• fularli gok yeleli bozkurt.
  • şahsi görüşüm sözlüğün en uzun en anlaşılmaz yazan yazarı. hiç bir entry'sini sonuna kadar okuyamadım. çok merak ediyorum bazılarını. filmi çıksın izleyeceğim.
  • izledik pistiyi en sonunda. yahu kardesim, adam efendi gibi cikip konusmus, esprisini de yapmis, ici dolu seyler soylemis, komple muamele iste, emildiniz gomuldunuz, daha ne istersiniz?

    hayir, burada herkese sorsan, yazarlarin tek tek gorusleri oldugunu, eksi sozluk diye bir tuzel kisilik olmadigini anlatir. ote yandan otisabi cikinca da onun uzerinden kendi basarisini/basarisizligini gorur, adamin eksi sozlugu temsilen degil de birey olarak ciktigi icin bize karsi bir sorumlulugu olmadigini kabul edemez. otisabi canli yayina cikinca sana karsi odevleri mi var ikiniz de sozluk yazarisiniz diye,senin yuce kisligini temsilen mi cikiyor, ortak bir davanizi mi savunuyor?

    olaya boyle bakinca tabii deniyor ki bunun yerine aziz kedi ciksin. ya aziz kedi otisten daha zeki de, daha yakisikli de, daha bilmemne de, eyvallah, elestirini yap, begeninde serbestsin. ama "o ciksin temsilen" zihniyetine girme gozunu seveyim. neyiz biz, hukumetle zam gorusmesi icin temsilci secen isci sendikasi miyiz? oldu olacak her sozlukcu besyuz bin versin, profesyonel konusmaci getirelim. boyle bir monolitik guruhuz ya, belli amaclarimiz var, iyi anlatsinlar onu orada, yoksa immanuel tolstoyevski'nin hayati zindan oluyor burada.

    oh ne ala ulan, otis'in espri ortalamasi 150 iqnun altina dusmesin, her ortayi gogsunde yumusatip vole caksin istisnasiz ki anan baban arkadasin dalga gecmesin senle ertesi gun. hatta boyle acayip frp karakterleriyle programa ciktigi dusunulurse, voleyi cakacagi ortayi da kendi yapsin, pasa gonlumuz onun uzerinden birseyler basarmis olma mutluluguna erissin diye. muz orta yapsin yapmisken, ajdar anikin cikita muzunu, nanesini alip size bos hayatinizda 1 aylik muhabbet malzemesi saglayacak kadar saklabanlik yapsin, bu cunku adamin yukumlulugu. ama ajdar anik objesi "sozluk aptalca yaziyor" dediginde "sozluk ben degilim" tepkisini veriyorsun, cunku koyun olmak hosuna gitmiyor. yerilirken kendini farklilastiriyorsun, ovunmek icinse koyun kiligina giriyorsun bedavadan pay kapmak icin, coban senin havadan calmazsa da sikayet ediyorsun ustune. super olay.

    tabii bu psikoloji, gozlem kabiliyetini de etkiliyor. baslarda elli tane tutuk entrysi okuyunca sandim ki herifin agzina tiktilar laflari, bu da saatlerce sacmaladi, arkadasim oldugu icin de uzuldum. yav yok, gayet duzgun hersey, otururken 3 saniyeligine deniz akkayaya kitlenmis, sonra normale donmus. ben mi farkli sey izlemisim nedir.

    context demis, prank demis. gel sen abd'de alti sene yasa, geri dondugunde onun yarisi kadar konusabilirsen madalya takarim sana. ben yazarken turkcesini bulamiyorum ya, adam orada ajdar anikin aurasinda erimeden, radyoaktif bozuntuya ugramadan cumle kurabiliyor. "konusamiyorsa cikmasin" demeye de hakkin yok iste, senin padisah tugranla oraya cikmadigi icin.

    ote yandan ayar ayar ayar diye bakinanlar da ayri bir alem. boyle gozumde canlaniyor, agzinda salyasiyla ekrana bakan psikopat gibi tipler, manasiz bir ayar sekansi beklentisi var. yani birinin zekice laflarini duyup eglenme istegi degil de, onun laf sokmasiyla rahatlama kosullanmasi. yani bildigin elin sikiyle gerdege girmek, ama pavlov kopeklisinden. sonra ayarin a'sini gorunce de gaza gelip daha salyasi haliya dusmeden buralari da aydinlatma motivasyonu...sozlukten canli ayar analizi okuyorum. darisi imf raporlarinin, bm oturumlarinin basina. ne sigmis kardesim senin hayatin, ne rezil bir gozlem kabiliyetin varmis, ne bencilmissin.

    hayir bunlari yaziyorsun sonra ukala oluyorsun, burnundan soluyan sinirli yaban domuzu imaji ciziyorsun. otisin nur yuzu de yok ki bizde.
  • kendisini bir kere gördüm, o görüşme öncesinde de uzunca bir telefon görüşmesi yaptık. yazdıklarını okumak bana genelde keyif vermiyor ama gerek konuşmamızdan, gerekse yazdıklarından anladığım çok bilgili ve bu bilgileri iyi özümsediği açık, muhakeme yeteneği güçlü, çok iyi... benim kendi izlenimim, yorumum.

    ama kendisini iki kere de televizyonda izledim, yok hayır birinde yanındaydım, iki televizyon performansını gördüm diyelim. televizyona çıktığı anda o etkileyen zeka parıltısı gitti, sadece ne yapacağını, ne diyeceğini bilemez bir halde sağa sola bakınan bir çocuk geldi. sessiz, etkisiz, silik... bu bir suç, hata değil tabi ki, kimse canlı yayında iyi olmak zorunda değil. ama bunun üstesinden gelmek için takındığını düşündüğüm tarz da kötü: küçümser tavırlar, umursamaz yaklaşımlar...

    garip olan bir şey de, otisabi'nin bu tıkanıklığının geçerli sebeplerinin olması sözlük yazarları için. normalde seyrettikleri kişi ekşi sözlük'ten olmayan herhangi biri olsa yemediği eleştiri kalmayacağına emin olduğum şahıs için binbir tane mazeret bulunuyor. en alelade cümlesi bile "ayar" olarak algılanıyor.

    bu otisabi' nin imaj başarısı mı, yoksa ekşi sözlük yazarlarının kendi yutar salkımı mı ? belki de ikisi birden...

    herneyse, bilgili, eğitimli, dolu hali ve umursamaz tavırlarıyla sözlük'te bir çok kişinin idolü olmuş ama bunun bir sonucu olarak da ne yaparsa yapsın yalakalık derecesinde beğenilen bir insan olmuş sanki.

    sonuç olarak, tamamen geyik amaçlı anlamsız bir programın anlamsız konuklarının ve onlardan birazcık daha anlamlı sayılabilecek demirbaşlarının ortasında yer almış insan oldu bugün itibariyle. pişti ekibine ve bu programın seyirci kitlesine sanatçı kavramı konusunda güzel ama çok anlamsız bir nutuk vermeye çalışmış şahıs oldu. bence gereksiz ve anlamsızdı her açıdan ancak otisabinin keyfinin kahyası olmadığıma göre diyebileceğim bir şey yok.

    kimi entrylerdeki saldırgan ve küfürlü tarzı nedeniyle silinen entryler yüzünden süreki moderasyonu ve ekşi sözlük'ü ağır eleştiren ve yaratıcılıktan uzak ayar içerikli editleriyle beni benden alan otisabi, televizyonda kural tanımaz halinden çok uzaktı. en büyük dikbaşlılığı sanırım kendisine "siz" diye hitap eden ajdar anik' e "sen" diye hitap etmesiydi.

    bir de gördüm ki, kendisinden her an ve her durumda, önüne gelen herkese ayar vermesi beklenen kişiymiş. hiç sanmıyorum ama bu beklentiyi kendi yarattıysa yazık, bundan bağımsız olarak, kimden olursa olsun umutsuz şekilde ona buna ayar beklentisi olanlara da yazık...

    otisabi' nin benim hesabıma bugün belirgin olarak ortaya çıkardığı gerçek, ekşi sözlük yazarlarının ne kendilerini, ne de kendilerinden olanları eleştirmeye ellerinin ve dillerinin varmadığı hususudur. sırf o değil, eleştirene de rahat yok.

    ekleme: otisabi'nin haklı bir eleştirisi oldu daha önceki performans üzerine böyle konuşmamış olduğum yönünde, her iki performansının aynı yönde seyretmiş olması, ilk performansındaki bazı kriterlere bağladığım hususları genele yaymama sebep olduğu için bu şekilde bir görüş belirtme ihtiyacı hissettim.
  • uzun sacli arkadas degil otis. biraz once seyirciler arasindan cikip ajdar'a "sen sacmaliyorsun, biz de senle dalga geciyoruz" diyen sapkali cocuktur. ayari vermis, yerine oturmustur. yapti gene yapacagini.
  • aşağıdaki cümlenin sahibi olan yazar:

    "internet sayesinde ajdar var olmadı, ajdar zaten vardı, böyle serbest olarak salınıyordu, biz kendisine denk geldik"

    (bkz: gulerken sandalyeden dusmek)
  • çok sevdiğim sözlük yazarı nerede bir entrysini görsem, hangi dergide bir yazısına denk gelsem okurum. ama bugüne kadar bir tane yazısını anlayabilmiş değilim o ayrı konu. konuyla ilgili iki tez geliştirdim; birincisi bu adam betimlemenin bokunu çıkardığından kimse hatta kendisi bile ne yazdığını anlamıyor bu yüzden kimse eleştiremiyor ve güzel yazmışsın deyip geçiyor, ikinci ve daha kuvvetli olanı ise ben aptalım.
    misal bu hafta boxer'da gördüm yazısını hemen okumalıyım dedim, bu sefer yazıyı anlayacağıma dair bir his vardı içimde. yazıya giriş kısmı aynen şöyle; "papağanist mizahın içeriği yakın zamanda herkesin izlediği ya da tecrübe ettiği bir kolektif komiğe aynen referans vermekse de taklidin konusu "içerik" ile sınırlı değildir. biçimin taklidinden de mizah umulur ." 5 kere okudum bu girişi akabinde de siktir et gelecek ay ki yazısını anlarım dedim.neyse ki paris hilton’un kardeşi nicky hilton’un resimlerini koymuşlar ki dergiye boşa gitmedi para.

    (bkz: aptal olmanin dayanilmaz hafifligi)
  • bu sozlukte en cok kendi kendine yazi yazan ki$i, ilginc
hesabın var mı? giriş yap