• modern insanın afrika'dan avrupa'ya yayıldığı sırada arap yarımadası'nda uzun bir süre durakladığı keşfedildi.

    avustralya ulusal üniversitesi'nden dr. raymond tobler ve meslektaşları, homo sapiens'in dünya geneline nasıl dağıldığının yeni bir resmini çizdi.

    bilim dünyası, modern insanın 200 bin yıldan daha uzun bir süre önce afrika'da geliştiği ve daha sonra kıtadan dışarıya büyük bir göç dalgası başlatarak, 50 bin yıl önce dünyanın geri kalanına yayıldığı görüşünde.

    ancak ekibe göre yeni çalışma, insanlığın büyük göçünün daha önce bilinmeyen bir aşamasına işaret ediyor.
    modern insanın afrika'dan avrupa'ya yayıldığı sırada arap yarımadası'nda uzun bir süre durakladığı keşfedildi.

    avustralya ulusal üniversitesi'nden dr. raymond tobler ve meslektaşları, homo sapiens'in dünya geneline nasıl dağıldığının yeni bir resmini çizdi.

    bilim dünyası, modern insanın 200 bin yıldan daha uzun bir süre önce afrika'da geliştiği ve daha sonra kıtadan dışarıya büyük bir göç dalgası başlatarak, 50 bin yıl önce dünyanın geri kalanına yayıldığı görüşünde.

    ancak ekibe göre yeni çalışma, insanlığın büyük göçünün daha önce bilinmeyen bir aşamasına işaret ediyor.
  • hipotez ve hipotetik bazında birkaç sinirbilimsel gerçek:

    dünya isimli gezegeni oluşturan kimyasalların ve biyokimyasalların tepkimeleri ile evrimsel süreçleri sonucunda oluşmuş olan nörolojik dokuya ve duyuların algılanmasına elverişli olduğumuz için şu an bize olan bitenler gerçek geliyor. işin (bana göre) ürkütücü kısmı yalnızca doğanın gerçekliğini algılayabildiğimizi sanabilmemiz (?) bile değil, dünya'yı oluşturan etkenler değişseydi belki de beyinden bambaşka bir(den fazla) yapıya sahip olabilirdik ve bize bir şeyler gerçeklikten bile bambaşka gelebilirdi. tabi, hâlâ algı diye bir şeyin oluşacağını varsayabilseydik…

    bizim şu an gelecek olarak algıladığımızı sandığımız şeyler, başka yerdeki birileri için geçmiş olabilir. bu sonuca yine bu beyin ve duyularla ulaştık. başka hiçbir referansımız bulunmamaktadır ve her konuda olduğu gibi bundan da emin değiliz ve hatta emin olmak dediğimiz şey de beynin ürünü…

    yürüttüğümüz hiçbir akıl mutlak bir evrensel gerçekliği simgeleyemez. hatalıdır, yetersizdir ve kesin olamaz. herhangi bir düşünce ve fikir üzerine tartışırken hiçbir zaman net ve kesin bir sonuca ulaşamayız. çünkü her şeyden önce böyle bir beyne sahibiz ve bu beyin hem spesifik hem de sınırlıdır. göz ve dokunma duyularınız olamasaydı bu yeşil elmayı görmeyecektiniz ancak durun bi' doğada renk yok ki:)

    evrenin/doğanın büyük ve küçük olduğunu sadece spesifik olarak bu şekilde ortaya çıkmış beyin ve duyularla algılayabildiğimizi sanıyoruz (?) böyle bir şey olamayabilir…

    varoluşa yönelik olarak geliştirdiğimiz sorgular tamamen formaliteden/yalandan ibarettir. teist, ateist, deist, pan(en)teist, simülasyon vs. gibi şeyleri algılamaya, yaratmaya ve antroposantrizme elverişli olduğumuz için bu “düşün”celerin doğru ve/veya yanlış olduğunu “düşün”meye meyilliyizdir. unutmayın, düşünüyorsunuz. bu, her şeyden önce bir canlı olarak beyninizde kurguladığınız bir öznelliktir, doğada yoktur. bu da savunma mekanizmasıdır. beyin kendini kandırmadan hayattan kalamaz ve evet, beyin hep kendini kandırır. hem de her alanda ve her anlamda…
  • tırnak işareti ve tek tırnak işaretinin kombine kullanımı beni oldukça şaşırtmıştır.

    --- ufku iki katına çıkartan bilgi alert ---

    tırnak işareti kullanılarak yazılması gereken bir cümle içerisinde, tırnak kullanılacak başka bir cümle daha varsa, içerideki cümle için tek tırnak işareti kullanılıyor.

    --- ufku iki katına çıkartan bilgi alert ---

    şimdi şöyle bir örnek verelim.

    bir alıntı verilirken çift tırnak kullanırız.

    x kitabından bir kısmı alıntılayarak yazdığımı varsayalım*

    yani cümlemiz,

    "emily odaya girdikten sonra, corvo bana babalık yaptı! dedi ve devam etti..."

    şeklinde değil,

    "emily odaya girdikten sonra 'corvo bana babalık yaptı!' dedi ve devam etti..."

    şeklinde yazılmalıdır.

    türk dil kurumu kurallarına göre iç içe alıntılarda, içeride kalan alıntı için çift tırnak işareti kullanamıyoruz. onun yerine tek kullanıyoruz ki ayırt edilebilsin.

    okuduğunuz için teşekkürler...
  • eski kilise saatlerinin kadranında ultima forsan yazarmış . "belki de bu son saatin" anlamına gelen bu söz, hiç bitmeyecekmiş gibi görünen zamanın herkes için sonlu olduğunu gösteren latince bir deyiş.

    bazen şimdiki zaman yerine dünleri yaşıyor, kimi zaman ise yaşadığımız anın değerini ancak sonu düşündüğümüzde anlıyoruz. klasik medeniyetin insanları ölümü hatırlayarak yaşıyordu, biz ise unutarak...
  • iyi günler de kötü günler de geçiyormuş.
  • sosyal medyada begeni almak icin yakaladiklari hayvanlarin bogazina, vucuduna ag veya ip benzeri seyler dolayip daha sonra hayvani oradan "kurtariyormus" gibi yapan orrrrrrrospu cocuklarinin varligi...

    birbirinizi iyi taniyin....

    sosyal medyadan sonra artik avuc avuc kevase evladi turedi.
  • patito ispanyolca'da "ördek yavrusu" demekmiş.

    pato da "ördek" demekmiş.

    yıllarca bim'den alıp yediğimiz patito... ben uydurulmuş bir isim sanıyordum.
  • benim turkiye tarihine dair olan ufkumu gercekten iki katina cikaran 2 sey paylasmak istiyorum. ikisi beraber bana bu cografyada siyasetin en az 600 yildir hic degismedigini gosterdi.

    1) karsi tarafi camileri ahir yapmakla suclamak

    biliyorsunuz akp buna bayilir. ben bugun ogrendim ki bu korkutma amacli iftira daha bizans zamaninda bile varmis. buyrun son bizans imparatoru 11. konstantin'in fetih gunu sabahi ayininde sanirim aya sofyada yaptigi konusmadan bir parca:

    "now he is threatening to capture the city of constantin the great, your home, the place to which every christian fugitive turned for aid and the guardian of all greece; and he swears that he will turn the holy shrine of god into horse-stalls. my nobles, my brothers, my sons, the eternal reputation of christendom is in your hands now to defend. "

    ılgili kismin turkcesi
    " [fatih sultan mehmet] tanrinin kutsal tapınaklarini ahir yapmaya yemin etmis. kardeslerim, evlatlarim, hristiyanligin bekasini korumak sizin elinizde"

    allah askina su cumledeki hristiyanlik kelimesini muslumanlik ile ve fatih sultan mehmet'in adini kilicdaroglu ile degistirin ve bana diyin ki bu konusmayi malum kisi yapsa sasiririm.

    konusma icin kaynak: https://youtu.be/_oqjefrxbgk?t=333

    2) bakanlara rusvet olarak patek-philippe saat hediye etmek

    bunu aslinda gecen sene ogrendim. eski ekonomi bakani zafer caglayan'a "hediye" edilen 400 bin euro'luk saati hatirlayanlar vardir. hatirlamayanlar icin ilgili haber burada. iste bu saatin markasi patek philippe'dir. ben gecen yaz isvicre genevre'de bulunan patek-philippe saat tarihi muzesini ziyaret ettim. muzeyi gezerken bir baktim ki vitrinlerden birinde al bayrak suslemeli, turkuaz renkli falan ama cok eski altin saatler var. bir tanesini bu videonun 5. dakikasinda gorebilirsiniz: https://youtu.be/j2zosvoh3_0?t=300

    saatlerin altindaki aciklamada 1700'lu yillarda osmanli sarayini ziyaret eden avrupali is adamlari arasinda vezir ve benzeri hukumet gorevlilerine "hediye" vermek icin patek-phillipe saat yaptirmanin yaygin oldugu yaziyordu. yazana gore bu sekilde islerini cok daha kolay hallettirebiliyorlarmis.

    sayin zafer caglayan'a osmanli geleneklerini hala yasattigi icin tesekkur ediyorum.

    bakalim 2500 yilinda ayni muhabbetler bu cografyada hala devam ediyor olacak mi.
  • seçim sonuçlarının ıslak imzatutanaklarına ysk'nin sitesinden ulaşmak mümkün. tık tık

    istediğiniz sandığın ıslak imzalı tutanağını görebiliyorsunuz.
hesabın var mı? giriş yap