• türk spor basının ısrarla glasgow rangers teknik direktörü olduğunu kabullenemediği fransız teknik direktör. adam takımın başına geçmiş, transferleri yapmaya başlamış hala le guen oraya le guen buraya..
  • bugun gorevinden ayrilmis teknik adam. daha dogrusu kulup hocayla anlasarak tazminatsiz sozlesmesini feshetmis. rangers - le guen beraberliginin basarisizligi herhalde futbol dunyasinda son yillarin en buyuk hayal kirikliklarindan biri olarak tarihe gececektir.

    bu ayrilik aslinda bize futbol hakkinda da buyuk dersler veriyor. olympique lyonnais'un basarisinin nedenini simdi sadece le guen faktorune baglamak zorlasiyor. jacques santini ile baslayan, paul le guen'le devam eden ve en son sirtinda liverpool'daki basarisizligin yukuyle goreve baslayan gerard houllier ile hic ritmini bozmayan bu takima uc tane mucize yaratan hoca gelmedigini, ortada tahminen iyi bir yonetim ve menajerlik ekibi oldugunu anlayabiliyoruz. yani keramet sadece hocada degilmis, onu goruyoruz.

    ote yandan turk spor basininin gozu aydin. ikinci devrede uc buyuklerden hangisi kotu giderse, o takimin hocasinin yerine "paul le guen" adini ortaya atacaklari gunu iple cekiyorlardir.
  • 90'li yillarin ilk yarisinda avrupa ve ligde firtina gibi esen psg'nin lama, dely valdes, djorkaeff gibi isimlerle birlikte onemli dislilerindendi. geriden iyi oyun kurar, defans/sol bek oynamasina ragmen surpriz goller atardi.

    bursaspor teknik direktoru olarak simdiye kadar ortaya koydugu performans beklentilerin uzerinde.

    bu arada ridvan dilmen'in turkiye - cek cumhuriyeti macinda verdigi yapma volkan tepkisinin bir benzerini yorumcu oldugu 8 mart 2017 barcelona psg maçında vermis; fransa'da uzun sure ozellikle marsilya ve monaco taraftarlari arasinda makara konusu olmustur.

    96 yilinda galatasaray'a 30-35 metreden hayrettin'in de yardimiyla attigi gol suradan izlenebilir.
  • george weahli zamanlarda şampiyonlar liginde fırtına gibi esen psg takımında sol kanatta oynardı futbolcuyken. kornerden topu kaleye gönderme, kaleciyi gafil avlama, gol yoklama gibi hadiselerin birkaç aşama ilerisine geçmiş, kornerlerden resmen şut çeken bir adamdı. topu oldukça yüksek bir seviyeye yollar, topun inişe geçerken kazandığı hızı verdiği inanılmaz falsoyla birleştirir, kalecileri maymun ederdi. bir avrupa maçında kaleci kornerden gelen ilk şutu güç bela tekrar kornere yolladıktan sonra bir kez daha şut çekmişti hatta kornerden... bu yüzden bunun kullandığı kornerlerin korkusundan kaleciler mutlaka çıkmaları gereken ortalara bile 'top ya kaleye dönüverirse' diye çıkmaya tırsarlardı çoğu zaman...
  • fransa ligi'nde güç dengesinin olmadığı, lige ambargo koyulan dönemde çalıştırdığı lyon dışında hiçbir başarısı olmayan bir teknik adamdır. nisan 2011'de galatasaray'la adı anıldığında küme düşürür iddiasında bulunmuştum.

    neye göre bu lige ve diğer hocalara xxl geleceği bilinmeyen adamdır.

    7 senelik lyon hegemonyasında 2-3-4 numaralı şampiyonlukları aldı. tıkır tıkır işleyen şampiyon takıma geldi, şampiyon devam etti. lyon'un o dönem ortalığı kasıp kavuracak bir rakibi yoktu.

    sonra da psg'de 1 tane lig kupası var.

    bu mu xxl? lyon sonrası psg, umman, kamerun, rangers kariyerleri başarısızlıklarla dolu. madem bu kadar xxl, iki takımlı iskoçya'da celtic'i geçip neden şampiyon olamamış sayın paul xxl le guen?

    rangers tarihinin 1978'den sonraki en kötü lig başlangıcını yapan adam bu. yetmediyse devamı var: kupada alt lig takımına elendi. çoğu ligde bir alt ligin takımının elemesi büyük olay değildir ama konu iskoçya'ysa rangers veya celtic finalden önce eleniyorsa skandaldır. zaten bu sonuç da rangers tarihinde bir ilk oluyor, ilk kez bir alt lig takımına eleniyorlar.

    zaten sonra 1 ocak sabahı kaptanı kadro dışı bırakıyor, 4 ocak'ta da "hayırdır?" diye güle güle diyorlar kendisine.

    hiçbir boka xxl geldiği yoktur. süper lig'deki 18 teknik adamı düşündüğümde hamza ve türbülent dışında net üstünlük kurabileceği bir adam yoktur, olmaz, olamaz.
  • lyon efsanesinin yaratıcısı gözüyle bakılan teknik adam. henüz resmi açıklama yapılmadıysa da biz kendisine yeni galatasaray teknik direktörü muamelesi yapıp dileklerimizi yazalım:

    şampiyon kulüpler kupası yarı finalinde oynadığı oyun ve attığı golle bizi üzen hagi, seneler sonra türk futbol tarihini değiştiren takımın en önemli parçası olmuştu. 1987-1988 sezonunda tek mağlubiyetini galatasaray'dan aldığı bir şampiyon kulüpler kupası serüvenini yaşayan psv'nin dünyaca ünlü sağ beki gerets, 20 sene sonra galatasaray'ın en unutulmaz şampiyonluğuna imza atmıştı. şimdi de karşımızda "hayrettin yapmaaa" efsanesine tanıklık ettiğimiz 4-2'lik galatasaray - psg maçında (bkz: 17 ekim 1996 galatasaray psg maci) hayrettin'i 40 metreden avlayan paul le guen var. dileriz o da hagi ve gerets gibi ilk randevuda bizi üzüp, yıllar sonra yollarımız tekrar kesiştiğinde sevinçten havaya zıplatanlar kervanına katılır.
  • kamerun milli takımıyla 6 aylık sözleşme imzalamış teknik direktör.
    le guen gibi bir hocanın kamerun milli takımını çalıştırmasını anlayamamışken, 6 aylık anlaşmaya imza atması bünyede combo etkisi bırakmıştır.
  • bazı teknik direktörler vardır; eldeki kadroyu alır, o kadroya bikaç küçük takviye ile kısa zamanda belli başarılar kazandırır. ancak bu tip hocaların başarıları da kalıcı olmaz. mustafa denizli, lucescu ve pareira bu tip hocalardır.

    bi de nispeten uzun bir süreçte (başlarda başarısız olsalar da) getirdiği yeni yapılanma sayesinde kalıcı başarılar bırakır.

    paul le guen bu tip hocalardandır. en önemli özelliği takıma kalıcı bir yapı bir karakter kazandırmasıdır. isimsiz futbolcuları alıp yıldız yapmasıyla da bilinir.

    ayrıca galatasaray'a gelmesinden mutluluk duyacağım ender fransızlardandır.
  • transfer mevsiminin gelmesiyle birlikte adı yine üç büyüklerle anılmaya başlayan fransız teknik direktör.

    çok şaşalı ve sonucunda türk spor kamuoyunun bile dikkatini çeken, lyon döneminden sonra düzgün bir kariyer planlaması yapamamıştır.önce yabancı bir teknik direktör için zor ve ada futbolunun kendine özgü koşulları olan iskoç liginini tercih etmiş, sonucunda çok kısa süren bir deneyim yaşayarak ayrılmıştır.devamında yılların dağınık ve yıpranmış psg'i(muhtemel duygusal nedenlerle) tercihi ve orada yapılması geçiken revizyonu gerçekleştirmeye çalışması ve bu dönemde sıkıntılı sezonlar yaşamasıyla birlikte, kendisinden beklenen başarının gelmemesi bu arada lyon'un hala aynı başarılı çizgiyi sürdürmesiyle le guen isminin üstündeki sihir bir parçada olsa silindi.

    şimdi bir kez daha adı türk takımlarıyla anılıyor.ama muhtemel ki şu anda fener ya da cimbomun başına geçse kredisi 3-4 sene önceki kadar çok olmayacaktır.
  • süper bir kariyere doğru giderken neden umman gibi boktan bir ülkenin milli takımına gitti gerçekten merak ettiğim fransız teknik adam.

    beşiktaş ve paul le guen yazarak transfer yalanları sezonunu başlatayım mı?
hesabın var mı? giriş yap