• "bir efsaneydi efsaneydi kavimlerce göçüyor olmak
    aral gölünden çıkıp maveraünnehire dokunmak
    derebeylik üstüne, derebeylik yıkmak
    bir efsaneydi kavimlerce göçüyor olmak..."
  • (bkz: turk/#2186921)
  • göçle ilgili yapılmış yüzlerce karikatürü çizen çizerleri korkutan haber
  • sadece 2007 yılı itibariyle genler arasındaki mesafeye bakarak varılamayacak bir sonuçtur, sonuçta yüzde 10 nüfusa sahip göçebe bir topluluğun gelip de yerleşik bir topluluğa dilini, gerek şaman gerek islami inançlarını, günlük yaşayışını, tamamı orta asya motiflerine dayanan köroğlu'yu, yunus'u, nasreddin hoca'yı, keloğlanı kabul ettirmesi çok mantıklı görünmemektedir, türkler muhtemelen 13. yüzyıl itibariyle anadolu nüfusunun yarısını oluşturuyordu, tarihin akışıyla birlikte dengeler de değişmiştir haliyle, nüfus dengelerini doğrudan etkileyecek bir kaç olaydan bahsetmek gerekirse:

    -yavuz ve kanuni'nin yaptığı alevi türkmen katliamları, gerek öldürerek gerek iran'a göçe zorlayarak anadolu'daki türkmen yüzdesini önemli ölçüde azalttı, dahası doğu anadolu'da inisiyatifin türk olmayan ama sünni olduğu için güvenilir bulunan başka toplulukların eline geçmesini sağladı

    -savaşlarda türkmen hep ön saflara sürüldü, peygamber milleti olarak abartılı saygı gösterilen arapların bir kısmı 20. yüzyıla kadar askerlik bile yapmazken 16sindaki türkmen çocukları sürekli cephelerde koşturdu

    -19. yüzyılda yaşanan balkan ve kafkas göçleri de genetik hesapları oldukça karıştırmıştır, 10-15 milyonluk bir anadolu nüfusuna 1830-1920 arasında 6-7 milyon eklenmiştir, bu rakam hiç de az değildir, tabi bu noktada kim turani kim değil bunun hesabını tutmak zor

    bir kaç sebep daha yazmak mümkün de, şimdi sözlük kurallarını çiğnememek lazım...

    sonuç olarak, sadece eldeki bir iki genetik mesafe metrigine bakip 1000 yil oncesindeki nüfus hareketleri konusunda yorum yapmak pek de bilimsel metodla örtüşmüyor
  • türkiye'nin şehirlerini dolaşırsanız, dna araştırması yaptırtabilecek yabancı dil bilgisine ve bu fantazi a8raştırmaya yatıracak en az 100 dolara sahip insanları düşünürseniz, kolayca varılabilecek bir kanıdır bu zaten.

    ancak bu iddiada açık kalan bir nokta var.
    araştırmaların sağlıklı olması, doğru bir örneklemeye dayanmasına bağlıdır.
    açıklamayı yapan bilim adamı, türk genlerini takip ederek bu sonuca varmış.
    dünyada gen araştırması yaptırmanın bir kaç yolu var.
    bu araştırmalar yurtdışıyla bağlantı kurup (yabancı dilde yazışarak),
    en az 100 dolar verip yapılabiliyor.
    türklerin gen havuzu bu şekilde oluşuyor, abi de bunları takip ediyor.
    yani türkiye'de kökenini merak edip de, parasını basıp, gavur bilim adamıyla yazışıp
    dna örneğini postayla ingiltere'ye yollayan türklerin genlerinden oluşan bir havuzdan bahsediyoruz.

    bu yüzden bu örneklemenin çok doğru bir örnekleme olduğuna inanmıyorum ben açıkçası.
    bu nedenle bu eksik gen havuzuna bakıp da, anadolu'da yaşayan türklerin orta asya bağlantısı %10-%15'tir gibi bir çıkarımda bulunmak doğru gelmiyor bana.

    zira türkiye toplumuna baktığınızda, bugün yabancı dil bilip, dna'dan, genden menden haberi olan ve böyle bir lükse ayıracak en az 100 doları olan, ingiltere'deki bilim adamlarıyla yazışabilecek ve kendi dna örneğini alıp gönderebilecek insanlar, belli bir gelir düzeyi üzerinde ve kentsoylu insanlardır.

    türklerin anadolu'daki tarihine baktığınız zaman görünen de zaten budur. orta asya'dan gelen türklerin pek azı yerleşik hayata geçip kentlileşmiştir.
    çoğu ise yoğun olarak neredeyse 17. yüzyıllara kadar göçebe kalmış (hala bile var çok az da olsa), sonrasında da şehirlere değil, anadolu'nun ücra köşelerinde yerleşmişlerdir.

    sadece bu bağlamda bile denebilir ki, türkiye'de bu gen havuzuna örnek oluşturan insanlar, zaten kent soylu, göçebe türk geleneğinden gelmeyen, anadolu'nun eski halklarındandır.
    bu çok da normaldir.

    oysa orta asya türk tipi diyebileceğimiz insanlar kentsoylu olmak bir yana, anadolu'nun en ücra köşelerinde adeta saklanarak yaşamıştır tarih boyunca. zira osmanlı 1500lü yıllardan sonra kızılbaş/alevi/bektaşilere karşı adeta bir cadı avı başlatmıştır.

    tüm osmanlı coğrafyasında, doğal olarak da bugünkü türkiye'de genleri karışmadan orta asya türklüğüne en yakın kalabilmiş topluluk türkmen alevi topluluğudur. zira alevilikte türk olmayanlarla evlenmek pek hoş görülmezdi. bugün bile hala aleviler kendilerini karışmamış/saf olarak görür, osman gazi'den sonraki osmanlıları bile türklükten sapmış kabul eder, sırf yabancı kadınlarla evlendikleri için!

    sonuç olarak bakıldığında orta asya'dan gelmiş, tarih boyunca içine kapanık yaşamış ve etnik olarak karışmamış türkmen toplulukları, bugün de eskiden olduğu gibi, kentlerden çok köylerde yaşamaktadır. gelir düzeyleri genel şehirli karışmış türklere göre daha düşüktür. hepsinin ötesinde türklüklerinden şüphe etmedikleri için böyle bir araştırma yaptırmaya ihtiyaç bile duymazlar sanırım.

    açıkçası ben, "aha türk gördüm!" dediğim yerleri düşünüyorum da, teke yarımadasındaki yörük köyleri geliyor aklıma, torosların zirvelerine yakın dolaşan çobanlara rastladığımı hatırlılıyorum, baya bi orta asya türk karakteristik izlerini taşıyorlardı, ya da tahtacı köyleri geliyor aklıma, alevi soylu, köy kökenli insanlar bana bu türk tiepi imajını vermiştir hep.
    bu insanlaırn hiç birini de gidip böyle bir gen araştırması yaptırdığını ve bu havuza dahil olduğunu sanmıyorum.

    sonuç olarak kişisel kanım odur ki, bu iddia edilen %10-15 oranı düşük bir orandır. ancak genel olarak da kabul etmek gerekir ki türkiye'de yaşayan türklerin orta asya türkleri ile ortak genetik özellik taşıma oranı ne olursa olsun, doğru bir örnekleme bile sağlansa çok yüksek de çıkmayacaktır.
    türkiye türklerinin genetik olarak orta asya türklerinden çok akdeniz-orta doğu halkları ile benzerlik taşıyacağı kesinlikle doğrudur. ama sanırım bu %10-15 oranı biraz daha yüksek çıkacaktır.

    ha bu arada şunu da belirtmekte fayda var: konu ister istemez bu olunca saf ırk, öz türklük falan gibi tabirler geçiyor yazımda. yoksa hayatta işim olmaz hani. zaten en öz türk olan aleviler bile türklüğe değil insanlığa bakar.
    ilginç olan, asıl karışmış olanların ırksal ve dinsel faşistliğin kralını yapıyor olmaları. belki de kendilerini bilmezliklerinden ya da geçmişlerine güvenememezlikten kaynaklanıyordur, kim bilir...

    yoksa ayrımcılık, birini diğerinden üstün tutma falan olmaz bizde. aman diyim, yannış anlaşılmaya...
  • sansasyonel bir haber başlığı ancak refere ettiği araştırmalar hakkında detay verilmemiş olması akla bazı soruları getiriyor. genetik bilimine yabancıyım ama özellikle gen ağacı yoluyla antropolojik çıkarımlar yapma konusunda genetikçilerin bile kendi aralarında fikir birliği olduğunu söylemek güç. en azından kullanılabilecek birden fazla yöntem var, çeşitli istatistiksel modeller var, örneklem kümelerinin belirlenmesi var. orta asyadan anadoluya göçlerin frekanslarının ve hacimlerinin tam bilinmemesinden dolayı karşılaştırma yapma güçlüğü var. zaten bu konudaki diğer araştırmalara bakıldığında %10-%15 orta asya kökenlilik hususunda fikir birliği olmadığı görülecektir.

    yani bugün hayatta olan orta asya türkmenleri ile anadolu türkleri arasında karşılaştırma yapmak sağlıklı bir sonuç vermeyecektir çünkü orta asyanın demografik yapısı da moğol istilaları ile son bin yıl içerisinde çok değişmiştir; bu sebeple bin yıl önce yaşayan oğuz türklerinin gen yapısının ne olduğunu belirlemek mümkün değildir. ancak şu anki anadolu nüfusunun asya kökenli genlerinin oranı bulunabilir (ki %10 ile %30 arasında olduğu söyleniyor) ancak bunun ne kadarının orta asyadan türk göçleri yoluyla geldiği de muammadır, (bir kısmı daha önce başka kanallarla gelmiş olabilir) yani kısacası bu pilav daha çok su kaldırır.

    ilgilenenler için bu konudaki iki farklı araştırmanın linkini vereyim:
    "various estimates exist of the proportion of gene flow associated with the arrival of central asian turkic speaking people to anatolia. one study based on analyses of six str loci in 88 y-chromosomes from turkey suggested only a 10% contribution (rolf et al. 1999). another study suggests roughly 30% based upon mtdna control region sequences and one binary and six str y-chromosome loci analyzed in 118 turkish samples (di benedetto et al. 2001). while it is likely that gene flow between central asia and anatolia has occurred repeatedly throughout prehistory, uncertainties regarding source populations and the number of such episodes between central asia and europe confound any assessment of the contribution of the 11th century ad oghuz nomads responsible for the turkic language replacement"

    excavating y-chromosome haplotype strata in anatolia, cengiz cinnioglu et al.
    http://hpgl.stanford.edu/…hg_2004_v114_p127-148.pdf

    "an instantaneous input of asian alleles, accounting for 30% of the current gene pool, means that the
    11th century invasion entailed a massive movement of people, females as well as males. this is in contrast with historical reconstructions, referring to the oghuz as an army or a tribe, and not as a large immigrating wave (roux, 1984; endress, 1988). genetic data cannot tell us whether the historical sources are reliable. but if most asian alleles in the current anatolian gene pool arrived in the 11th century ad, the oghuz invasion had a much greater demographic impact than is commonly believed by historians."

    dna diversity and population admixture in anatolia, di benedetto et al.
    http://web.unife.it/…/giorgio/pdffiles/ajpa2001.pdf
hesabın var mı? giriş yap