41751 entry daha
  • astronotlar mars yolculuğunu kış uykusunda geçirebilir mi?

    bazı bilim insanları uzun uzay yolculuklarında astronotların yolculuk boyunca uyutulup hedeflerine ulaştıklarında uyandırılarak, uzun uzay görevlerinin insanlar üzerindeki fiziksel ve psikolojik olumsuz etkilerinin en aza indirilebileceğini düşünüyor.

    avrupa uzay ajansı (esa) araştırmacıları dadle olarak isimlendirilen bir maddeyi kullanarak normalde kış uykusuna yatmayan canlıların yapay olarak kış uykusuna yatmasını sağlamayı hedefliyor. deney fareleri ile yapılan araştırmalarda dadle maddesi verilen hayvanların kalp atım hızları, vücut sıcaklıkları ve beyin aktiviteleri sensörler aracılığıyla takip edilebilecek. bu süreçte astronotların metabolizma hızlarının %75 azaltılması hedefleniyor. kış uykusu sırasında kasların güçsüzleşmesi de önemli bir problem. bu sorunu çözmek için kasları güçlendiren ilaçlar kullanılabileceği düşünülüyor.

    astronotların uzun uzay yolculuklarını kış uykusunda geçirmesinin başka avantajları da var. çünkü normal uzay görevlerinde astronotların zorunlu ihtiyaçlarını karşılayabilecek yaşam alanlarına ihtiyaç var. ancak yolculuğun büyük kısmını bireysel kapsüllerin içinde kış uykusunda geçirecek astronotlar için daha küçük boyutlarda bir uzay modülü yeterli olabilecek.

    bu durum uzay araçlarının boyutlarının ve kütlesinin küçülmesini sağlayabilecek. esa araştırmacıları bu sayede uzay araçlarının kütlesinin üçte bir oranında azaltılabileceğini belirtiyor.

    astronotların yapay bir kış uykusuna sokulması çılgınca bir fikir gibi gelebilir. ancak aslında benzer bir uygulama tıp alanında da kullanılıyor. örneğin ciddi travma geçiren hastalar yapay komaya sokularak metabolizma hızları azaltılıyor. beynin ciddi hasar gördüğü durumlarda ise hastalar aylarca uyutulabiliyor.

    kaynakça

    esa

    esa 2

    nature
  • yine ufkumuzu tam 2 katına çıkaracak bir yazıyla geldim ama baştan söyleyeyim, egosu/kibri yüksek olanlar okumayı burada kesebilir veya yazdıklarımı uygulamayı düşünmüyorsa okumaya devam edebilir aksi takdirde size hitap etmiyor.

    konu tabii ki de "manipülasyon," bazılarınızın "kendince" ustası olduğu şey.

    kısa tutacağım; benim kendi gözlerimle gördüğüm açık ara en iyi ve keskin manipülasyon biçimi o kişiyi sizin beceriksiz, aptal ve unutkan olduğunuza inandırmaktır, yani bütünüyle saf/saftirik olduğunuza inandırmalısınız.

    peki neden?

    çünkü siz "gölge manipülatör" rolünü oynarken karşınızdaki her kim olursa olsun eninde sonunda veya ilk dakikadan sizin bu halinize inanacak ve bütün kartlarını açık oynayacaktır, dolayısıyla kimse saf, aptal, beceriksiz veya pasif birinin neler yapabileceğiyle yada kapasitesiyle asla ilgilenmez.

    peki yazının başına dönersek, neden egosu/kibri yüksek olanlar yazıyı es geçebilir dedim? çünkü bu tipte bir insan böyle bir manipülasyon biçimini asla uygulayamaz, yalandan da olsa hatta çok istediği bir şey uğruna bile olsa dışarıdan pasif veya aptal eleman olarak görünmez, görünemez. istese de yapamaz. kimliği buna müsaade etmez.

    işte tam da bu yüzden bu manipülasyon tekniği en zor tekniklerden biridir. belki de en zoru.

    tehdit ederek, kaba kuvvet uygulayarak, agresif, saldırgan, maço, baskıcı, veya diktatör'müş gibi yaparak birilerini etkiniz altına alabilirsiniz, aynı zamanda duygu sömürüsü yaparak, muhtaçmış gibi davranarak veya göz yaşı dökerek de istediğinizi alabilirsiniz ama tamamen beceriksiz biri olmak, safı oynamak ve aptal olduğunuzu hissettirmek gerçekten çok zor iş, bunu anca çok iyi ustalar veya oyuncular yapabilir, yatkınlık ister, sıradan bir insan bu konunun üzerine çalışmadan yapmaya çalışırsa ya egosuna yenilir ya da kendini ele verir. gerçekten saf, aptal yada beceriksiz birinin de aklı o işlere ermez.

    ben çok manipülatör gördüm, karakterim ve işim gereği çok fazla ego savaşının içinde veya dıştan gözlemcisi olarak bulundum ve dediğim gibi yukarıda bahsettiğim teknik gerçekten manyakların işi.

    dünya bazen sesli bazen ise sessiz bir savaş alanıdır ve bu savaşı gerçekten güçlüler kazanır.

    kalın sağlıcakla.
  • eskiden gemilerde fareleri yok etmek için ingiliz gemilerinde uygulanan bir metod:

    bir tane fareyi canlı olarak yakalayıp boş bir tenekeye koyarlar ve günlerce aç bırakırlar.
    sonra birgün yakaladıkları küçük bir fareyi bu farenin yanına koyarlar.
    günlerce aç kalmış olan fare yeni koyulan fareyi yer. sonra bir daha bir daha derken yamyam bir fare elde ederler.
    bu fare artık iyice de semirmiş ve kuvvetlenmiş olur. sonra bu fareyi geminin içine salarlar, şimdi ortada tebdil kıyafet gezen güçlü kuvvetli bir yamyam fare vardır ve bu fare rahatlıkla diğer farelerin yanına sokulur ve yakaladığını yer. böylece gemi farelerden temizlenir.

    (bkz: kıssadan hisse)
  • insan bazen büyük hayallerini küçük insanlarla ziyan eder.
  • viyana airport'unda australia'ya gitcem diye yanlışlıkla austria'ya gelenler için özel bi bölüm varmış.

    **inanmayın buna. yanlış bilgi. beni trollemişler. ben de sizi trollemişim. sorry. https://apnews.com/…rg-airport-counter-337704614289
  • polonyada yasiyorsaniz ve psikolojik olarak ise gidemeyecek kadar tukendiyseniz bir psikiyatriste gidip professional burnout syndromedan muzdarip oldugunuzu anlatirsaniz bir kereye mahsus en fazla 30 gunluk rapor alabiliyorsunuz ve bu surecte is yerinden herhangi birinin sizi aramasi dahi mobbing suc tanimina giriyor. ayrica 1 ayin sonunda isterseniz bu sureci 5 kere daha tekrarlayabiliyorsunuz. yani totalde 6 aylik surecte psikolojik olarak iyi olmadiginizi bildirip maasinizi almaya devam edebilirsiniz. bu surecte isterseniz yurtdisina dahi cikabilirsiniz, psikolojik rahatsizlik oldugu icin kimsenin sizi sorgulama hakki yok.

    ilk ay maasinizi sirket, geri kalan 5 aylik sureci devlet odemekle yukumludur(maasin %80i odenir). tabi 1 ayi gecen bu izin surecinden sonra calistiginiz yerin sizi psikiyatriste gonderip 'calisabilir' belgesi alma zorunlulugu vardir.

    anlik bu yasanin turkiyede faal oldugunu hayal edip nasil suistimal edilecegini dusunuyorum, kesin her uc kisiden biri mutlaka bunu bir firsat olarak gorurdu.
  • (bkz: bilişsel çelişki)

    yapmamız gerektiğini düşündüğümüz şeyi her zaman yapmayız değil mi?
    bir şeyin doğru olduğunu bildiğimiz hâlde tersini yapmaya nasıl devam ederiz?
    akciğer kanseri ile ilgili konferans veren bir profesör nasıl hâlâ sigara içmeye devam edebiliyor hiç düşündünüz mü?
    her sigara içtiğinde aklına gelen düşünceleri nasıl durduruyor?

    bununla ilgili leon festinger'in geliştirdiği bilişsel çelişki kuramı oldukça ufuk açıcıdır.
    buna göre: insanlar inançları veya bilgileri ile çelişen davranışlar da bulunduklarında veya maruz kaldıklarında (bu sigara içmek gibi bir bağımlılık olabilir hatta sevdiği bir insanın kendisine karşı bir davranışı da olabilir) bu çelişkiyi içsel veya dışsal bir etki ile dengelemeye, tutarlı hâle getirmeye çalışır. örneğin kişi uyuşturucu kullanmanın kötü olduğunu düşünen biri olsun. bu kişi çok sevdiği birinin uyuşturucu kullandığını öğrenirse bilişsel bir çelişki yaşar. bu çelişkiyi çözmek için çeşitli davranışlar veya düşünceler geliştirir. sevdiği kişiyi artık sevmemeye başlayabilir. ya da uyuşturucunun aslında çok da kötü olmadığını düşünebilir. ya da suçu başkalarına da (satıcılara, üreticilere hatta güvenlikten sorumlu siyasetçilere) atabilir.
    böylelikle yaşadığı bilişsel çelişkiyi çözüp tutarlılık sağlar.

    başta verdiğim örnek üzerinden gidelim. bir kişi sigara içmenin zararlarını bilip nasıl sigara içmeye devam edebilir? bu basitçe umursamıyordur olarak yanıtlanamaz. çünkü bilişsel tutarlılığı sağlamak zorunda. tutarlılık için en sık şu düşüncelere başvuruluyor:
    -içiyorum ama çok içmiyorum.
    -sigara çok da zararlı değil.
    -sigaranın zararlı olduğu ile ilgili yeterli kanıt yok.
    -sigara içiyorum ama onun dışında spor da yapıyorum bu sigaranın zararlarını etkisiz hâle getirir.
    bu tarz düşünceler ile tutarlılık sağlanmaya çalışılır. (burada sigara içenlerden geri dönüş istiyorum. siz bilişsel tutarlılığınızı nasıl sağlıyorsunuz)

    verdiğim örnekler konuyu yeterince açıklamıyor olabilir. çünkü bu çok geniş bir konu hayatımızın her alanında etkili. o yüzden bilişsel çelişki başlığını okumanızı şiddetle öneriyorum.
  • (bkz: tavuk göğsü) gerçeğinin harbiden tavukla yapıldığını öğrendiğim zaman kafamda şimşekler çakmıştı .
  • viyana havalimanında avustralya'ya gideceğim diye yanlışlıkla avusturya'ya gidenler için özel bir bölüm varmış

    yazmak yerine

    viyana airport'unda australia'ya gitcem diye yanlışlıkla austria'ya gelenler için özel bi bölüm varmış (#163798028)

    yazmak sizi havalı göstermez.
  • kutup ayıları, dünya'nın en büyük kara etoburlarıdır. fakat şaşırtıcı olan şey, kürklerinin aslında beyaz olmamasıdır!
    kutup ayılarının kürkü saydamdır.
    tüyleri içi boş ve ışığı yansıtır.
    bu yansıma, kutup ayılarının beyaz görünmesini sağlar ve onlara karla kaplı çevrelerinde mükemmel bir kamuflaj sağlar.

    ayrıca, kutup ayılarının derileri siyahtır. siyah renk, güneş ışığını daha iyi emer, bu da ayının sıcak kalmasına yardımcı olur.

    not editi.
    bu bilgi ufkunuzu iki katına çıkarır mı bilmem ama arkadaş ortamlarında satabilirsiniz.
56 entry daha
hesabın var mı? giriş yap