garip.
    - hayatta çürümeyen bir taraf var.
  • (bkz: #4906027) hem demi bol olsun (ki yazsın) hem şifası bol olsun (ki yaşasın).. nice yıllara! insan böyle bir günde şu satırları, buğusu kalan günleri hatırlamalı:

    "-herkes giremez
    yal-nız-ca-ka-çık-lar-için"
  • nuri bey, geçen gün güney yarımkürede karşılaştığınız adammış galiba efendiciğim, hıı? hayır evlât, ben tam sinüs eğrisi çizerken, yanımızdan güney yarımküre geçti de, nuri bey onun iki kişi olduğunda ısrar etti; aa deli mi ayol bu nuri bey, efendiciğim; bilemiyorum evlât, hele bir çikolata yiyişini görsen, sanki odun oturtma yiyor be adam; nasıl yani anlamadım efendiciğim; sen zaten enikonu üşüttün evlâdım, senin için cinlere uğramış bile diyorlar, kendine dikkat et, gerçi bir tek ben ağlarım senin içün ama o da yeter a; efendiciğim ya nuri beyin kırmızı kaşkoluna ne demeli; ben diyorum hadımım, sen diyorsun kaç çocuğun var he evlâdım; kaşkol güreşte bir oyunmuş efendiciğim; ah evlât ah, benim yine gitme lâzımlığım gelmiş belli ki; gitmeyin efendiciğim, hani ağlayacaktınız daha benim çün, nuri bey nuri bey, efendim, nuri bey bakın efendiciğim'le birlik size pet şişe aldık; ee?; ee diyor efendiciğim ne diyeyim; elinin körünü de evlâdım; nuri bey nuri bey; efendim; nasılsınız; zamir gibiyim; alman zamiri gibi mi; ekipler zamiri* gibi; yaa; yaa..
  • uçakların arkasındaki beyaz çizgiyi 'em'en-el bu farikaî âdem için ve bu güzelcin âdem adına; o çizgiyi tekrar tekrar çizerken, hatta konçlu çizmeli tilkinin suretinden silinen adamı tekrar tekrar bulurken bir dakikalık kaygı duruşu bağlanır kuyruğuma, angst nakaratıyla:

    ".. ah şu yalnızlık
    kemik gibi
    ne yanına dönsen batar."
  • * bakışlarıyla portakalı soyan bir estetör;
    * adımlarıyla istanbul'u [ki istanbul'un enn ünlü yayalarından biri olarak söylüyorum bak bunu, dikkat et] narin narin oyan bir ekskavatör;
    * kollarıyla dambılları hacamat eden bir seksatör;
    * kelimeleriyle sessizliği dikte eden bir diktatör;
    dür kendisi. < merhaba genç, ben de pastör.
  • hayatta ulaşmak istediğim son emelime* benden önce ulaşarak gıpta etme sınırlarımı kıskançlığa doğru zorlayan, yine de ilk misafiri olmaktan onur duyduğum iki dünya dostum.
  • edebiyatımızın çekingen ve mütevazi adamı, az söyleyip çok düşünür...
  • bir buçuk sene once
    nuri altuzer guneye, şemsa kuzeye gidecektir. ama kaderin cilvesi pusulalari ve yildizlarin yonlerini sasirtmis, iki yolcu ters yonlere gitmek uzere ayrilmistir. nuri guneye, semsa kuzeye geri donmek uzere atlarini surerler(misiz). ama semsa bir noktada attan inip kaygusuz'un esegine binmek "durumunda kalir". efendim yildizlar meger ramada isimli bu esege de yonunu sasirtmistir. ramada guneye gidecekken kuzeye gider o esnada da semsa'yla karsilasir. *

    bugün
    deneyime açık güzel kadınları çekemeyen nuri kardeşimizi deneyime açık bi şehre gönderdik ki o da açılsın saçılsın deneyime açık güzel kadınların halinden anlasın. ancak yokluğunda şöyle şeyler olmakta...

    arkası yarın
  • gelse de beraber sokak kedileriyle selamlaşsak yoldan geçerken.
  • yazmayı sakın ola bırakayım demesin. bilsin ki, o yazdıkça birileri hayata karşı donanıyor, haklı ya da haksız, bir dayanışma ruhuna bürünüyor. bunlar hakedilmiş olsun olmasın, o bırakmasın. o yazdıkça bir şeyler, birileri değişiyor. bu epey uzaklardan, epey öncelerden beri hissettiğim bir şey. neyse ki ne o yazmayı bıraktı, ne de ben öyle hissetmeyi bıraktım. öyle kalsın.
hesabın var mı? giriş yap