• ''optimist, dünyanın ne kadar kötü bir yer olduğunu bilen kişidir. pesimist ise, bunu hergün yeniden keşfeder.''

    peter ustinov
  • ortamlara atılmak isteyen manipule kişi. (bkz: manipulasyon)
  • yelken sporunun temeli olarak düşündüğümüzde, optimistin ortaya çıkış noktası ilginçtir ;

    ikinci dünya savaşı’nda almanların* zulmünden kurtulabilen çocuklar, savaşın bunalımını taşıyan ve yeni büyüyen nesle* bir nebze mutluluk kaynağı olması amacıyla bir tekne tipi dizayn ederler ve adını da 'optimist' koyarlar..

    bu teknenin adı oradan gelmekle beraber, optimistin dizaynının ise günümüze kadar neredeyse hiç bir değişikliğe uğramadan geldiği de rivayet edilir.
  • her$eyin optimize edilebilecegine inanan, bardagin yarisinin bo$ oldugunun farkinda olmayan ki$i.
  • kotluk değneklerini sevme sanatı
  • (bkz: iyimser)
  • ilkokul 5'teyken sıra arkadaşımın paso balkan şampiyonu olmasıyla beni saran yelken merakı sonucu kullanmaya başladığım yelken türü.
    hatta şöyle de bir anım vardır. yelkene yazıldıktan sonra hemen teorik derslere başladım. apaz,orsa, pupa derken, ilk hafta sonunda hocayla seyirlere başladım. iyi dedik şahane, "şimdi şunu yap, rüzgar böyleyken böyle yapacaksın, hal böyleyken bu da şöyle olacak " diye bir iki gün takıldık hocayla. sonra tek çıkmaya başladık. herkes orsa'da mal gibi alabora olurken, bendeniz tam düşeyazma anında makarayı koyverme ve sonra yelkenliyi tekrar toparlama yoluyla hiç alabora olmamayı bir şekilde başarıyor, bu çakallığımla gruptakilerin nefretini kazansam da halimden memnun hiç ıslanmadan takılıp gidiyordum. ta ki aslında o kadar da çakal olmadığımı anlayana kadar.
    yelken işine adım atalı yaklaşık iki hafta olmuştu. günlerden bir gün çok sağlam rüzgar var. lan dedim gideyim, hoca teorik yapar belki, olmadı denize gireriz diyerek kulübe gittim. dinçer hoca tek çıkacaksın sen dedikten sonra ne kadar yalvardıysam da adamı kararından caydırmayı başaramadım. neyse dedim, bir tur laser kullanmama izin verir belki gözüne girersem diyip tamam dedim. rotayı anlattı, tamam hallederiz ayağı yaptım ama çok pis tırsıyorum. nasıl olsa koyverme taktiğim var bi şey olmaz bana diye kendimi avutarak başladım pupa gidiyorum. sonra bi bakmışım hareket halindeki baya büyük bir gemiye doğru yaklaşıyorum. bir yandan "kim koydu lan bu gemiyi buraya" derken (bkz: sinop doğal limanı), neyse ilerden döneriz dedim ama rüzgar acayip, kökledikçe köklüyor yelkene, gemiyle aramdaki mesafe hızla kapanıyor. sonra birden “nooluyoruz lan” diye paniklemeye başladım ve o panikte öğrendiğim herşeyi unuttum. allahtan, geminin baya bi dibine yaklaştığımda hocam dinçer abi tekneyle küfrede küfrede geldi ve "şunu yap bunu yap, onu niye öyle yaparsın salak" tarzı en içten, en samimi direktifleriyle kurtardı beni. işte bu anı da hayatımın en büyük salaklığına imza atışım ve optimist'in yaşamımdaki yeri ve önemidir.
  • iyimser dememek icin kic yirtmak.
  • optimist latince en iyi anlamına gelen optimum kelimesinden türemiş iyimser anlamına gelen bir kelimedir.

    optimist bireyler kötü şeylerden ziyade iyi şeylerin olacağına dair kararlı bir inanca sahiptir.

    optimist felsefede bu dünyanın mümkün olan en iyi dünya olduğuna, iyiliğin nihayetinde kötülüğe üstün geleceğine inanılır.

    optimist olmak öğrenilebilen kişisel bir özelliktir. optimizm kavramının bu bağlamda bilişsel olduğu düşünülür.

    optimist insanlar için en çok kullanılan metafor bardağın dolu tarafını görmektir.

    optimist olmak fiziksel sağlımızı korumamıza katkı sağlar. psikolojik hastalıklara yakanlanma riskini azaltır.

    optimist bireyler yaşadıkları talihsizlikleri geçici gördüklerini ve kısıtlı sonuçlar doğuracağını düşünürler.

    pozitif psikoloji akımının kurucusu olan martin seligman’a göre bireyin başarısını üç şey belirler: yetenek, motivasyon, optimist olmak.

    seligman yaptığı çalışmalarda optimistlerin okul ve iş hayatında daha başarılı olduklarını iddia eder. hatta daha da ileri giderek optimist olmanın öğrencilerin başarısını zeka seviyelerinden daha çok etkilediğini öne sürer.
hesabın var mı? giriş yap