• abd'nın katı bürokratik çalışma koşulları ve işe alma politikaları, doğuda dinci terörü finanse ederek gericiliği desteklemesi, vahşi-kapitalizmin 1 numarası olması, evsiz ve yoksul kendi halkına yönelik baskıcı ve polis terörü içeren emniyet düzeni, parası olan düdüğü çalar misali oligarkların sermayesine dayalı seçim sistemi, ilaç endüstrisini ayakta tutmaya dayalı gayri-insanı sağlık sistemi ve sayamayacağımız pek çok anti-demokratik özelliği varken hala obama sempatik diye demokratik bir ülke olduğuna inananların varlığını gösteren cevap.
  • demokrasi falan değil tamamen toplum önünde konuşma tekniği eğitiminin verdiği reflekstir. bir konuşma sırasında alınan olumsuz tepki daha da büyümesin diye konuşmacıya itiraz edene aynı boks maçlarındaki gibi "sarılınır" ki hareket alanı bırakılmasın daha fazla darbe vuramasın. konuşma sırasında bu gidip adamın ağzını kapamak olmayacağı için ilk olarak adamın dediği şey övülür "katılıyorum" veya "çok haklısın" denir ki adam bir afallasın sakinleşsin. ondan sonra da "neden bunu konuşmanın sonunda tartışmıyoruz?" gibi bir öneriyle adam susturulur yerine oturtulur ve konuşmaya devam edilir. buradaki arkadaş biraz inatçıymış ve obama da topu çok güzel göğsüyle yumuşatıyor. bu konuda muhtemelen saatlerce günlerce eğitim almıştır ki bu kadar doğal bir şekilde hiç telaşlanmadan anında kontrasını yapabiliyor. bir de obamanın mizahi karakteri de işin içine eklenince tam bir pr çalışması oluyor.
    tabi karşılaştırılınca bu da çok güzel bir şey. bizde olsa adamdan zorunlu kan bağışı alırlar. sonra da anasını da alır gider.
  • sanirim kimse olayin ne ile alakali olduguna deginmemis. baskanin sozunu kesen etiyopyali gazeteci ve özgürlükcü aktivist abebe gelaw.

    https://www.youtube.com/watch?v=jjatlehsto4

    abebe: “stand with the people of ethiopia, don’t support tyranny,”

    pres.: “ı agree with you.”

    abebe: “we have tyranny in ethiopia, we love you!”

    pres.: “ı love you back,” (and adds the ending to his speech was kind of screwed up.)

    pres.: “that is okay. and we got free speech in this country,”

    belki yeri zamani degildir ama dedikleri konusunda haksiz olmayan bir abidir belli ki. zaten kötü bir sey de dememis. bizde olsa götünü keserler o ayri konu.
  • çok özür dilerim.
    hakikatten böyle yazmak istemem.
    ama bu kadar doğal şekilde lafa giren kişiyi üzmeden, üstünlük taslamadan konuyu toparlayabilen ve karşıdakine söz hakkı tanıyan(izin veren demiyorum) bir siyasetçiyi görünce ben dayanamıyorum..

    vay mnaa koyim arkadaş ya! vay mna koyim!
    alkışladım lan evde..
    oturup alkışladım..
    kaderimi skiyim..
  • abd: haklısınız, konuşmam bitince oraya gelip sizi dinleyeceğim

    türkiye: konuşmam bitince markette seninle özel olarak konuşacağım
  • bizde olsa muadili bir durum; yaka paça götürülmesi disinda rahat bir hafta orda vurda her lafta olay hatirlatilip lobilere baglanip durulurdu. iktidar da muhalefet de çok ekmeğini yerdi.
  • ayaktakımının ülke yönetimine gelmemesi gerektiğinin yaşayan örneği.
  • şu başlık okuyunca görülüyor ki videoyu izleyip imrenen kadar beğenmeyen ve kötüleyen de var. yazarlardan biri danışıklı dövüş yazmış. ilginç geldi.

    danışıklı dövüş'ün anlamı, ortada bir anlaşma olduğu halde yokmuş gibi davranmak ve insanları kandırmak. yani böyle konuşuyorlar videoda ama, anlaşmışlar. kimi kandırmak için? belli değil. türkiye gibi sivil ve bireysel özgürlüklerle alakası olmayan ülke vatandaşlarına "bak biz çok özgürüz, siz değilsiniz" mesajını vermek için? danışıklı dövüş olduğunu yazan kişinin söylediği bu. özgür olmalarıyla ilgisi yok, öyleymiş gibi davranıyorlar.

    kafalar ilginç.

    obama ile sözünü kesen arasında bir anlaşma olduğu doğrudur. aralarında bir kontrat vardır. o kontrata göre her ikisi de düşüncelerini özgürce ifade edebilirler ve bu özgürlükleri anayasa maddesi ile garanti altındadır. obama konuşurken sözünü kesen kişi bu kontrata güvenerek konuşmaktadır. obama da kontratın taraflarından biridir.

    abd'de de olmuyor mu bu tip bireysel özgürlüklerin kimi zaman kısıtlandığı durumlar? pekala oluyor. ülkenin ve sisteminin vizyonu şudur: abd özgürlükler ülkesidir ve bu vizyonu oluşturan, vizyonlarına sahip çıkan amerikan halkıdır. özgürlüklerin kısıtlandığı durumların artmasını ve normlaştırılmasını hiç istemezler. o yüzden ekranda sözü kesilen başkanları medeni davranır.

    sivil ve bireysel özgürlüklerden haberi olmayan kişilere sorsan tabi danışıklı dövüş. yalandan da olsa şunu biz de görelim demiyor da danışıklı dövüş diyor. bildiğin köle.
  • işte bunlar hep demokrasi ve hoşgörü. buradaki siyasi olgunluğa erişmek için 300 sene falan lazım bize.
  • bu yazıları okumuş birilerinin öyle ya da böyle, yüksek ihtimalle aklına getirdiği "bizim padişaha yapılsa ne tepki verirdi" sorusudur. korumalarca karga tulumba dışarı atılmadan hemen önce terörizm, ana, bacı kelimelerinin kullanıldığı bir cümle olurdu muhtemelen. ve fakat eklemeden geçemeyeceğim, ülkelerde iç savaş çıkarma konusunda uzun yıllardır kalleşçe ve kahpece taktikler düşünüp uygulayan, hiç çekinmeden kan döken bir ülkenin başkanı da kusura bakmayın ama siktirsin gitsin, yerim ben onun demokrasi şovlarını...
hesabın var mı? giriş yap